Türkiye gerçeğimiz vardır: ama bu koşula göre Türkiyenin de konuşturulmadığı da öteki gerçeğimiz. İki gerçek eşitdir net gerçeği de yaratamıyor. Son dönemdeki yerel seçim süreci de nasibini alıyor. Dünyada şu veya bu şekilde TC yerel seçimleri ele alınırken, K. Kıbrısta pekde otarafta bezi yok. Hat da onca TC kökenli nifusa ve Türkiyeye gidince oy kulanma olanağına karşın, yine de başta yerel medya konudan oldukça uzakta durmayı yeyliyor. Yine de Türiye gerçeğimiz ve yerel seçimlere kondurtulan gelcek rejim duruşu sonucu, kimse yazma niyeti yok olsa da kısa bazı bilgiler vermek bence çok alıcıdır. Paradoksal olan, Türkiye yerel seçimlerini konuşmayanlar, öte yandan seçim sonrası Kıbrıs gelişmeleri bekleyen bazı kesimlerin de olmasıdır. Tam bir Türkiyeleştirilip ilhaklaşma sürecinde kulanılan Türkiye K. Kıbrıs gerçeğini yaşıyoruz. Müdahaleden atamaya her kuralı kulanırken, hala K. Kıbrısta birçok konuda olduğu gibi, yerel seçimleri de konuşturmama seçkisi sürdürlmeğe devam ediliyor.
****
Eğer kelimesine yine ihdiyacım olacak. Bu kelime bazen çelişkileri ve anlaşılması gerekeni anlatmada önemli rol almaktadır. Eğerin anlamsal önemi, olması gerekenin olmadığı veya olduğu sanılanın olmadığı ve aşka durumun olduğu ifiadeli önemli yük taşımasıdır.
Eğer, kavramı gibi konuşsak, gerçeklerden kopma öteki gerçeğe düşeceğiz. Türkiyede yerel seçimlere günler kaldı. Yerel seçimin önemli kriterleri, öncelikle konulan doğru yanlış fazla eksik bakılmadan yasal uygulanmasıdır. İfadesiyle uyumlu olmasıdır. Ozaman, yerel seçim denilince de konu yerel düzeydeki şehrselden köylere olan yönetici seçimidir. İş yerel seçim olunca da kaçınılmaz olarak ağırlıklı olarak yerel konular öne çıkar. Yönetip yönetememe ve yerel ihdiyaçlar önemlidir. Halk da yerel ihtiyaçlara göre tavır kor.
İkinci olgu da şu: yerel seçimler bazen geneli de yansıtma olanağıdır. Birçok demokratik ülkede, yerel seçimler yerel belediyecilik durumlar öncelik olsa da başka siyasal hesap da olması olanaklıdır. Mevcut yönetimi cezalandırma veya uyarma adına ya muhalefeti destekleme veya sandığa gitmeyerek katılımı azaltma tavırları sergilenir. Yerelik yanında memnuniyetsizliğin geneli de ilgili seçimlere eklenir.
Yukarda basitçe yerel seçimlerin önemi ve içerikleri konusunda hatırlatmalar yaptıktan sonra, şimdi konuyu Türkiye gerçeğine indirgeyelim. Türkiye ayın sonunda yerel seçimler gidiliyor. Yasalar net. Ama net olan başka nokta da şu: yasalara uyulmjor. En basitiyle, devlet tüm olanaklarıyla AKP leinde medanlarda. TRT bile yayında eşit zaman değil, daha çok AKP lehine yaın ayırıyor. Devlet olanakları derken, yeri geldiğinde askeri komutanlar da seçim propagandasına katılıyor. Yasaklar, baskılar ve tehtitleri sıralamaya gerek yok. Buda yerel seçimlerin en basit demokratik ilkelerden daha yoksun olduğunu kanıtlıyor.
Bir başka konu da şu: öylesine probaganda zemini oluştu ki bizat cumhurbaşkanı meydanlarda. Direk kendi partisine oy istiyor. Dilediğine veriştiriyor. Tarafsızlık ve denge durjşu yerlebir edildi. Devletin direk tüm kurumlarıyla katılımcı güç hali ise yerelik yerine konuyu rejim sınırına dek geliştirdi. Nitekim, ısrla beka konusu işletilmiyor.
Muhalefet ise darmadağın. Bu tüm olumsuz koşulları kabullenerek seçime giriyor. Ama muhalefet eksenini de tam yapmıyor. Daha ileri gidip kendi kendine mücadele ediyor. Partiler arası rekabeti bir yana parti içi kavgalar da seçim zemininde karşılık bulmaktadır. Zaten bazı sol partileri bir yana itersek, tümünün devlet idolojik birer yapı şeklinde oldklarını da anlarız..
Koşullara karşın seçim sonucuna resmen rejim de katıldı. Seçim soncuyla devlet içi girişilen dönüşüm de devam etme olanağı da oluşacaktır.
Bunlar şimdiki görünüm. Hele seçim sonrası şimdiden azı korkular da var. Deenen dönemler de olması bunların korkudan çok siyasal uygulama seçeneği olduğu da kesin. Kazanılacak bazı elediyelerin kayumla hemen el konmasıdır. Tabi İstanbul gibi seçimde imamoğlunun açıklanacak mahkeme kararıyla hapse girip etrafın böyle kazanılma ihtimali de var.
Sıralanan koşullar şunun net ifadesidir: Türkiyede adı yerel seçim denilen ortam aslında devletin net katılımılyla rejimin gidişatına yeni zemin hazırlama süreci de olluşudur. Seçim sonrası kazanan kaybeden kadar, rejimin de gidişatında önemli taşlar daha ekleecek veya yavaşlatacaktır. Onun için Türkiye yerel seçimi birçok çevrede konulurken, ekonomik gelecek, rejimin daha da netleşmesi ve develt gücüyle yeni adımalrla gericileşmenin de hızlanması gelecek olasılıklarıyla konuşulmaktadır.
Türkiye yerel seçimlerine günler kaldı. Devlet tüm gücünü kulanıyor. Muhalefet darmadağın. Soshalistler ise kısgaçta. Nedense, Türkiye sosyalist kesimi son dönemde özelikle daha bir sıkıştırma cenderesinde. Hep önemli kişilerini veya oylarını seçim döneminde stratjik oy veya demokratikleştirme adına sosyaldemokratlara teslim ediyor. Düzelteceğiz denip sosyaldemokratlaşanların kısa zamanda tam aksi onlar girdikleri CHP çizgisinde mahkum kalıyor. Oy vermede ise hep stratei oyla bu kesimi beslerken, piasada sosyalist desteğin olmadığı algısı da yerleşiyor. Sosyalistin sosyaliste vermediği oyu elbet senpatizanın vermesi de mümkün olmuyor. Ozaman da denilir ki siz zaten kazanmazsınız, size neden verelim duruşu yerleşir. Devamında da bu defa ileri görüş sürüp de doğruları söyleyince hemen “siz zaten kazanmasınız, azınlıktasınız” karşıtlıkla cidiye alınmamaya gelindi. Buda sosyalist devrimcilerin aşmazı.
Kısaçça bir Türkiye seçimine daha yaklaştık. Adı yerel. Ama etraftaki uuygulanması resmen develtin olanaklarıyla baskının gölgesinde olmasıdır. Rejim gibi hedef ve stratejik oy gibi aşmazda demokratik kesimler de sıkıştı. Hele son CHP durumları adeta apolitikleşme ve umutsuzluğu daha fazla artırdı. Seçeneksizleşme ile yerelik yanında develt gerçeği Martın sonunda bakalım oluşan tepkilerin nedenli karşılık bulacağı da soru işaretli. Üstelik ekonomik krizin yayıldığı, yalanın talan yaptığı, depremler gibi önemli faciyalar varken dahi devlete bağımlılıkla AKP gerçeği yine karşımızda duruyor. Normaleşen bir ilerleyen rejim gerçeği bize hangi göst göstergeleri gösterecek.
