Aklımızla oynarsak, istenilenleri de de sıfırlarsak, ya ilgisiz veya yanlışları savunan kişilik düşüncesine geliriz. Emperyalizmin gerçek işşleyişini yok sayarsak. İsrailin Yeni sömürgecilik süreciyle, Ortadoğunun ortasına hançer gibi saplanan bölgesel devlet olarak kuruluşunu sildirip, normal ülke gibi ele almaya başlarsak. Emperyalizmin devlet biçimlerinden birinin idolojisiyle faşizmi unutuyorsak. Yerine bazen özgürlük bazen aşırı sağ deyip de kabullenirsek. Bunlar yaşanan güncel gelişmelerde hep aldatılma koşulalrını da derinleştirir. Öyle derinleştirir ki İsrail saldırılarını güvence diyecek derecede faşizme, emperyalizme teslim olmaya dek taşır. Tekrarda yarar var: biz gerçekleri akıldan sildirtip
Yerine sistemin dedikelrini korsak, algı operasyonlu teslimiyetçi olma sonuçlarına da katlanan değişik birey haline sokuluruz.
Kısa zamanla sınrlı kalacam. Yılı geride brakırken, İsrail Suriyedeki iran komutanını havadan vurur. Pek haberi olmaz. Ayni şekilde İsrail aylara varan Gazze katliyamına çoluk çocuk demeden sürdürüyordu. İsrail yetkilileri “Lübnan, Katar ve irandaki” Hamas yetkililerini vuracağını açık şekilde açıklıyor. Tabi Türkiyenin de adı vardı. Bunlar öyle masal veya geçiştirilecek konum deyildi.
Lübnana durmadan füze yağdırırken, batılı medya şaklabanlarla birlikte, Hizbulahı suçlayıp Kırmızı çizgilerin aşıldığı belirtiliyordu. Filistinliler ise İsrail kurulduğu veya doğrusu kurdurtulduğu günden beri acı çekmenin, sürgün olmanın ve katledilmennin dışında hayat şansları da kalmadı. Olaylar sene sonunda basit birkaç gelişmeyle böyle devam ediyordu. Öyle devam ediyordu ki herkes yeni yılın havasında iken, Gazze füzelerle yıkım cehenemi yaşamaktaydı. Ateşkes dahi ilan edillmedi. Daha kötüsü
Türkiyede Filistin lafı kulanılarak resmen şeryat çağrısı veya halifecilik çağrıları dahi kulanıldı..
Biz yeni yıla girdik. Ama, İsrail faşist devleti boş durmadı. Lübnanda bulunan Hamas komutanlarından biri katledildi. Hem de Füzeyle. Kimse İsrail dışında birilerini düşünmedi bile. Çünkü İsrail hep ayni tekniği sanki sabah uyanıp yataktan kalkar gibi yapmaktaydı. Bu durum bazı soruları da kuşkularla sordu: İsrail, Lübnanı da ateşin içine mi alacak. Çünkü söz konusu edilen devlet israildi. Başbakanı da artık faşist karakterisliği tartışılmaz şekilde eylemlerle de kanıtlandı. Ama, yine de israile tavır yerine Hizbulaha sakinlik öneren pişkinler de oldu. Yine de şu yalan tutuyordu: Amerika, bölgeğe gelme nedeni, savaşın yayılmasını engelemekmiş. İnanan var mı diye sorarsanız, algı tutsağı çok kesim olduğunu ekleyerek yanıtlayalım.
Daha yeni yılın nefesi tam hissedilmedi. Ama, bu defa iranda provakatif patlamalar oldu. Tam da katledilen Kasım Süleymaniği anma mezar bölgesinde. Belli ki hedef irandı. İran için çok söylenecek sanık var. Üstelik israilin hedefinde olduğu, Amerikanın kurdurtuğu şeryatcı cihatçılar da rol almaya hazırdı. Ayrıca, bizde pek konuşulmasa da iranın dibinde Azerbeycanda İsrail üstleri var. Bu üstelerin bazı iran ırak saldırılarında, suikaslerinde rol aldığı sır değildir. Kuşku çok. Ama, net olan Amerikan İsrail onaysız olmayacak provakatiflik var. İran içinde değişik meshepli veya komşu benzeri yapılar bir tetikleme ile rol almaya hazırdı. İrana uyarı mı yoksa savaşa çekme siyasal hedefi mi net deyil. Ama, zaten iran doksanlardan beri ABD ve İsrail için şer eksenli ülkeydi. Etraftaki ülkelerden bazı üstler veya desteklenen örgütlerle de birçok saldırıya da uğradıydı.
Peki bunların mesajı ne: Ortadoğusuz emperyalizim düşünülemez. Kocaman projeleri ve karşıtlık hedefli siyasal askeri planlar var. Üstelik bunların merkezinde yeni sömürgecilik döneminde kurdurtulan İsrail merkezli olma gibi acayip net keskin durum da hala devam ediyor. Birkaç günlük gelişmeler, buna ek olarak İsrail mahkemesinin de hala Metanyahunun yargılanmasını istemesi, bize nasıl Ortadoğu gelecekteki Emperyalist karmaşanın resmini sergiliyor.
Son not: bu son döngüde ençok yaralanan yine Filistinlilerdir. Filistinlilerin lideri ELabas ise meydanda yok. Sıkılmadan hala eğerle fırsatlı haldedir. Verirlerse Gazze idaresini de istiyor. Ama, Filistinlilerin lidersiz aşmazı da siyasal ilişkilerde epey sancılı. Bu koşulda da onca yıkıma karşın Hamasın Filistinliler içinde güçlenmesini de anlamak gerekir. Filistin sorunu israsil ve emperyalizim. Üçkenin temel çerçevesi bu.