Kıbrıs iktibasSevgül Uludağİnsani girişim.. - Sevgül Uludağ

İnsani girişim.. – Sevgül Uludağ

Orjinal yazının kaynağıyeniduzen.com
diğer yazılar:

Annesi Emine Arif Latif’in, Temmuz 2023’te ani ölümü ardından girişim üstlenen Hatice Kerlo, iki taraftan mezarlıkların temizlenmesini sağlamaya çalışıyor. Ailesiyle birlikte Kıbrıs’ın güneyinde hayatını sürdüren ve iki toplumlu etkinliklere her zaman önemli katkılarda bulunan Hatice Kerlo arkadaşımız, Larnaka’daki Kıbrıslıtürk mezarlığı konusunda geçtiğimiz Eylül ayında çeşitli Kıbrıslırum yetkililer ve Larnaka Belediyesi nezdinde girişimde bulunmuştu ve burasının temizlenerek otların kaldırılması ardından bu kez de Prastyo köyündeki (şimdiki adı Dörtyol) Kıbrıslırum mezarlığının temizlenmesini sağladı. Konuyla ilgili olarak sosyal medya sayfasında paylaşım yapınca biz de Hatice Kerlo’ya neden böyle bir girişimde bulunduğunu bize anlatmasını istedik. Alkışlanması gereken bu insani girişimi hakkında Hatice Kerlo bize şöyle yazdı:

“OTLARDAN MEZARLAR GÖRÜNMÜYORDU…”

“Annemizi 12 Temmuz 2023 tarihinde kaybettiğimizde defin işleri için Larnaka’da bulunan Müslüman (Türk mezarlığı olarak da biliniyor) mezarlığına küçük kardeşimle birlikte gittik. Oraya gittiğimizde bir iki Lübnanlı  gençle orada sohbet ediyordum. Gençlere annemizin vefat ettiğini ve vasiyeti üzerine buraya defnetmek istediğimizi söyledik. Onlar da bize, kendileri bu mezarlığın bakımında (buna mecbur değiller), cenaze işlemlerinin yapılmasında görev alan ve hiçbir maddi manevi karşılık almadan gönüllü bir şekilde yardım ettiklerini söylediler. Konuşup anlaştıktan sonra mezarlığın hem içine hem de dışına göz attığım zaman ottan görünmeyen mezarların olduğunu gördüm. Burayı temizlemek kimin görevi diye sorduğumda bana Kıbrıs mallarından sorumlu iskan dairesinin buradan sorumlu olduğunu ve temizlemekle mükellef olduğunu söylediler fakat maalesef yapılmadığının altını çizdiler.”

“CENAZEYE GELENLER DURUMU KINADI…”

“Ertesi gün cenazemiz olduğundan bir şey yapma fırsatım yoktu. Cenaze günü oraya gelen herkes bu durumu görüp kınadı, bu nasıl bir durum diye çünkü mezarlığın giriş kapısından içeri girmeye zorlandılar yığınla ot vardı. Gönüllüler tarafından mezarlardan sökülen otlar dışarıya atılmış ama kimse belediye dahil olmak üzere gidip o otları bile oradan kaldırmamış. Tabii bölgede inşaat çalışması da yapıldığından bir de mezarlığının girişine yakın kumlar çakıllar dökülmüş kısacası berbat bir görüntü ortaya çıkmıştı.”

“ANNEMİN MEZARI BAŞINDA SÖZ VERDİM…”

“Cenazenin ertesi günü yukarıda bahsettiğim sorumlu daireye gittim ve açıkçası hesap sordum ve mezarlığın eksiklerine de değindim. İlgilenilecek dendi. Oradan çıkıp Larnaka Belediye başkanına koştum, en azından dışarıdaki otları kaldırması için. Oradan da çıkıp annemin mezarına koştum. Annemin mezarı başında söz verdim. “Senin hayrına, senin anına, bu ülkede nasıl evlatlar yetiştiğini, nasıl hayırlı bir ana olduğunu göstermek için, gerek bu adanın kuzeyinde, gerekse güneyinde bulunan kendi haline terk edilmiş atıl bırakılmış tüm mezarlıkları çiçek gibi yapacağım anacığım” dedim. Annem ölümü esnasında telefonunun ekran görüntüsü ağlayan göz bulunduran Kıbrıs bayrağı olan bir insandı. Kendini bildi bileli bu vatanın birleşmesi için, barışın gelmesi için her atılan adımlara katkı koymaya çalışan ve evlatlarını da bu şekilde büyüten eşi benzeri olmayan bir anneydi.”

“HER GÜN OT TEMİZLEMEYE GİTTİK…”

“Ben annemin mezarında böyle söylenip ağlarken baktım belediye adamları dışarıyı teftiş için hemen gelmişler bile. Ertesi gün de o dışta bulunan otların hepsini aldılar. İçeriye giriş yetkileri olmamasından ötürü, çünkü dediğim gibi yetki başka bir merciye ait olduğu için, içeriye müdahale edemediler.

Bu esnada Kıbrıs’ın güneyinde ikamet eden bazı Kıbrıslıtürkleri de yanıma alarak hergün iş çıkışı mezarlığı gidip hep beraber ot sökmeye temizlemeye başladık. Bunun sebebi kuru otların çok olmasından ve havaların sıcaklığından yangın çıkarsa korkusu olmasından ötürüydü. Baktım olacak gibi değil, alan çok büyük, biz dörtte birini bile yapamıyoruz.”

“HÜKÜMET SÖZCÜSÜNE KADAR GİTTİM…”

“Kalktım direk hükümet sözcüsünün yanına gittim ve ondan bu durumu değerlendirmesini istedim. Hemen ertesini günü annemi ziyarete giden bir arkadaşımız ağlayarak beni görüntülü aradı. “Hatice mezarlığa noldu böyle, her taraf ışıl ışıl” dedi. İnanamadım mezarlığa koştum her taraf pırıl pırıldı. O gün anneme verdiğim sözü tekrarladım, hem kuzeyde hem güneyde adanın her noktasında bu mezarlıklara gönüllü olarak, ne benim ne de bir başkasının kesinlikle bu durumdan hiçbir maddi çıkar sağlamadan annemin ruhu için bu işi yapacağım dedim. Hepsi ışıl ışıl olacak.”

“CANLILAR KADAR GÖÇENLER DE KIYMETLİDİR…”

“Benim için canlılar ne kadar kıymetliyse bu dünyadan aramızdan göçen sevdiklerimiz aynı eşitlikte, o kadar kıymetlidir.

Benim felsefemde bu dünyada anneme nasıl bir hayırlı evlat olduysam, onu nasıl hep gururlandırdıysam, nasıl ki emeklerini boşa çıkartmadımsa, yaşarken annemizi mutlu edebilmek için nasıl ki elimden geleni yaptıysam, ölümünde de aynı şeyi sürdürmektir. Anneme artık hediye alamam, elini öpemem, yüzünü şakalarla, bu dünyada güldüremem, ona sevdiği yemekleri yapamam… Ve daha neler neler…. Ama bu şekilde onu herkesin duasına katabilir ruhunu şad edebilirim…Bu şekilde annemin rahat uyumasını, ötelerde bize bakıyorsa tebessüm etmesini sağlayabilirim…

İşte bu yola böyle çıktım, inşallah birilerinin bu dünyada yüzünü güldürür, mutlu eder ve ötelerde de anneme rahatlık gönderebilirim.”

Prastyo mezarlığına da arkadaşlarından yardım alarak el atan ve temizliğini sağlayan Hatice Kerlo arkadaşımızı bu insani girişimi nedeniyle kutluyoruz…

gg-163.jpg

  • Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Yeniçağ Gazetesinin editöryal politikasını yansıtmayabilir 
- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
325AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin