yaklaşımlarÖzkan YıkıcıParadoksal kıskaca sokulan Amerikan algıları - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Paradoksal kıskaca sokulan Amerikan algıları – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Basit örnekle paradoksal konuya girelim. Ayni konuda dahi, yeri geldiğinde direk ABD suçlanırken, ayni konuda hemen sonra Amerikasız konuyu yorumlama döngüsüne dek düşüldüğüne hep günümüzde tanık oluyoruz. Bir b aşka açıdan, Amerikanının gün ola siyasetleri demokrasi ve özgürlük getireceği algısıyla kabullenilip savunulurken, ansızın ayni konuda hemen Amerika yokmuşçasına yerel eksende sıkışıp iki tarafı suçlama derecesine geriliyoruz. Kıbrıs sorununda da aynen bu paradoks yaşanıyor. Yeri geldiğinde ABD temel suçlu ilan ediliyor. Başka eksene hemen kayıp ancak Amerikan onayı ile çözüm olasılığı vurgulanıyor. Birden daralıp da bu defa iki toplum liderli başlayıp karşı taraf veriştirmelerilyle konu sığlaştırılıyor. Tüm bu yaşananlar en başta sistemi ret etmekle başlar. Emperyalizmi birden analizlerde siliyorlar. Peşinden yerine göre Amerikan pro bağanda algısıyla sorun Amerikan siyaseti ekseninde gelecek “umudu” olarak ponpalanıyor. Oysa gerçeklik netdir. Ama, siyasal oturtulan sermaye yörügnesi sonucu böylesi siyasal algı operasyonları da artık normal hale geldi.

Özellikle sosyalist hareketlerin örgütsel yenilgileri sonrası Doksanlarda ana eksen Amerikan planları ve müdahaleleriyle dünyada Demokrasi ve özgürlüklerin korunacağı politikası algısal olarak tutu. Tüm açık Amerikan müdahaleleri işkaleri hep bu gözlükle kavratıldı. Olaylardaki başarısızlıklkar yanında özellikle Batı kolektif blok dayandığı örgütlerin de gericilik politikasının aparatları olması, giderek birçok konuda sanki Amerika yokmuş gibi de algılaştırıldı.

Nitekim emperyalist gerçekliği ile Neoliebral kurumsallaşma hamlelerinin dayanaklerı gericilik ve faşist örgütler oldu. Ortadoğuda islami cihatçı yapılar siyaset dünyasında etkin oldu. Birçok yerde de etnik faşist hareketler güçlenridirilerek başarı kılınma uğraşları oldu. Amerikan başarısızlıkları ve hegemonya gerileme süreçleri sonucu, başta ABD ve İngiltere oyuncu olarak bölgesel müttefik güçleri kulanmaya başladı. Bu bölgesel güçlerden biri de Türkiye idi. Batı emperyalist blok ve özellikle ABD ve Birleşik Kıralık Türkiyenin Suriye ve Libya girişlerini ve orda yaptıkları cihatçı yerleştirme politikalarını hala destekliyorlar. Bunlar tesadüf değildir.

Günümüzde hem rolü hem de yokluğu ikileminde Amerikan İngiltere emperyalist gerçeklerini yaşıyoruz. Olanlar net. Verilen roler de ortrada. Fırsatı kulanıp bölgesel yayılmacı kesimler de bu zayıflayan ama olan emperyalist hegemonya kuralını kulanmaya çalışıyorlar. Boşuna Ortadoğu projeleri peşpeşe çıkmadı. Türkiyede siyasal islam dan Şahsım devletine gelinmedi. Türkiye Kuzey batı Suriyeden Libyanın bazı kesimlere girmedi. Somali hikayesi veya Lübnanda Hizbulahı denetleme yok etme rolunda TC askeri yer almadı. Tabi Afkanistanı da eklersek, yanlış olmaz. Ama, direk ABD planlı olup sonuçları yaşanan süreçlerde hala sistemsel sorgular pek güdeme sokulmuyor. Sömürgecilik veya yeni sömürge gerçekliği ile bölgesel ilha politikaları birlikte düşünülmüyor. Örneğin, K. Kıbrıs veya genel Kıbrıs yapısının hala sistem tarafından gelişmeleriyle onaylandığı kabullenmek istenmiyor. İstenildiği anda Amerikan ve İngiltere gerçekleri ile Türkiyeğe göz yuma durumları daha kolay anlaşılacaktır.

Son irandaki IŞİD denilen saldırı aslında IŞİD konusunun nasıl çıkıp günümüzde tetikçi yapı haline geldiğini bildiğimizde, ABD ve İsrail gerçekleriyle yorumlama zorunluluğunu da anlarız.

Genelim genel bazı acıtan durumlara: Amerika dünyanın birçok yerindeki olaylarda temel sorumluluğu vardır. Hegemonya mücadelesdinden yeni siyasal stratejişere dek toplamının katgısı imkar edilemeyecek derecededir. Fakat, öteki gerçek de sosyalist hareketlerin yenilgisi ve yerel politikacıın Amerikan desteği ile gelme beklentiler ikilem paradoksu sonuçta birçok ülkedeki temel noktaların kaçınılmasında yardımcı oluyor. Ayrıca, medya denetimi ve algı operasyonları oldukça tutuyor. Ukraynadan Gazze dek uzanan konular bunun somut yaşananıdır. Amerika sıkıntılı hegemonyada yenilgileri ve başarısızlıkları da örtmede, onları pandoraya sokmada hep kulanım algısını iyice kulanıyor. Ayrıca, yaşanan birçok kriz ve savaşlar Amerikadan uzak yörelerde oluyor. Direk Amerikaya yansımama konusunda da deneyimler oldu. Amerika sermaye gücü teknolojisi ve başka ülke paramilitarisleri kulanarak eskiden yaptığı işkal hareketlerin pek yapmamaya uğraşıyor. Gerektiği anda yrel müttefiklerle birlikte üstler kuruyor. Bu nedenle başarısız politik hamleler olsa da uzakta oluşları ve ABD içine fazla yansımaması sonucu, Amerikan kamuoyunda bazen savaşta desteklenen yerin dahi coğrafyada yerini gösterememe durumuna dek geldi.

Bu nedenle son paradoksa gelelim.  Amerika başarı olduğu zaman kamuoyunda büyük başarı diye satıyor. Fakat, kaybetmelerde ülke içinde pek duyulmadığı için olumsuz etkiler fazla olmuyor. Hat da ABD destekli örgütleri Amerikada terör yapıları diya konuşanlar dahi oluyor. Onun için, Amerikanın gerçeği, özellikle dış hegemonya konusu içe yaşamı da sarsmadıkça, ayni politikaya da devam deniliyor. Boşuna değil, on ca direk Amerikan savaş makinesine rağmen son girilen seçim yılında Trump ile Baydın önemli adaylar diye konuşulmuyor.

Demek ki algıdan gerçeğe geçmek gerekir. Yenilgiler ve yanlışlar Amerikanın içine gelmedikçe de ayni politika süreceği de kesin. Sadece Viyetnam saşaşını düünün. Nasıl ülkeği değiştirdiği anı da aklınızı zorlayarak bulun. Günümüz Amerikayı daha güzel anlayacaksınız.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
351AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin