Ya affını istedi ya da görevden alındı. Ama hakikat, TCMB’nin başında artık Gaye Erkan yok. Onun hikâyesi, Saray’ın siyaseti nasıl yönettiğine ilişkin fikir veriyor. Hayal edelim; tüm analistlere göre enflasyon 2024’ün ikinci yarısında düşmeye başlayacak. ABD Merkez Bankası FED, aynı dönemde faizleri düşürmeye başlayacak. Enflasyon düşüşe geçerken Türkiye’ye sıcak para girişi artarken Gaye Erkan’ın da yıldızı parlayacak, bir tür kahramana dönüşecekti. O halde, Gaye Erkan’ı her kim görevden almak istiyorsa elini çabuk tutmalıydı. Gaye Erkan’ın hikâyesi bir Saray entrikasını anlatmaktaydı.
NEDEN HAFİZE GAYE ERKAN?
Mayıs 2023 seçimleri Erdoğan’ın arzu ettiğini almasıyla sonuçlanmıştı ama finansal piyasalarda da artık tek bir adım atacak takat kalmamıştı. Faizlerin makul seviyelere çıkarılması elzemdi ama bunu Şahap Kavcıoğlu yapamaz, yapsa bile sermayedar takımına güven veremezdi. Ama Erdoğan’a seçim kazandırdığı için onun da ödüllendirilmesi gerekirdi. Böylece Kavcıoğlu BDDK’nin başına geçirilirken, Hafize Gaye Erkan Merkez Bankası’nın yeni başkanı oldu.
Haziran 2023 itibariyle faizler ya yükselecek ya yükselecekti. Başka çare kalmamıştı. Fakat bu noktada çölde su gibi ihtiyaç duyulan yabancı sermayeye Merkez Bankası’nın güven tesis edebilmesi de elzemdi. 2022-23 döneminde iktidarı destekleyen veya bürokraside görev almış birinin faiz yükseltmesi beklenen güveni veremezdi. O halde, muhaliflerin de hoşuna gidecek “rasyonel” bir politika zeminine ihtiyaç vardı. Hemen bulup buluşturuldu, “muhalif” Cevdet Akçay Banka’ya başkan yardımcısı yapıldı. İşte liyakat… Başkan da Türkiye’de adı sanı bilinmeyen ama CV’si parlak Hafize Gaye Erkan olacaktı. Bu sayede görüntünün tümüyle değiştiği daha kolay anlatılacaktı. Zaten ekonominin başına da Mehmet Şimşek getirilmişti.
Hafize Gaye Erkan’ın CV’si “liyakat liyakat” diye tutturanlara tokat gibi bir cevaptı. İktidar blokunun ilişki ağının dışında, dolayısıyla ahbap–çavuş ilişkileriyle anılmayan, ABD’de kariyer yapmış, Türkiye’yi son 25 yıldır dışarıdan gözlemiş, profesyonel bir finansçıydı. Ama muhafazakâr, milliyetçi mahallenin insanı da değildi. Başka bir ifadeyle çemberin dışındaydı. Saray’la bir suç ortaklığı kurabilecek tıynette miydi? O bile belirsizdi. Çembere dâhil olmak istese de bu hemen olacak bir şey değildi.
FAİZLER YETERİNCE ARTTI, GÜLE GÜLE ERKAN
Belli ki, politika faizinin yüzde 45’e kadar çıkarılması aylar önce kararlaştırılmıştı. Son faiz artırımı da ocakta yapılacaktı. Tüm bu süreçte, Merkez Bankası’nın başında “liyakatlı ve siyasi ilişkileri zayıf” bir ismin bulunması doğru iletişim için gerekliydi. Verilmek istenen görüntü Erdoğan’ın bankaya müdahale etmediği, bağımsız bir merkez bankacılığında karar kıldığı yönündeydi. Çünkü ancak bu görüntü sayesinde faiz artırımları başarılı olabilirdi. “Muhalif” ekonomistlerin övgü dolu sözleriyle faizler yüzde 45’e kadar çıkarıldı ve faiz artırım sürecinin sonuna gelindiği Ocak 2024 toplantısında söylendi. Artık Gaye Erkan’a ihtiyaç kalmamıştı. Hele hele enflasyon düşüşe geçerse, bu başarının ödülünü Erdoğan yerine Gaye Erkan’ın alması da mümkündü. Enflasyon düşmeye başlarsa, Gaye Erkan’ı görevden almak iyice zorlaşacaktı. Elimizi çabuk tutmalıydık. İyi de nasıl görevden alınacaktı? Ne denecekti?
SARAY’IN YARDIMINA KOŞAN BABA
İşte bu ortamda, Gaye Erkan’ın babası, Saray çevresinin istemeden yardımına koştu. Baba Erol Erkan, Banka’da esip gürlüyor, personele talimatlar veriyor hatta Büşra Korkmaz adında bir personeli bizzat kovuyordu. Bu olacak iş değildi. Herkesin dilindeki kelime “skandal”dı.
Evet, bu olaylar doğruysa İsveç-Norveç standartlarında skandaldı da, biz Türkiye’de böyle şeylere skandal demeyiz. Hatta bu haberler iktidar basınında çıksa, reytingi az olur. Zira Erdoğancılar için bir kurumun başındaki ismin babasının ya da amcaoğlunun, bilimum tüm akrabalarının kuruma karışmasına tepki göstermezlerdi. Buna ancak Erdoğancı olmayan toplum kesimleri öfkelenir. O halde, Gaye Erkan’ı muhaliflere dövdürterek yol yürünebilirdi.
YAŞASIN YENİ BAŞKAN
Gaye Erkan’ın görevi faizleri yüzde 45’e kadar yükseltmekti. Ondan sonra çaresine bakılacaktı. Böylece ocak ayındaki son toplantıdan önce Gaye Erkan’ın babasının kuruma müdahale ettiği haberleri üzerinde tepinilmeye başlandı. Aslında hedef başkanın suyunu ısıtmaktı. Gaye Erkan bugünden bakınca kullanılıp atıldığının farkında mıdır? Farkında olsun ya da olmasın Saray entrikası tıkır tıkır çalıştı ve her şey tasarlandığı gibi gitti. Perşembenin geleceği çarşambadan belli hale getirildi. Gaye Erkan 2 Şubat akşamı görevden affını istedi ve aynı gece göreve Fatih Karahan getirildi.
Fatih Karahan… “Pırlanta” gibi bir CV… Amazon’un baş ekonomisti… Ama bir farkı var Karahan’ın. Gaye Erkan gibi çemberin dışından bir isim değil, çemberin içinde. Dayısı Washington Büyükelçisi. Bu mahallenin çocuğu. Dolayısıyla fiyat istikrarı ile Erdoğan’ın istikrarı arasında kaldığında, doğru kararı verebilecek bir isim.
Gaye Erkan’ı rejim kullandı ve attı. Şimdi sıra önümüzdeki genel seçimlere dek istikrarı koruyacak Fatih Karahan’da. 1-2 yıl kadar da Fatih Karahan idare eder. Ta ki Erdoğan seçime gitmeye karar verene dek. Çünkü seçim yaklaştığında piyasayı hareketlendirmek adına faizleri düşürmek şarttır. Nas var ya…