Bazen önemli gelişmeği duyarım. Ama, burada pek ilgi görmeyeceğini de tahmin ederim. Daha ileri gidip, duyulduğundan dahi endişeliğim. Ozaman konuyu yazıp yazmamada epey tereddüt ederim. Konu boluğu da olunca, buranın da en azından okuyucumun da ilgileneceği, öğrenmek isteiği yaşanana öncelik verdiğim de oluyor. Konu önemli olsada, bizim alacağımız dersler olsa da yerin darlığı da düşünülerek, geçtiğim durumlar epey oluyor kaçınılmaz olarak. Fakat, bazen de öyle durumlarla da karşılaşırım ki ötelemeği veya sonraya braktığım konunun birileri tarafından hem de epey apoletik veya resmi eksenli kişilerin konuştuğuna da tanık olunca, dönüp olayı yazmaya da hemen karar veririm.
Neden bu girişi yaptım: çünkü basit bir yolculuk yapıyordum. Yanımdakiler pek de fazla siyasal alakaları yoktu. Görüş olarak sağda oldukları da kesindi. Normal sohbet yaparken dahi yakaladığım laf, beni makale düzeyine taşıdı. Pekde politiklk gündemle ilgilenmeyen biri, TRT yayınında duyduğu Somali anlaşması ve oranın parlementosunda kararın geçtiği konuşması beni biraz da şaşırtı. Devamında da resmi görüş etkisiyle de Türkiyenin Somalide dahi başarılı işler yaptığı, oranın ordusunda söz sahibi olmasının da nedenli güçlü ve geliştiğinin işareti olarak vurguladı. Somalinin uzakta olması ve fazla bilinmemesi ise resmi TC medyasının yeni Osmanlı probagandasında kolayca inanıp hat da moral bulma düşünmcesi algısını da yerleştirmesine yardımcı olunmaktadır.
Böylesi konuşmayı duyunca, ertelediğim ve biraz da konu çokluğu nedeniyle ele almadığım Somali hikayesinin bütünsel son dönemini yazmaya karar verdim.****
Son dönemde Somali Türkiye kamuoyunda deyişik gelişmelerle adeta adını duyurtu. Somali devlet başkanının oğlunun Türkiyedeki ilginç gelişmelerle yaşanan trafik cinayeti birçok Somali gerçeğini de azda olsa gündeme taşıdıydı. Devamında Türkiyenin Somalinin desteklenen adına da rejim denilen yönetimiyle anlaşma yapması, bu anlaşma ile Somali ordusunu eğitmesi, deniz kıyılarındaki kontrolü artırma anlaşması da oldukça doğu Afrikada epey tartışıldı. Devamında Somali parlementosunun da onaylamasıyla resmileşti.
Ayni dönemde ABD Somalide üstler kuruyordu. Anlaşma ile beş üst kuruyor ve orduyu eğitme ile klasik ezberle “tterörle mücadele etme” hedefini koyuyordu. Bunlar Türkiyenin doksanbirden beri ortak davranıp kendilerine has Somali kurma hikayesinin, günümüze gelen sonucuydu. Ama, Somali düzeyinde başka gerçek de vardı. Emperyalizmin Sovyet dağılımı sonrası yaptığı ilk güvenlik ihracı Somali idi. B.M. kararıyla kurdurtulan orduda Türkiye ve Amerika etkindi. Fakat, başarılı olmadılar. Ama, Somaliye yeniden şekillendirme adımı da girişildi.
O tarihten itibaren Somalinin doğudaki bir bölümü Somalilant adıyla ayrı devlet kurdu. Dünya tanımasa da kendi kendine bazı kurumsal yapılanmayı gerçekleştirdi. Doğrusu, bizden çok daha bağımsız ve kendi karar veren yer halindedir. Tam da Türkiye ve ABD Somalide yeni askeri anlaşmalar yaparken, Somalilantda başka hava esiyordu. Etopya sene başında Somalilantla yirmi kilometrelik deniz anlaşması yaptı. Etoğyanın amacı, Eritrenin ayrılmasından sonra koptuğu denize yeniden yulaşma hedefindeydi. Somalilant devleti anlaşmayı imzalayınca gerilim artıyordu. Fakat, Türkiye anlaşmasını Somali parlementosu imzalarken, Somalilant parlementosu Etopya ile olan deniz anlaşmasını ret ediyordu. Etopya epey sinirlendi. Engeli Türkiye, ABD ve Mısırın baskısıyla olduğunu açıkladı. Bir anlamda Doğu Afrika hegemonya kavgası tırmanır hale sokuldu..
Bir ek bilgi; ikibin altıda Somali elşebap örgütü tarafından hemen hemen ele geçirildi. B.M. ve Afrrika birliği kuvetlerine rağmen başkente Elşebap dayandı. Etopya Somaliye girip Elşebapı başkent çevresinden uzaklaştırdı. Bir anlamda, Somalinin bugünkü yönetimi, varlığını Etopyaya bağlı sayması gerekiyor. Fakat, şimdi Somali yönetimi hem de Türkiye Amerika ile birlikte bu devlete karşı tavır alıyorlar. Buda başka gariplik.
Türkiye yeni Osmanlılık hedefiyle Somalinin İMF borçlarını ödediği ve senelerdir yardım verdiği kesin. Son yılda otuz milyon dolar katgı yaptı. Elbet siyasal hedefini de gösterek. Örneğin Somalinin başkenti Mogadişunun limanını Erdoğana yakın şirket işletmektedir. Ayni şekilde hava alanı da böyle. Türkiyenin en büyük elçilik binası da Somalinin başkenti Mogadişudadır. Ayni biçimde büyük camiler de yaptılar. Somali devletini Elşebapa karşı koruma adıyla da askeri eğitim veriyor. Elşebap yine de ülkenin bir bölümünü kontrolü altında tutuyor. Paradoksal olan, Elşebapın soğu savaş döneminde Sovyetlere karşı Amerikanın oluşturduğu islami kesimin ikibinlerdeki dönüşen yapısı olmasıdır.
Görüldüğü gibi, Somali oldukça karışık. Ama, burada ve Türkiyede hep gözden kaçırılan ülke Yeni Osmanlılığın fetihçi yayılmasının bir halkası halindedir. Somali, Kuzey ırak ve Suriye, Libya ve K. Kıbrıs.. bu yerleri incelerken Türkiyenin resmi idolojisiyle birlikte anlamak önemlidir. Somali pek konuşturulmaz, ama son anlaşmanın reklamı dahi politikayla alakalı olmayan kişilerin dahi duyması ise probagandanın nedenli etkin silah olduğunu anlatmaya sanırım yeter.
Peki, bol bol Kıbrıs sorunu konuşanlar, Avrupanın fonlu ezberlerini tekrarlayanlar, Türkiyenin AB pazarlığını vurgulayanlar, Somali veya Kuzey Irak Suriye gibi Libyada olanlardan haberleri var mı. Olsa K. Kıbrısla da bağlayıpn gereken uyarılarınn da alınması daha kolay olacaktır.