Dün sabah aniden gelen bir istihbaratla birlikte harekete geçtik.
Aldığımız istihbarat, 15-17 Mart’ta Rusya’da yapılacak seçimler için KKTC’de de bir sandık kurulduğunu ve burada seçimler için oy verildiğini haber veriyordu.
İlk duyduğumda kulağıma çok acayip duyuldu ama sevgili Canan Onurer’le arabaya atlayıp oy verildiği söylenen binaya varınca şaşırmadım değil!
Meğer Lefkoşa’da herkesin gözü önünde bulunan bir binada, -üstelik tabelası da bulunan bir bina- ülkemizde yaşanan Rus vatandaşlarına vize ve diğer mevzularda kolaylık sağlamak için bir ‘konsolosluk’ açılmış, çalışıyor.
Hatırlanacağı üzere bu KKTC topraklarında konsolosluk açılması meselesi, geçtiğimiz yılın ikinci yarısında çok gündeme gelmiş, haliyle Rum tarafını da küplere bindirmişti.
Sonucunda o konsolosluk binası sessiz sedasız faaliyete geçmiş de haberimiz yok!
Uzatmayayım, Canan’la binaya girip, kapısında konsolosluk yazan kapıyı açtık.
İçeride 10’a yakın görevli vardı. Rahatça içeri girdik, selam verdik. Gayet kibar bir şekilde karşıladılar.
Önce bizi oy vermeye gelen vatandaşlardan sandılar diye düşünüyorum fakat gazeteci olduğumuzu söyleyince ilgileri başka bir boyuta geçti!
İzin isteyip, sorular sorduk. Sağ olsunlar, cevap verebildiklerine verdiler. Oy kullanılan sandığı da gördük ama foto almamıza izin çıkmadı.
Oradaki yetkililerden ülkemizde toplam 50 bine yakın vatandaşlarının olduğunu (Hepsi seçmen mi bilemiyorum), zaten konsolosluk işlerinin halihazırda yapıldığını, bunun da adanın kuzeyindeki vatandaşlarına kolaylık sağlamak amacında olduğunu öğrendik. Siyasi bir durum yokmuş. Bu özellikle vurgulandı.
Oy verme işlemi Salı günü başlamış ve bugün de sona erecekmiş.
Tabii başka sorular da sorduk ama yetkileri olmadığı için daha fazla açıklama yapmadılar.
O sorulardan bir tanesi tabii ki “Bu oy verme KKTC makamlarından izin aldınız mı?” şeklindeydi.
Bu sorunun cevabını başka kaynaklardan aldım. Deniliyor ki “KKTC makamlarından şifahen izin alındı.”
Ortada “resmi” bir temas oldu mu olmadı mı açık bir bilgi yok. İş ‘şifahen’ çözülmüş. Yalnız bir başka duyumuma göre, geçtiğimiz hafta Antalya Forumu’na katılan üst düzey bir KKTC yetkilisi, bu konuyla ilgili yine o forumda bulunan üst düzey bir Rus yetkiliyle temas etmiş, bu konuyu orada istişare etmişler.
Bu istişarenin sonucunda da olumlu tavırlar gösterilmiş ve nihayetinde böylesi bir sonuca varılmış.
Öte yandan son dönemde “Rusya, KKTC’yi tanıyor” şeklinde birçok haber basında yer almıştı, bunu hatırlıyoruz.
Rusya’nın son dönemde Türkiye ile olan yakın ilişkilerinin de bu haberlerin yayılmasında etkili olduğunu düşünebiliriz.
Rumların ise bunun tam tersi Rusya ile “papaz” olduğu günlerden geçtik, geçiyoruz.
Bunun en önemli sebebinin ise yine hatırlanacağı üzere, ABD’nin uzun yıllardır Kıbrıs Cumhuriyeti üzerinde uyguladığı hafif savunma silahları ambargosunun kaldırılmasının iki tane çok önemli Rus şartına bağlanmış olması geliyor.
Bunlardan bir tanesi, Rus gemilerinin ikmal ve bakım için artık güneydeki limanlara gelememesi; ikincisi de ABD’nin güneyde kara para akladığı iddia edilen Rus oligarklara karşı Rumlardan etkin denetim istemesi. Nitekim Rus gemileri son iki yıldır limanlara gelemiyor. Yine ikinci maddeye istinaden geçen ay 20’den fazla ABD’li mali uzman, Rum maliyesinin hesaplarını didik didik ediyor.
Yine hatırlatmam gerekirse, ilk bu ambargo şartları ortaya çıktığında yazdığım bir makalede “Rus gemilerinin Rumlara tepki için KKTC limanlarını kullanmayı düşünüyor” başlık ve ifadelerini kullanmış, bu makale hem güney, hem de Türkiye basınında bomba gibi patlamıştı.
E o bombanın ikinci kısmını da dünkü haberimizde patlattık. Vallahi zevkten dört köşe olmadım dersem yalan olur! Biz garip gazetecilerin de oyalantısı böyle atlatma haberler yakalamak zaten.
Neyse, işin şakası bir kenara, kim ne derse desin, Rusya’nın, KKTC topraklarına bir sandık kurup, seçimleri için oy kullandırtması başlı başına çok önemli bir gelişmedir.
Ama bu “KKTC tanınıyor” şeklinde bir hezeyana yol açacak bir gelişme değildir. Ama yine söylemem gerekirse, bu yaşananlar “Rusya’dan uçuş” yapılmasından yine kanımca daha önemli bir gelişmedir.
Yine işin bir başka püf noktası, ki bunu da yetkililere sorum, ilk kez Türkiye dışında bir başka ülkenin vatandaşları KKTC topraklarında oy veriyor. Bu da not edilecek cinsten bir durumdur.
Lakin bu gelişme son dönemde hareketlenen çözüm çabalarının yeni bir faslıdır diye düşünmek de olasıdır.
Gelişmeleri izleyip, göreceğiz…