Türkiyede yerel seçimler sonlanı. Değişik tahminlerden biri biraz daha fazla eyimle gerçekleşti. Elbet seçeneksiz diye algılatılan Erdoğanın yenilmesi, deyişik tartışmaları da artırdı. Konu çok yönlü. Bir makaleye de sığmaz. Daha önce makamlemde bazı önemli olguları kısaca da olsa değerlendirdim. Şimdi sonuçlar üzerinden üç bakışlı kısa yorumlamayla yetinecem.
Türkiyede yerel seçimler sonuçlandı. CHP yetmişyediden beri ilk defa birinci sırada bu süreci tamamladı. Hem de denilen şekliyle değil “demokrawsi” tam aksine devletin tüm olanaklarıyla müdahil olduğu ve yalanın biri bin para şeklinde havada uçuşmasına rağmen. Daha da düşündürücü olması gereken, CHP seçime girerken aday tesbitinde dahi epey gündemi meşkul eden adayların birkısımyla da katıldı. Yine de seçimde CHP dahi beklemediği sonuca ulaştı. AKP ise Erdoğana ve devletin tüm aygıtlarının müdahalesine karşın ilk defa yenildi. Daha önceki yenilgileri mühürsüz oy gibi resmen müdahalelerle atlatırken, şimdi ddahanaçık yenilgileri engeleyecek uğraşları da pek kalmadı.
Bbir kulanım esrumanına da dokunacam: “demokrasi” kazandı deniliyor. Hem de Erdoğan da bunu kulandı. Ama bukadarm tatlı yalanla demoıkrasi kulanılmaması gerekir. Tam aksi tüm baskı ve devlet gücüne karşın devlet iktidar kesimi kaybeti. Demokrasi değil de halktaki sosyal potansiyel direncin sonucun olduğunu gözden kaçırmayalım. Bu yalanlar eğer karşılık bulursa, hele de tam da rejim gelişmesinin de olası olduğu önemli hamle varken, demokrasi kelimesiylekirletmek yanlıştır. Yine ayni şekilde, herkes kazandı lafımda kocaman yalan. Kazanıldıysa en basit kuramla birileri de kaybeti. Kaybedilenleri de söyleyip ozaman gelecek hesapları daha iyi yapılacağı da net.****
Şimdi gelelim değerlendirmenin üç açısı: birinci önemli bölümde şunlar var: özellikle genel etken mutlaka değerlendirilmelidir. İkibinlerde emperyalis projelerle başlatılan ve Ortadoğu siyasal kurumsalaşmamüzerine konulan siyasal islamın son kalesi Türkiyede de önemli yenilgi aldı. Bu önemlidir. Birçok ülke sonrası Türkiyede de siyasal islam yerel olsa da sonun başlangıcına geldi.
İkinci nokta ise Erdoğan artık yenilgiyle yenilmezliği veya kaybetse de kazançlı kılma siyaseti artık belirli notkada doyumu da aştı. Bir anlamda bu yerel seçimler Erdoğanı sonun başlangıç düşmesine doğru kaydırdı. Tabi ek nokta koymak şart. Benim sevdiğim “eğer” kelimesine ihtiyaç oldu. Eğer, CHP önemli hata yapmaz veyan bu dinamizmi kulanırsa..
İkinci olgu da şu: CHP tüm eksikliklerine rağmen önemli iki ders yazdırdı. Önceki seçimlerde sağa kayarak ve sağ ile itifak yapıp “Millet itifakı” sonucu kısırlaştırılan zeminle seçime girdi ve kaybeti. Bu son seçimde görüldü ki eski itifakcıları hepsi sıfıra yakın drecedeydi. Sağa kayarak sağlaşarak itifaklar sağı deviremezdi ve böyle de oldu.
Şimdiki seçenekte ise daha rahat girdi. Ama şuda vardı: CHP hala delet partisi. Halbuki sosyal muhalefet dağınık olsa dda hayatın her alanında devletle karşı karşıya geliordu. Üçlü denklem vardı:AKP ve bluğu CHP ekseni ve sosyal muhalefet örgütsüz kesim. CHP seçim probagandasıın kısır ve heycanlı geçmesine karşın seçimi alırken, özellikle sosyal dinamik halk kesimi desteği ile kendi yapısının da üstünde başarı kazandı. Adı dahi olmayan Adiyamanda CHP yıllar sonra seçim aldı.
Bunlar birinci açımız.
İkinci açımız Kıbrıstan: dikat etinizmi, onca Türkiyeleşmemize karşın, tüm süreçlerde oradaki seçim durumları K. Kıbrısta resmi alanlarda pek konuşturulmaz. Gazeteler maahşetlemezler. Tıpkı yerel seçim sonuçlarında olduğu gibi. Nitekim ne koltukçular nede öteki parlemento parti liderleri Türkiyede kazanan kesimlere teprik mesajı çekmediler. Ötleklik ve korkunun teslimieytle ne halere geldiğinin acı göstergesidir.
Dünya medyaları dahi geniş alanda deyerlendirme yaparken, en önemli içeleştilen ve müdahalenin en çirkini yapılan K. Kırısta pek de önem verilmemiş gibi davranıldı. Hat da Takeci efendinin medyası tarafsız yayın adına TRT ekranını kulandı. TRT gerçeği seçimlerde Türkiyede nasıl sorgulandığı hala sıcak bilgiler olarak kulaklarda dolu dolu vlardır. Ama bizim tarafcılığımız Türkiye yalakalı şükran ile gerçeklerine dokunmama duruşuyla alakalı kalınmaktadır…
Gelelim üçüncü eksen: Türkiyedeki yeyrel seçim sonuçları dünyada şu denkleme dokunacağı kesin: tek seçenek Erdoğan üzerinden hareket edilmekteydi. Hat da Erdoğanın pazarlık duruşuna da alıştılar. Türkiyeden nistedikelrini alırken, hep Erdoğanın U dönüşleri de hep yaşanır haldeydi.
Şimdi kaybedilen seçim ve öngörü olarak erken seçim seçeneğinin kısa zaman sora olasılık gündemleşmesi nedeniyle seçenekler algısıjın da gelişmesi olacaktır. Birçok kararlarda Türkiye devlet içi gelişmeler önemli rol alacaktır. Türkiye ise kaybedilen seçimle yeniden destek sağlama adına bazı poerasyonlar yapmak isteyeceği de kesin. Irak ve Suriye bu alanlardan kaçınılmaz olanlarıdır. ABD ve Rusyanın bu konuda tutumları önemlidir. Ayrıca uzun vadeli anlaşma hesapları da daha dikkatli olunacak. Bunun en yakın fatura edilecekler ise imkan bulunursa Kürtlerdir. Zaten ırak ilişkileri bu koşulları hazırlama dönemindeydi. Amerikada ise seçimler var. Baydının kazanacağı da biraz zor. Oysa Erdoğan yakında Baydınla görüşecekti. Biri gerileyen öteki ise kalaıp kalmayacağı belli değilken, foncuların yaptığı gibi abartı beklentiye de girmek gerekmez.
Ayni durum ülkeye vurkaç sermaye girişlerinde de sorular olacak. Şimşeklerin şimşeğinin iknası nereye gider bilinmez. Bir anlamda yerel seçimlerin beklentinin üstünde CHP kazanmasınrakamı bazı öngörüleri biraz oynatı. Oynatı da ekonomik krizler devam edeceği kesin. Dış politikada bölgesel ısınma artacağı da malum. Ama artık batı da yavaş yavaş tek seçenek Erdoğan durumundan biraz düşünmeye gidecek gibidir. Bunları yaşayıp göreceğiz.