Son Rusyadaki Moskova saldısı da gösterdi ki konuları tümden birlikte ele almadıkça, anlaşılması zor. Devamında ise olay nedeni yanında gelecekteki belirleme konumu da politik tavrılarla şekilleneceği de kesin. Burada aldatılmamama durumuna düşmemeğe dikat etmek gerektiği kesin. Nitekim, daha şimdiden probaganda algı operasyonları yaygın. Ne yazık çoğu tarafcıl eksenle başlayıp yine tarafcıl hedeflerin sonuçlarına yönelik kamuoyu oluşturma düşünceleriyle uçuşmaktadır.
Konuya başlarken önemli uyarılarımyeniden tekrarlayalım: yaşadığımız sistem Emperyalizimdir. Rusya ve batı ekseni emperyalist yapının iki tarafıdır. Üstelik her kesimin stratejileri var. yalnız: son dönemdeki gelişmeleri basit iki karşıtla sınırlamamak gerekir. Hele tekleştirip IŞİD daraltısına da sokmamak önemlidir. Ayrıca, Ukrayna savaşı salt Ukrayna Rusya değil resmen genel bato ı kolektif emperyalizim ile Rusya arasında yaşandığı kesin. Genel stratejik hedeflerin bir parçasıdır. Son olarak da rol alan başta IŞİD faşist karekterisliği ve gerici kültürü yanında onu ortaya çıkartan, yerine göre kulanan yapısıyla da değerlendirmek kesindir.***
Moskova saldırısıyla başlayan yorumları izledim. Söylenen geneleksel ve bazen artık iğrenti haline gelen sözleri bir yana itirek yorumluyorum. Hala onca gelişme bilgilerine karşın duruşlar hiç değiştirilmedi. İzlediğim çoğu batılı eksenli akademisyenler dahi, hala Rusya suçlamasıyla başlıyorlar. Boşuna değildi: kendi stratejik hedefleri vardı. Hatırlayalım: saldırı öncesi Holanda Ukraynaya iki milyar silah ve ceepane göndriyordu. Tabi URO. İngiltere Amerikayı artık saynıyorum. Fransa daha ileri gidip, Rusyaya karşı Ukraynaya asker gönderilmesini dahi vurguluyordu. AB ekseni adeta “hücüm” havasındaydı. Hep şu ifade kulanılıyordu: “Rusyanın kendilerini işkal edeceği tehtidi”…
Unutulan şu: daha etrafta Putin yokken, Rusya lideri Yelsin iken hat da Yelsin dahi damamen etravta olmadığı dönemde batının net stratejileri yayıldı. Temel hedeflerden biri Rusyayı kuşatıp en azından parçalamaktı. Yapılan tüm anlaşmaları resmen Nato ekseni bozdu. Doğu Avrupa ülkelerini üye etmeyecekleri açıklandı, ama yapıldı. Eski Sovyet cumhurieyt devletlerini nifus alanı yapmayacaklardı, yaptılar. Üstelik daha Sovyetler Birliği dağılmadan seksenler başında Brezniskinin planıyla Ukraynaya yayılıp Rusyanın Karadenizden koparılarak resmen etkisizleştirme düşüncesi de oluşturulduydu.
Yine son dönemde Gürcistan ile Ukrayna oyunu da malum. Boşuna değil Ukrayna faşistlerinin darbesini desteklemekle kalmadı, tüm katliyam ve yasaklamaları da gözden kaçırıldı. Sonuç mu: sonunda Rusyayı vekalet savaşı adına Ukraynaya çektiler. Ama hala şu yalan makinesi işliyor: Rusya batıyı işkal edecek. Almanyadaki önerilen okulara askeri durum bilgilendirmeler pek de noşuna değildi…
Rusya ise parçalanma sonrası epey sendeledi. Öyle sendeledi ki nerede ise Rusya parçalanacaktı. Herhalde Çeçenistan provakasyonu havadan gelmedi. Gürcistan kapısına gelince Putin müdahale yaptı. Suriyedeki BOP projesine takoz koydu. Otoriter lider olmasına otoriter di ama saldıran ve anlaşmalara uymayan direk batıdır. Putin elbet benim dahi bildiğim stratejiyi bilmemesi mümkün değildi. Hele de Ukraynada yaşananları da dibinde olması, sıra sıra Orta Asya ya gelmesi de kesindi. Nitekim son bilgilere göre Türkiye ve Amerika Kazakistanda oynamaya başladılar. Rusya zaten kapasitesi dünyaya hegemonist güç olmaya yetmiyor. Sadece askeri kapasite sınırlığı var. buda belirli alanlarla sınırlıdır. Fakat Amerika özellikle çok rahaht. Savaş ve mücadele alanı Avrupa ve öteki coğrafyalardır. Onlar uzak. Üstelik savaş yayılsa da AMerikayı kapzamaz. Avrupalıları korkutarak ve peşine katarak dünya stratejisini uygulamaya çalışıyor. Bu farkı da koyalım.
Bu bilgiler dahi Ukrayna savaşının Rusya Ukrayna değil batılı kolektif emperyalizim ile Rusya arasında olduğu kesin. Uluslararası Nato ve yandaşlar karşısında devlet kapitalizmin devleti Rusya. Bu gerçeklik, bilgielriyle de genişlihyor. Daha baştan konulan yasaklar, anbargolar ve tehtitler yetmedi. Şimdi hem de Almanya ve Fransa açıkça askeri girşim ve işkal gibi kısa zamanda gündemde olmayan durumları gündemleştirdiler. Bu Anti Rusya karşıtlığı ile batıda faşizmin nedenli yayıldığı da artık imkar edilemiyor.
Gelelim IŞİD yine kısa hatırlatacam: IŞİD doğuşu Ortadoğu. Irak ve Suriye planının sonucudur. Batı bu yapıyı dilediği zaman da kulanıyor. Öylesi ajan ve karanlık ilişkileri vardır ki zamanla hem kulanılan hem de kendileri bazen hücresel düzeyde eyelem yapan geniş coğrafyaya yayılan yapıdır. Bunu zaten pratikte hep yaşıyoruz. Ajan istihbarat oyunalrında IŞİD gayet kullanımlı bir örgüt. Tabi böyle ayılan yapı zaman zaman kültür ve yaşam şekli nedeniyle de kendilerinin de eylem yapma özerkliği de var. fakat dikatinize hep getiriliyor: IŞİD cihatçı örgüt. Kendini İslamcı diye tanıtıyor. Cihatın merkezlerinden biri de Kudüs. Peki Gazze katliyamında veya direk İsrail karşıtı neden tek eylem yapmadığı sorusunu kafanızda hiç tutuyormusunuz?
Son bir nokta: genelikle batı ve bazen Türkiye de terörden söz ederler. Oysa bir terör coğrafyasına bakın: Horosanı bir yana itelim: idlipte hat da emirlik dahi ilan edildi. Orada birçok cihatçı kesim var. IŞİD dail. Çeçeninden Tacekine de değişik dünua yapısı orada yerini aldı. Bir daha genişleme yapalım: idlipi kim kontrol ediyor? Buna benzer soruyla zaten olahyın nedenli karışık ama bunu yaratanın kim olup koruduğu da ortada. Arada bazı liderlerin vurulması ise cihatçı örgütlere karşı yok etme hareketi olduğunu da inanacak derecede aplat hala olmadım. Peki Türkiye kesimi hem de Tacekistanlının Türkiye itirafı ile idlip koruma siyaseti gözleminde düşünecek olayı yokmmu?
Kısaca, moskova katliyamı önemli tartışmaları mtetikledi. Ama şimdilik görülüyor ki herkesim kendi çizgisinde propagandaya çevirdi. Hele batı resmen iki yüzlülüğü dahi çirkinleştiren duruma düştü. Moskova saldırıya uğradı. Ölenler katliyam niteliğinde. Ama ayni anda hem de batının kutsal desteklediği İsrail yüzlerce ölme neden olan bobaları insan yardımı bekleyen insasnların üstüne atı. Bunu dahi brakın eleştirmeği, hanerini dahi arada yaptılar. Buda emperyalizmin, faşizmin dünya hakimiyetindeki algı operasyonlarının en çirkef haberciliğidir.
