Son günlerde dünya bir başka esintiler altında. Adeta sistem algılarla gizletiği gerçekleri açığa vuruyor. İçteki şeytan dışa vuruyordu. Duranlıktan oluşturulanndüşüjnce algılarınyerlebir ediliyor. Elbet bunu sorgulayan insanlar için daha çok gerçeklidir. Eğer hala sistemin ezberinde tutsak oluyorsanız, kolayca aldatılma derecesinde yükselmekten kurtulamazsınız.
Sistem tek yörüngeli medya katgısı ve eğitimiyle kendine has düşünce modeleerini oluşturdu. Ona göre bakışlarla yorumlama ekseni güçlendirildi. En basiti batıyı gelişmiş ve doğru geri kalan dünyayı da gerikalmış kesim olarak nikileştirildi. Hat da batının seçtiği hedeflerin aynen kabulü da oluşturuldu. Özellikle sol siyasal yelpazenin şu veya bu nedenler yenilmesi veya örgütsel kaybetme sonucu, sistem tek bakış oluşturma yönünü iyice güçlendirdi.
Son gelişen olaylar ise ikili karakterislikleri iyice artırdı. Sistem tüm politik hamlelerini, krizle birlikte yaparken, kimisi aynen doğru kabullenip savunurken, kimisi de yaşananlar sonucu kendi ezberlerini sorgulamaya başladı. Neyazık Kıbrısta tam aksi oldu. Hat da öyle ileriye gidildi ki eskiden sorgulayan belirli kesim olmasına karşın şimdi onun da zayıfladığını anlıyoruz. Elbet sistem probaganda aygıtlarından eğitime, fonlarından siyasal çıkarlara dek kendi düşüncelerini oluşturduğu olgusunu gözden kaçırmamak şart.
Son Ukrayna savaşı ve Ortadoğuda özellikle İsrail eksenli soykırım hamlelerinde takılınılan tutumlar bizi sistemin en kötü olayı ve yaşanan durumu dahi nasıl kötü algılarla yerlebir yaptığı örnekleriyle adeta boğuluyoruz. Bu örnek ülkelerden biri de eskiden yazdığım Almanyan oluyor. Öyle bir Alanya ki kualisyonu savaş karşıtı partiler olan Yeşil ve Sosyaldemokratlar hüküemtde olmalarına karşın yaşanıyor. Adeta AB tılsımın hala bozulamazken, geri kalmış denilen kafa ezberiyle de karşıtlar suçlanıp tüm yapılanlar yok saydırılmaktadır.
Özellikle Filistin konusundaki tutum kayıtsız şartsız İsrail destekleri adeta kimisine “bumudur savaş karşıtı ve demokrasi” denecek dereceği çoktan aştı. Son günlerde Almanyanın yaptıkları adeta israili dahi geride brakacak derecededir. Ama yine de bizde de olduğu gibi fon ve ezber sonucu Almanya konusuna halan var olan ezberle bakılmaktadır.
Ukraynada yapılanlar ve israile kayıtsız şartsız destekleri, çoğunun bilinen almanya ezberini sarstı. Ukraynadaki Naziler desteği dışında birçok gerici hamleyle anti Rusyacılığın hayatın her alanında “kültür sanat dahi dinlemeden” açığa vurulması şaşkınlık yaratı. Klasik müzik karşıt hamleler, eediyat eserlerine dahi vurulan damgalar bir anda hem de Sosyaldemokrat hükümetli Almanyada “ne oluyor” sorularını başlatı.
Konuyla birçok gelişmeği daha önce yerinde yazdım….
Son israilin soykırım hamleleri ve yine Alanyanın kayıtsız şartsız destekleri, salt Filistin değil Namipya gibi ülkeleri dahi harekete geçirdi. Ama Filistin bakışı adeta adı ne olursa olsun, Almanyayı resmen tarihin sayfalarına kara sayfa olarak kaydeti. Hitlerle sorgulama dahi belirli konuda yapılır hale geldi. Tabi bizim gibi ülkelerde hala AB demokratlığı gözlğkle bakış devam ediyor. Hele seyahatli gezmeler bu algı çıkarını daha da yükseltiyor.
Geçen hafta Almanyada bazı Filistin tutumları epey yankı buldu. Yapılacak olan salındaki Filistin konulu toplantı vardı. Daha önceleri almanyanın Filistin lehine İsrail alehine olan eylemleri yasaklamaya dek gitiği de akıldaydı.
Önce ülkeğe gidip konuşmak isteyen Filistin akademisyeni ülkeğe sokmadılar. Dikat, İngiltere ünüversitelerinde öğretim görevlisi olan bilim akademisyeninden söz ediyoruz. Pek de abtının alışılmamış tutumuydu. Sonra YUnanistanın Siriza dönemli eski maliye bakanı da ayni gerekçeyle katılacağı Filistin etkinliğine katılması ülkeğe sokulmadan geri çevrildi. Yunan siyasetçinin israilin yaptıklarıyla bunu eleştirel yanıtı ise tarihi belde olmaya adaydır. Alman gazeteci hem de antiseminizmi kulanarak sorduğu soruya, net yanıt verdi. İsrailin yaptıklarını ekleyerek, buna karşı olduğu için katıldığını belirti. Ama tarih pek deikonuyu takip etmeyenlerin inanamayacağı bir olay yaşıyordu.
Buda yetmedi. İzin verilen Filistin etkinliği veya yapılnasın yasaln olann toplantı, önce elektrik kesilerek engeleme hanlesi başladı. Sonra polis basıp salıondakileri dışarı çıkardı. Devamı da var. ama bu özetlenen konular dahi siz bilmeseniz, birisi çıkıp Almanya da olanlar dese inanmanız güç olacak. Başka açıdan, size ayni olayları sıralayıp isim koymadan söylerseniz, Almanya yaıtı aklınızdan dahi geçmeyecek. Çünkü, kafanızdaki ezber malumdur. Bu Sömürge devletlerinde veya faşist yapılarda ancak gerçekleşme olanağı olan ezberle yanıt arayacaktık.
Ukrayna ve israilin Gazze soykırımı: turunsol olarak batının iki yüzlülüğünü ortaya serdi. Acı olan Almanya çok örnek verilirdi. Faşizme karşı duyarlınolduğun algısı yaygındı. AB lideri olup ABD denklemi oluşturma seçeneği olarak da kabullenenler de mevcutdu. Normal akışla deyerlendirmeler yapılıyordu. Aslında Ukrayna krizi uarıcıydı. Ama yoğun bir Anti rusya düşüncesi beyin içinde vardı ki takınılan en faşist tutular da karşılık buldu. İçteki faşist şeytanı dışa vurdu. Öyle vurdu ki bir demokratik ülkede olmaması gereken, sanata ve debiyata karşı saldırılar yasaklar AB ülkelerinde ve başta Almanyada oldu.
Filistin konusu ise gerçeği daha da acıtan göstergeleri yaygınlaştırdı. Yapılan net açık soykırımı sırf değişik etiketlerle savunma noktasına getirdiler. Resmen katliyamları yerlebir etmeleri savunuldu. Faşizmin emperyalist gerçekle nasıl özdeşleştiği İsrail Almanya ABD ve İngiltere ekseniyle resmen tarihi öğreti haline getirdi. Konuşma yapamak için ülkeğe girmek isteyen insanları ndahi yasaklınolmalarına rağmen, sırf Filistin sorunu olayında oalcağı için izin vermeyen Alnanya, çok acıtan ezberi bozması şart. Fakat, K. Kıbrıs gibi ülkelerde bu haberi duymama başarısı sonucu da anlamı hiç anlaşılmadı.
Ne acı değilmi; kimisi baskılardan kaçıp sığınmak istendiği, ekonomik sıkıntıları giderme adına daha iyi hayat için yola çıktığı Alnanya, hem de sosyaldemokrat yönetim döneminde Filistin soykırımıyla banbaşka Almanya pratiğini sergilemektedir. Tek tip emperyalist sistem olunca, hele de krizlerle savaşı eşiğinde bulunup kendini dışa vurunca, hayat başka bir gerçeklerle karşılaşma dokunuşuna gelir. Şimdi anladınız mı neden AB içi faşizmin yükselip hükümetlere gelirken, seçeneksiz sol eksikliğinin de öteki gerçeğini.
