yaklaşımlarHalil PaşaKitap Eleştirisi: Vretçalı Hoca (2)* – Halil Paşa
yazarın tüm yazıları:

Kitap Eleştirisi: Vretçalı Hoca (2)* – Halil Paşa

Yeniçağ podcastını dinleyin

(*) Vretçalı Hoca, Baranga yay, Abdullah Korkmazhan.

Kitapta Özker Hocanın yakın yoldaşı Denizer’in anlatısında; 1976’da CTP Genel Başkanı olduktan sonra, AKEL üyesi olarak CTP içerisinde ayrı çalışan bir AKEL hücresinde yer alır Özker Hoca. AKEL ile görüşmeleri de Genel Başkanları Papayuannu ve Hristofyas dahil, Londra’da gerçekleşir. (Sf.63) Bu yıllarda SSCB’nin “sosyalizmin anavatanı”, “AKEL’in Kıbrıs’ın tek işçi sınıfı partisi”, bunun dışında yer alan solun ise tehlikeli ve zararlı” olduğu konusunda CTP içerisindeki KÖGEF’çilerle Özker Hoca’nın düşünceleri örtüşmektedir. Kitapta ayrıca Özker Özgür’ün, “tek ülkede, bir işçi sınıfı partisi gerektiği” tezine ve AKEL’in Kıbrıs işçi sınıfının tek partisi olduğu görüşüne de vurgu yapılmış.  Ve Hoca’nın “AKEL ile ilişkilerini ve üyeliğini hiçbir zaman inkar etmediği” de özellikle belirtilmiş. (Sf 64)

Kitapta belirtilen, “AKEL-CTP ilişkisinin yalnızca siyasi değil ekonomik olduğu” da dikkatli okurun gözünden kaçmayacaktır. Nitekim Mustafa Denizer, “1990 yılına kadar CTP’nin ekonomik yükünü Londra’nın çektiğini” belirtmekte ve AKEL’in ekonomik katkılarından bahsetmektedir. Ek olarak YENİ DÜZEN gazetesine ait matbaanın da AKEL’in katkılarıyla Doğu Almanya’dan alındığı ifade edilmekte. (Sf 63)

Özker Hoca ile YKP birlikteliğinden doğan YBH süreciyle ilgili kitapta yazılanlara gelince:

Sanırım, 12 Eylül 1980 darbesi öncesinde Türkiye 78 kuşağı solu ile aktif olarak dayanışan, KÖGEF-CTP bağlaşmasını AKEL ve SSCB’nin uydusu olmakla eleştiren, bu nedenle de CTP yönetimi tarafından dışlanan Üçüncü Kuşak Kıbrıslı Türk Solu anlaşılmadan;  Özker Hoca ile Durduran arasında çelişkiymiş gibi görünen YBH sürecini anlamak mümkün değildir!..

Ancak kitapta, kısmen TKP içerisinde yer alırken bu arada HALK-DER’i de kuran ve sonrasında YKP kurucuları arasında yer alan bu sol kuşaktan kitapta hiç bahsedilmiyor. YBH süreciyle ilgili tek birisinin görüşüne dahi başvurulmamış. Hatta Özker Hoca’nın YBH’dan ayrılma nedenlerinden birisi, “Durduran’ın anti-komünistliğine” bağlanmış ama bu konuda Durduran ya da çevresinden tek bir kişinin görüşüne dahi başvurulmamış.

Çok kabaca ve kısaca o dönemi özetleyecek olursam: 1970’li yıllarda “Maocu”, “Goşist” diye ötekileştirilip, 20 yılı aşkın bir süre, DGD ve CTP’nin “karşı devrimci” ilan edip kapısından içeriye sokulmayan solcuların, YKP’nin kurucuları ve hatta yöneticileri arasında olduğu bilinmeyen değildir. Demem o ki; 1975’den beridir, 20 küsur yıllık birikmiş keskin siyasal görüş ayrılıklarının da YBH’na taşınmış olmasıydı. “Ancak o yıllar, SSCB’nin dağıldığı, Çin’in kapitalizme evrildiği, Arnavutluk vb. ülkelerde ‘sosyalist ekonomilerin’ çöktüğü, 12 Eylül askeri cuntasının Türkiye solunu adeta soykırımı andıran bir zalimlikle ezdiği yıllardı. Ve hem dünyada, hem Türkiye’de ve hem de o dönemin Kıbrıs’ında, sol, kendisini büyük bir siyasi kaosun içerisinde bulmuştu” deyip burada durayım.

Diyebiliriz ki YBH süreci, Kıbrıs’ın kuzeyinde daha on yıl öncesine kadar solun farklı uçlarında örgütlenmiş kişilerin, sol siyasette büyük alt üst oluşların yaşandığı bir anda CTP’de yaşanan siyasi depremin ertesinde başladı. Ve adalı solun yakın tarihine solun başarısız bir birleşme ya da ittifakı örneği olarak geçti.

Bu nedenledir YBH süreci, kitabın 115 ile 210 sayfaları arasında, “Anılar, Tanıklar” başlıklı bölümünde Özker Hoca ile paralel siyasi görüşe sahip tek taraflı röportajlarla açıklanamayacak kadar geniş ve Kıbrıslı Türk Sol’u için de önemli bir deneyimdir.

Ayrıca kitapta, Hoca’yı CTP’den dışlayan KÖGEF veya Naci Talat’a yakın olan kesimin görüşüne de başvurulmamış ki kanımca bu da önemli bir eksikliktir. Bu nedenle Özker Özgür’ün “CTP’den atılması” ya da “YKP’den ayrılması” ile ilgili kitaptaki anlatıların pek çoğu ne yazık ki birbirinin tekrarı gibidir.

Öte yandan kitapta yazarın, Özker Hoca hakkında görüşüne başvurduğu iki kişinin hakkını teslim etmek gerekiyor. Biri CTP MYK’sında da yer almış Barış Burcu. Tanık olduğu pek çok siyasi olayla ilgili Özker Hoca hakkında, o yılların somut koşullarını da göze alan geniş kapsamlı eleştirel yaklaşımlarda bulunmuş. Diğeri Özker Hoca’nın kızı Münevver Özgür. Bir baba ve bir siyasetçi olarak Özker Hoca hakkında kendi gözlemlerinden yola çıkarak, en azından benim ve okurun pek çoğunun daha önce hiç bilmediği, onun entelektüel ve sosyal yaşamı hakkında da pek çok yeni bilgiler atarmış.

(DEVAM EDECEK)

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin