Yaşadığımız gerçeklerden birikim ve deneyim elde etme olayı vardır. Bu çok önemlidir. Ayrıca, bilmeden hemen dalıp “sanırım” bakışıyla konulara dalmak da yanlışın ikinci halkaası halindedir. Buna ek olarak hep düşülen öteki yanlış da hala olayı gündemleştiren, yönetim şeklinden sisteme varan siyasal konuma dikat edilmedikçe, hep kandırılmaya uğramak kolaylığı koşulu yerleştr. Bu her zaman yaşanırsa da kronikleşen düşünce hastalığı teslimiyetine de normal hal kondurtur.
Son gelişmeler adeta bunun yeniden üretilmesi şeklinde geçer. Üstelik çoğu zaman da bilgi yerine algı ile sanırı m kısgacında yeniden yaşanma gibi acı sonuçlar da sıralanmaya devam eder. Son öteki nokta da şu: sizin konu hakında net seçeneğiniz yoksa, görüşünüz içeriksiz olunca da her sunulan en kötü algı oynunda dahi medet uman teslimiyet muhalefetçi ekseninde rolunuzu da oynamaktan kurtulamazsınız.
***
Önce, ayak üstü Erdoğan ve Hristofidisin konuşması gündem haberine takılır. Herkesin kendi sanırımla yorumlar, sanki kesin doğru gibi algılanıp da beraberinde gelecek sözler sıralanır. Olayın doğruluğu falan da düşünülmez. Sıralama devam edince de beklentiler de deyişik hale sokuldu. Nerede ise Hristodilisin Ankaraya gidip Erdoğanla konuşacağı anlık durumdaymış izlenimi yaratıldı. Güney basını hemen deyişik görüşlerle doğruluk ekseninden hareket ediyordu. K. Kıbrısta ise kendi teslimiyet yörüngesinde dolaşıyordu. Foncu barış severler, hemen, Tatara göndermeler yaptı. Onun teslim olup yeni oyundaki tutumu hayali kurgulandı. Barış ve federasyon lafazanlıkları ayuka dek çıktı. Koltukçular ise talimat net gelmediği için, şaşkın halde beklediler. Kendilerince bazı ayni tekrarlar dışında fazla karşılık veremediler. Talimatla koltuğa otururp, teslim olanların işbirlikçi hali yeniden yaşanıyordu.
Bu arada Erdoğanın Hristodulidisi direk başkan olarak davet etmediği anlaşılmasına rağmen, ayni terane okunmaya devam ediliyordu. Güneyde ise gerçek biraz sırıtınca da ordan oraya savrulan algılarla gündemi devam etirdiler.
****
Derken, oynun ikinci sahnesi açılınca, başka gerçekler sırıtmaya başladı. Bu defa hem de hafta sonu, hiçbir durum yokken, Erdoğanın özel uçağı gelip bizim koltukçu üst makamlı iki kişiği alır. Öylesine anlık ve habersiz yapıldı ki ne önceden gidilecek duyurusu vardı, nede yerlerine basit görevlendirme dahi yapılmadığı hızlı süreçte gerçekleşti. Beklenti değişikti. Fakat, önce ses seda çıkmadı. Herkes kendi tahninini açıklamaya başladı. Sanırımların en yoğun noktası “fırça yedikleriydi”. Bazısı da bu durumdan kendine sevinç duygusu kondurtu. Ama, koltukçular hiçbir şey hala açıklamıyorlardı. Bilgisizlik ve tahmini hava durumları sonunda herkes kendi tahminini ulu orta açıklamaya girişti. Bir eksiklikle, bazı önemli imzlar veya uyarılar konusunda hep eksiklikler brakıldı. Ama, Erdoğanın böylesi çağırma şekli deyil de giden teslimiyetçilerin haliyle uğraşmak da daha kolay ve risksiz olmanın da tutumu vardı.
Soradan makamcılar bildik klasik ezeri tekrarladı. Tabi ki hiç inandırıcı olmadı. Çünkü saydıkları gerekçeler nedeniyle kendilerinei apartopar ve hızla özel jet gönderip alma tutumunu açıklamaya hiç ama hiç yetmiyordu. Ama, kendileri bildik ezberi ile adeta koltukta olduklarını sadece açıklamaya yetiyordu. Tabi, fırça yiyip de sıra bekleyenler de fazla söz söylemedi. Ne UBP ötekileri nede ana muhalefet konumundakiler konuyu fazla deşemediler. K. Kıbrıs gerçeğidir.
Yetersiz bilgi ve beklentiler, Kıbrıs gerçeklerinde yeniden kendi sendromlarını ortaya serdi. Gaz paylaşımından tutun önümüzdeki günlerde önemli gelişmeler ifadeleri havada uçuştu. Ama içerik diye pek de bilgi de yok. En basitiyle Erdoğanın Tatar ve Üstele ne dediği dahi pek bilinmediği de anlaşılıyor. Gazeteciler araştırma yerine, söylenenlerle tahmin yürütme ve sisteme dokunmama tutumunda sıralandılar. Nedense bu gelişmelerle adada olanları bağdaştırmak da pek olmadı. Bir noktayı belirteyim, yapılan algı danslarında bilgi eksiklikleri çok. Sanırımla tahmin etme düzeyi devam ediyor. Bu arada önemli mesaj da veriliyordu. Kıbrısta birşeyler olabilme düşüncesi piyasada tutuyorsa, demek ki mülk satışını da ateşleyecek. Hele de bu yerler ruma verilecek düşüncesi de eklenince, belirli yerleşimdeki mülk devri de artmaya aday haline gelecek. Asronomik rakamlar bazı yerlerde etkilenme durumu da mümkün. Mülk ganimet hırsızları birden nasıl olsa veya birşeyler sözleri arkasında mal satış artışı da kolaylaşma şansı olacak. Nitekim belirsiz bilgisizlik ile korku ile rant aşkı yeni deyişken ilişki dönüşümlerine de hizmet edeceği kesin.
Dikat edin, Erdoğan net birşye söylemedi. AB ekseninde pek bir şey yok. Hristodilidis ısrarla Erdoğanla görüşme istiyor. Politikasını buna dayatıyor. Onun için kendinin Erdoğan tarafından direk Ankaraya davet edilmediği gerçeğini hala net şekilde açıklamadı. Bizimkiler mi: zaten biliyoruz. Onların koltuğa gelişi malum. Üstelik söylediklri ayni ezber. Belki Ersine biraz sus dendi. Türkiyedeki yerel seçimleri bekle hikayesi de dikatin biraz gerisinde. Fakat, şu düşünülmüyor: tam da yerel seçimlere Türkiye giderken, İstanbul gibi konuyu ölüm kalım şekline sokarken, Kıbrısta en ufak taviz algısına dahi tahamülü olmayacağı da kesin. Onun için, önce gerçekleri öğrenelim. Öğrenelim ki öngörüyü de yerine koyalım. Gazze, Ukrayna ve şimdi de Kızıl Denizde işler tırmanırken, türkiye Kuzey Suriyede aşta olmak üzere eldeki yerleri defakto deyişimine oynarken, K. Kıbrısta brakın normal brakmaıyı kördüyümleri inanılmaz derecede çözülmez hale sokmaya devam ederken, öyle algı oyunlarla hem güney hem de Kuzey de karşılık verince, demek ki işler yolundadır. Hele Akelin de teslimiyet derecedeki siyasal yetersizliği ile Erdoğanın Kıbrısı çözme umudu da tarihi düşüncenin önemli beleşi olacak.