İran önceki makalesin tamamladıydım. Ardından ekranlarda gelişmeleri izliyordum. Ansızın değişen ekranlar haber akışı oldu. İrandan kalkan dronlar israile yöneldi. Misilleme yapılıyor ifadesi kulanılıyordu. Fakat, dikkatli olan medya yayıncıları hemen ilginç ama normaleşen tutumu hemen yakaladı. İrandan yolanan dron ve ihalar israile ancak altı saat sonra ulaşacaktı. Sayısal fazlalık cümlesi yanıltmıyordu. Onca zaman ve uzaklık sonucu hem İsrail istediği tetbiri alacak hem de yolda İsrail yanlısı devletler ile ABD üstleri de bunları etkisiz kılma olanağına sahipti. Nitekim önemli haberle sunulan iran misillemesi, diplomatik hamle özeliği de sorgulayan kesimlerce hemen anlaşıldı. Yapılan misilleme ve mesajdı. Fakat, askeri ağırlıklı değildi. Bir anlamda misilleme karşıt verme zorunluluğu ile daha fazla tırmandırmama ince çizgisi sonucu ğretildiydi.***
Özetlediğim gelişme daha ilk adımdan beni Kıbrıs türkiye eksenine hemen taşıdı. Çünkü, Amerika ve İngiltere israilin hemen yanındaydı. Üstelik yolda olan dronlara müdahale etme coğrafyalarından ikisi de Türkiye ve Kırıstı. Ordaki üstlerden kalkacak uçakların havada yol alan askeri ihaları kolayca vurma şansı vardı. Nitekim bazı Türkiye araştırmacıları da bu konuyu hemen özetlediler. Özellikle ingilterenin Kınrıstan kalkan uçaklarla yolda giden ihaları vurduğu tahmini hemen birleştirildi. Sonuçta, İngiltere müdahale yaptığını da açıklıyordu.
Ancak, Türkiyedeki incirli üstü veya Malatyadaki radar Kürecik üstü gerçekleri olayla şimdilik fazla sorun olarak gösterilmedi. Tarihi sosyalist sol gerçeği yeniden ortaya serildi. Türkiyedeki Sol ve Emek partileri hemen açıklama yaptı. Olaya Türkiye merkezli seçeneği ile karşı çıktılar. Türkiyedeki Amerikan üstlerinin kapatılmasını istediler. İşte size sol olduğu zaman gözden kaçırılanların nasıl gündemleştirildiği gerçeği ile yüzleşme örneği…
Kıbrıs zaten Kuzeyi tatilde. Zaten foncuların böylesi karşı çıkışını bekleyemeyiz. Bir de işbirlikçi AKP durumu da olay konusunda konuşulmayı engeleyen, ağza bant takılan uygulamadır. Ama hep solun cılızlaştığı günlerdeki gerçek yine kanıtlanıyordu. İngiltere olaya uçaklarla müdahale yaptı. Kıbrıstaki üstler elbet kulanıldı. Hani bir zamanlar birileri diyordu ya: “Kıbrıs Nato üstü olamaz”.. oldu işte. Daha doğrusu var olan yine yaşandı.
Birleşilen ortak nokta, iran saldırısı hem irana hem de israile yaradı. Öyle yaradı ki en basitiyle gündem değişti. Yeni itifaklar kayışı da oldu. Gazze ikincil oldu. İsrail dilediği katliyamları yapmaya devam ediyor. Bu arada bazı arap ülkelerinin lafları da pratikte silikleşti. Ürdün irandan israile giden ihalardan bazılarını vurdu. Suriyedeki Amerikan üstleri de havada yol alan Dronlardan vurdukları oldu. Herkesin merakı Sudi Arabistandı. Bir de Türkiye.. Türkiye nedense hala sesini çıkarmadı. Elbet zafer sarhoşluğundaki CHP ise şaşkın. İlhan Uzgel gibi iyi akademisyenine rağmen devletçi gerçeği başka sözler söyletmesi veya ielrde adet yerini bulsunla sınırlı kalacağı kesin. Herhalde incirlinin kapatılması veya Küreciğin etkisini öne çıkaracak değildir.
Sonuçta her iki tarafı da kurtaran gibi olan eylem yapıldı. Yerine gidinceye dek ihalar dronlar düşürtüldü. Metanyahu Gazze baskısından kurtuldu. İranın da olmasıyla batı yine tavlateslim olmujşculuğu sergilemektedir. İran ise misilleme yaptığı mesajı enazından kendi halkına verdi. Algılar havada uçuştu. Yalnız önemli birkaç noktayla konuşmak önemlidir:
İran hem sistem hem de İsrail tarafından zaten uzun vadeli planlarda parçalanması gereken hedefti. Bu yüzden iran karşıtlığı değişik çevreleri bir araya getirir. İran hem dosksanlardan beri Şer ekseninde hem de isrfailin temel güvenlik hedefindeki devletdir. Son hamle her iki strateji için de kısa vadeli önemli garnatür halinde olduğu kesin.
İsrail için, zaten kurulurken ki rolü emperyalist yeni sömürgeciliğin Ortadoğu versyonuydu. Faşist lider Metanyahunun siyaseti malum. Arkasında ne olursa olsun batu kOlektif itirazı vardı. Bu destek de salt batıyla değil ortadoğuda da var. Suriye operasyonları, Gazze katliyamları gibi konular bunu kanıtlıyordu. Son iran misillemesinde dai hep uydurulan ve tutan İsrail yalnızlığını yeniden yalanlıhordu. İsrail yanlısı devletler resmen kendine gelmekte olan ihaları düşürtü. Ürdün en baştaki kuklaydı. Bunlar resmin netleşmesi yanında, son hamleyle yeni itifakları da dayatma durumundadır.
Unutmayalım. Kısa zaman önce İsrail ve arap devletleri Amerikan güdümünde filistini dıştalayarak bölgeği dizayin ediyoru. Haması operasyonu ile bölgenin Filistin sorunu hatırlatıldı. Şimdi de İsrail faşist yönetimi iktidarda kalma ve Gazze gündemini giderme adına etrafına cehennem yaratıyor. Doğrusu bunu da başardılar.şimdi bu oyun oynanmaya devam ediliyor..
Kısaca, otuz yıl önce Ruanda soykırımı gerçekleşti. Batı dünyası hem gizledi hem de destekleyerek rolunu yaptı. Şimdi tam otuz yıl sonra Gazze katliyamı sürüoyor. Yine ayni kesim destekliyor. Bu defa gizlenemiyor. Bunun üzerine de iran kartı onynandı. Son duruma bazı askeri yetkililer KOntrolu kriz diyor. Ama kontrol ateşle oynayınca her an sıçrama tehlikesi de var. bakalım bu denklem tutacak mı? Not, öürendik ki olaydan yetmiş iki saat önce iran durumu bildirdi. Umanda ABD ve iran arasındaki bağlantı vardı. Bunlar olayın öyle tek başına olma olasılığının olmadığını da kanıtlamaya yetip de artıyor. Ama dedik ya, hem israile hem de irana bu iş galiba yaradı.