yaklaşımlarÖzkan YıkıcıHafta sonuna doğru gelişen iki olay - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Hafta sonuna doğru gelişen iki olay – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Haftayı tamamlarken, söz etmem gereken iki önemli olay yaşandı. Birincisi, Kıbrısın uluslararası konumuyla alakalı. İkincisi ise Kuzey Kıbrıstaki bir yürüyüştü. Birincisi hemen hemen hiç konu olmadı. İkincisi ise yine de bazı tabusal örtülere karşın yine de yankı getirdi. Bir anlamda Kıbrısın genel ve Kuzeysel resmini çeken fotağraf gibiydi.

Hafta sonuna doğru dünya basınında önemli bir haber geçiliyordu. Tam da israilin vurduğu isvahan haberi hemen öcesiydi. Bilindiği gibi, Katarda Amerikan üstü vardır. Yine Katar ile İsrail arasında diplomatik ilişki de yok. İsraile direk uçuşlarda olmaması doğaldı. Ama, bölge Ortadoğu idi. Diplomatiksizlik yanında dolanbaçlı ilişki kkurulma normaliği de hep yaşandı. Zaten iranın israile füzleri gönderirken yetmişiki saat öncesinden belirli çevrelre haber vermesi de bu analizi kanıtlayan önemli kanıtdır.

Tam da İsrail iran ilişkileri krizden krize dolaşırken, Amerika kayıtsız şartsız israilin yanında dudurken, elbet müttefikleri ve İsrail arasında da dolanbaçlı ilişkilerin olması da normaldı. Kıbrıs ise özellikle Atmış sürecinde sistemin stratejik roldeki görevini gayet güzel uyguluyordu. İngilterenin üstlerinden sadece Birleşik Britanya kıralığı değil Nato ve Amerikanın da kulandığı da kesindi.

Son bilgi şu: Amerikanın Katarda önemli askeri üstü vardı. Bu üsten kalkan uçaklar, Kıbrıs üzerinden israile muhinmat ve füzeler taşıdı. Hat da bazı israilin kulanılan füzeleri de bunlar arasından da olduğu tahmini var.

Yol geçiş hanı Kıbrıs. Bir dönem, en azından duyulduğu zaman tepki gelirdi. Sanırım Haravgi gazetesi bu konuda haber yaptı. Başka pek dokanan olmadı. Kıbrıs cumhurieyti başta dışişleri bakanı öyle bir haberden habersiz olduğu açıklamasıyla adeta suskunluk ve teslimiyete oynadı. Nedeolsa adadaki ve özellikle Kuzeydeki Federasyoncular artık ABD Kıbrıs veya İngiltere gerçeklerine pek dokunmazlar. Kısa zaman önce iran ihalarını havada vuran uçakların da Ağroturdan kalktığını dünya alem biliyor. Varsın olsun, artık muhalefetsiz sol olmanın acı gerçeklerini artık kurumsalaşmış yapıdan da öteye geçildi.

Demek ki neymiş: Katardaki Amerikan üstünden israile füzeler taşındı. İsrail ile Katar arasında diplomatik ilişki ve uçuş olmadığı için de geçiş köprüsü Kıbrıs oldu. Ne güzel değilmi.. Haydin zıplayıp Kıbrıstaki barışı Amerikanın isteyip iki toplum liderinin cesaretlenmesini haykıralım!******

İkinci olay direk TC elçiliğine doğru yapılan yürüyüştü. Onca tabusal konuma rağmen, böyle eylemin apılması elbet önemlidir. Gerçi, eylemi yapanlar dahi bir kısmı nedenini tam anlatamaz. Ama yaşanan acının yükü ve gerçeklerin de kaçış davranışı, birleşen ortak acının babzen tabusal duvarı kırması da muhmtemel olduğu kesindir. Adiyamandaki mahkeme 26 Nisanda devam edecek. Fakat, başlangıç pek de iyi değildir. Hele Altı Şubat depremi sonrası başlayan yargılamalar, kuşkulardan da öte, mahkemelerin ilk kararları olayın yaşandığı gibi yargılanmayacağını kanıtlıyordu. Hatay örneği önemli mesajdı. Adiyamanda da mahkeme daha ilk adımdan kamu kesimlerini dışta brakmaası ve birkaç mütahitle sınırlı olması yetmezmiş gibi kasıt ifadeli boyutu da dışta brakışı, endişeleri artırdı. Yaşanan evlat acısı ile olayın oluş şekli, acıları daha da katmerleştirirken, birbirşeyler yapma duygusunu ateşledi. Tek ortak paydaşla yaşanan katliyamın en azından yargıda bazı gelişmelerin olma tutumu konuyu örgütleştirdi. Hele de engeler daha bir öfkelendirmeği de getirdi.

K. Kıbrısta alışılmamış şekliyle eylem TC elçiliğine yöneldi. Çünkü olay Türkiyede oluyordu. Pek söylenmese de hat da tam aksi gelişmeler de olmasına karşın yine de bazıları yumuşak şekil ile “Türkiye adaletin güveiyoruz” diyordu. Ama, eylem direk TC elçiliğine yapılıyordu. Siyasi çevrelerin özellikle parlementer partilerin pek de cesaret etmedikleri hamleği Adiyaman deprem katliyamındaki ayleler yaptı. Elçilikten adalet talebiyle mektup yazdılar. Eğer dneildiği gibi işler yolunda olsa böyle tepki olmazdı. Fakat, sistemle de özleşme çizgisinden çıkmama arasında denge bulundu. Ama pratik net; demek ki yolunda gitmeyen durumlar vardı. Hele mahkeme başlangıcı ve sonrası birşeyler yanlış gidiyordu ki mesaj vermek istendi. Doğrusu da başarıldı. Hele bazı Türkiye kesimleri kendilerinin yapamadığı uyarının Kıbrıstan gelmesini de memnuniyetle karşıladı. Ayni talep Türkiyede olsaydı dayaktan tutuklamaya karşılaşılacak davranışlar olacaktı. Hataydaki bazı yargılamalar bunu gösteriyordu.

Yine isgenderun olayında da olduğu gibi, yargı deprem konusunu tıpkı önceki depremlerdeki gibi genel yanlış veya bile bilen yapılanları değil birkaç mütahip mühendisle sınırlı tutmaya çoktan başladı. Bu gelişmeler nedeniyle K. Kıbrısta Cuma günü yapılan TC elçiliğine yürüyüş Türkiyede yankı buldu. Duygu ve acılar ayni idi. Herkes biliyordu ki altı şubat depreminin felaketi, sadece depremle değil birçok resmen rant işdahlı kararlarla da büyüdü. Onun için K. Kıbrıstaki eylem karşılık buldu. Adiyaman yargısındaki bir açılım öteki yargılamaları da etkileme umutları konuşuluyor.

Sosyal yaşam böylesi gerçekleri de yaşatır. Acılarla bir araya gelen insanların tepkileri ve adalet arayışları bazen karşıt denilen kesimleri de bir araya getirir. Eylemi yapanların tahmininden de öte deyeri oluşur. Cuma günkü TC elçiliğindeki eylem hhem K. Kıbrıs için hem de genel Altı Şubat depremi akımından değerlendirilecek çok olguyula doludur. Bunların hangisinin ilerde etkin olacağını yaşayarak göreceğiz. Ama şunu gördük: koltukçulardan saraylılara bu eyleme katılma olmadı. Destek falan da verilmedi. Onlar her şeyin şovunu ve yalakalı laflarını bilirler. Ne güzel değil mi: Girnedeki turizm açılım gününde Tufan ve Fikri Kıbrıs oyunu oynamış. İşte şovlu algıyı böyle bilirler. Ama, Elçilik yürüyüşünde korku şu: aman ya Türkiye ne der?

Kısaca, hafta sonuna girerken iki olay oldu. Tam Kıbrısın resmini çeken niteliklerle doludur. Her rengi diledğin objesiyle yakalarsınız. Ama sesiz kalıp da öteki Kıbrıslılık teslimieytini de bulmak kolaydır. Ama bunlar ilerdeki araştırmacılar için önemli veri olacağı kesin.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
327AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin