Türkiye Futbol Federasyonu’nun organize ettiği Süper kupa finali oynanmadı. Bunun sebebini anlamak ve değerlendirmek için normal zeka seviyesine sahip olmak yeterli.
Bilindiği gibi final maçı Arabistan’ın başkenti Riyad’ta oynanacaktı. Bu fikir kimden çıktı bilinmez ama buram buram yağcılık kokar. Bu Erdoğan’ın fikri değilse bile Erdoğan’ı çok mutlu eden bir fikirdi.
Erdoğan liderliğindeki Türkiye yönetimi Atatürk’ün hedef gösterdiği medeni ülkeler seviyesine ulaşma yerine Körfez’deki Arap ülkeleri ile ilişkiler kurmayı ve Türkiye’nin yönünü ortaçağ artığı Arap ülkelerine çevirdi.
Erdoğan’ın şeriat yanlısı ve İslam’a inancına dayalı bir yönetim anlayışı içinde olduğunu biliyoruz. Zaten bunu da gizlemedi.
Kendini “Ekonomist” olarak ilan etse de aldığı tedbirlerle İslam hadis ve Kuran bilgilerine dayalı kendi teorilerini uygulayarak bugünkü şartları yarattı. Türkiye’nin yaratılan bu ekonomik buhrandan kurtulmak için Erdoğan yönetiminin Arap sermayesine muhtaç olduğu bir gerçektir.
Arap sermayesine satılan TC’nin kurumları ve büyük şirketleri yanında Boğaz manzaralı köşkler, ve “Kanal İstanbul” projesiyle Arap şeyhlerine mülkler de satıldı. Dini inançlarına dayalı bu Arap sevgisi ve hayranlığı o hale getirildi ki Arap kültürünü İslam kültürü olarak Türk kültürünün yerine koymaya başladılar. Bunun için işbirliği yaptıkları tarikat ve cemaatlere eğitimde görev verdiler.
Arabistan’ın yöneten Suud Hanedanı ortaçağ gericiliğinin örneklerini sergilemektedir. Elbette ki Suud ailesi günümüz dünyasının tüm nimetlerinden yararlanmakta halkını da kendilerinin tabası olarak görmektedir.
Maçın oynanma sebebi aslında geç kalınmış bir karşı çıkıştır. Kararın alındığı anda bu karşı çıkış yapılarak finalin Türkiye’nin bir kentinde oynanması sağlanmalıydı. Yaratılan koru imparatorluğu nedeniyle pek yüksek ses çıkarılmadı.
Atatürk hassasiyeti gösteren Galatasaray ve Fenerbahçe tüm Türkiye’den destek aldılar. Bu karşı çıkış aslında Erdoğan yönetimine de bir mesajdı. Atatürk sevgisi Erdoğan sevgisinden çoook fazladır ve bu kıyaslanmayacak seviyededir. Bu nedenle AKP de alınan kararı desteklemek zorunda kalmıştır. Takiye yapmaktadırlar.
Erdoğan’ın bu konuyla ilgili açılaması bu yazı yazılırken yapılmadı. Aslında hiç konuşmaması bile çok şey anlatır.
Çok değil birkaç yıl önce Kaşıkçı cinayetinde yaşananlar hafızalardadır. Bu cinayeti aydınlatma ve suçluları yargılama yerine dosya Suudilerin isteği üzerine Arabistan Krallığına gönderilmiş ve konu kapatılmıştır. Elbette bunu neyin karşılığı olarak yaptığı bilinmemektedir. Ancak bu tavır vicdanlarda doğru bulunmamıştır.
Ne ilginçtir ki TC vatandaşları Suudi Krallığında duydukları Atatürk hassasiyeti kendi ülkesinde duymamaktadırlar. Atatürk’ün ilkeleri ve devrimleri birer birer yok sayılmakta buna rağmen iktidarı geri adım attıracak zorlama yapılamamaktadır. Bunun birinci sebebi yaratılan korku imparatorluğudur. Bir avuç sermayedarın oluşturduğu oligarşik faşist yönetim Türk kültürünü yok ederek yerine İslam’a dayalı yönetimi arzulamaktadır. Bunun adı da günümüzde İslami faşizmdir.
Riyad’da gösterilen tepki Atatürk’ün emanet ettiği çağdaş, laik cumhuriyetin korunması için de gösterilmelidir. Geç kalınmış olmadan.