iktibasSerdar M. Değirmencioğlu23 yıl sonra yine 23 Nisan - Serdar M. Değirmencioğlu

23 yıl sonra yine 23 Nisan – Serdar M. Değirmencioğlu

Orjinal yazının kaynağıevrensel.net

Tam 23 yıl oldu. 23 yıldır anlatmak için çaba gösteriyorum. 23 Nisan çocukların bayramı değil; büyüklerin çocuklara uygun gördükleri etkinliklerle doldurulmuş, çocukların gereksinimleri ve istekleri ile uzaktan yakından ilişkisi olmayan bir “siyaset bayramı”.

Türkiye’de çocuk ve siyaset ilişkisi bir türlü doğru düzgün kurulamadığı için açalım. 23 Nisan etkinlikleri çocukların çıkarlarına değil, yetişkinlerin çıkarlarına hizmet ediyor. Örneğin, topluma şirin görünmek isteyen bir bakanın koltuk mizanseni gerçekleştirmesi siyasi bir eylem. Bu eylem yalnızca bu kişiye ve bağlı bulunduğu siyasi oluşuma hizmet ediyor. Çocuklara hiçbir yararı yok.

Alışveriş merkezlerinde düzenlenen etkinlikler de yetişkinlerin çıkarlarına hizmet ediyor. Amaç, her zaman çocuk ve yetişkinleri bu mekanlara çekmek ve alışverişe yönlendirmek. Bu etkinlikler aslında tüketim şenlikleri. Çocuklar her zaman tüketen ve daha önemlisi kullanılan konumunda. Bu etkinliklerin çocuklara hiçbir yararı yok.

23 Nisanlar çocuklara hiçbir yararı olmayan etkinliklerle dolu olduğu için örnekler çok. Oysa çocuklara yararlı etkinlikler düzenlemenin çok kolay olduğunu vurgulamak. İlk yapılması gereken, 23 Nisan’ı çocuklara sormak. Çocuklar ne istiyor ve ne istemiyor sormak hiç zor değil. İkincisi, yıllardır yapılanlar her neyse, onlardan uzak durmak. Bunların yerine yeni, anlamlı ve yararlı olacak etkinlikler düzenlemek. Hemen birkaç örnek düşleyelim. Uçurtma şenliği. Çamurdan heykel yapma ve sergileme. Belediyeyi de katalım. Belediye çocukları ciddiye alıyorsa, 23 oyun alanı açsın. 23 fazlaysa, her 23 Nisan bir tane de olabilir.

Çocukların yararına etkinlikler düşünürken, yıllardır yapılan yanlışlardan kaçınmak çok önemli. Örneğin, 23 Nisan’da açılan resim sergilerinin çoğuna bir yarışma ögesi ekleniyor. Oysa önemli olan çizmek, yaratmak ve bunun kapsayıcı olması. Hangi resmin daha güzel olduğu değil, düzenlenen sergide çocukların birlikte yer alması önemli.

Bir diğer yanlış, çocuklara savaş ve çatışmanın dayatılması. Çocukların karşısına “tarih bilinci” kisvesinde sürekli geçmişin çıkmazlarının çıkarılması büyük bir haksızlık. Çocukların yararına olan savaş değil, barış olduğuna göre, 23 Nisanlarda ısrarla barışın, dayanışma ve kardeşliğin öne çıkarılması gerekir. Neden barış fidesi dikme etkinliği olmasın? Neden hamurdan barış çöreği yapma etkinliği düzenlenmesin?

Biliyorum, bugün Türkiye’de 23 yıldır anlatmaya çalıştıklarımın tam tersini yapmaya kararlı, kamu yararını çiğnemeyi ilke edinmiş bir rejim var. Bu rejimin çocuklara yaklaşımı, çocuk haklarını ısrarla çiğnemeye odaklı. Rejimin zihniyetini yansıtan 23 Nisan etkinlikleri köhne ve dayatmacı.

Buyrun, İstanbul Ümraniye’deki CanPark Alışveriş ve Yaşam Merkezi çağırıyor: “Çocuklar 23 Nisan’da Mehter Takımı ile coşuyor. Etkinlik 14.00-17.00 arasında ücretsizdir.” Bu etkinliğin çocuklara bir yararı olabilir mi? Mehter ile 23 Nisan arasında herhangi bir bağ var mı? Bu etkinliği düzenleyenler çocuklara danışmış olabilirler mi? Bu soruların yanıtı elbette ki, hayır. Hangi çocuk mehter ile coşar?

Çocukları tanımaktan, çocuk haklarını anlamaktan çok uzak “yetkili” yetişkinler her yerdeler. Bu vali, müdür vb. “yetkili” ağızlarından çıkanlar basmakalıp 23 Nisan konuşmaları yapıyorlar. Bu konuşmalarda gelecek yok, çocuğun yararı yok. Yani siyasi açıdan bakıldığında, çocukların çıkarları yok. Bunun yerine, “yeni Türkiye” diye adlandırılan köhne bir rejimin çıkarları ve ideolojisi var.

Bu konuşmalarda kullanılan kavramları ve vurguları 2018’deki bir örneğinden alıp, hızla sıralayalım. Kahramanlık, savaş, işgal, milli mücadele, aziz şehitler, gaziler, vatan, millet, devlet, Meclis. Sonra, “Türk milleti” ve “Türk çocukları”. Sonra tarihin çarpıtılması: “Tarih boyunca kurduğu büyük devletlerle hür ve müstakil yaşamış, hakim olduğu topraklarda hoşgörülü yönetim anlayışı ile huzur ve adalet temin etmiş bir millet!

Kocaman kavramlarla dolu koca bir paragrafın içine çocuklar zorlamayla konulmuş. Hamaset ve tarihin çarpıtılması bittiğinde sıra çocuklara geliyor ama o kadar yapmacık ki, hemen sırıtıyor. Yetkili kişi, “dili, rengi, kültürü farklı ancak aydınlık yürekleriyle ışık ve neşe saçan dünya çocukları” gibi bir yüceltme ardından, “saflığın ve masumluğun timsali olan Türk çocukları” demekte. Tüm çocuklar ışık saçıyor olabilir ama köhne zihniyet ayrımcılıktan geri duramayacağı için “saf ve masum” sıfatı asıl “Türk” olanlara özel…

23 yıl geçti. 23 Nisan çocukların bayramı olamadı. 23 Nisanları koltuk mizanseni, savaş, milliyetçilik, hamaset ve mehter zihniyetinden kurtarmak için atılacak her adım önemli. İlk adım, çocuklara sormak!

  • Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Yeniçağ Gazetesinin editöryal politikasını yansıtmayabilir 
- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
325AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin