Geniş zaman diliminde, Türkiyede yapılan yerel seçimini izledik. Seçim dönemi öncesi, nnasıl koşullarda probaganda ile uygulamaları da net şekilde yaşadık. Olanlar hala sıcak. Siyasal adı yerel olsa da oylama igiderek rejim eksenine oturtuldu. Devletin direk taraf olup katıldığını da meydanlarda dahi izledik. Sonra Seçimler yapıldı. Ardından sonuçlar açıklandı. Devlet eksenli rejim kesimi en azından onay görmedi. Bunun belirli kesimlerde şaşkınlık, belirli kesimlerde de sevinç yaratı. Bu biranlık gelecek hesaplarına da yansıdır. Enazından uyanılan Bir Nisan öyle beklenen sertlik yerine birbirini tutmayan devlet içi açıklamalar ve epey sevinen muhalefet ikilemleri oluştu.
Özetlediğim bu koşulları biraz Türkiyeyi izleyenler yaşadı. Fakat ısrarla uyarım şuydu: sakın ola Türkiye gerçeklerini yok sayarak yoruma kapılmayın. İkinci önemli uyarım da olayları birbirinden koparmayın. Seçimlerin öncesinde ve seçim döneminde yaşananları birbirinden koparmayın diyordum. Sonra seçim sonuçlarıyla birlikte salt sayısal durumla yetinmeyini de ekliyordum. Ne yazık haklı çıktım. Türkiye devletinin gerçeği değişmedi. Ama beklenen sonuç gelmeyince şaşkınlıklar oldu. Bunu yutmaya hazır kesim de olunca, en azındam düzelinceye dek işe yaradı. Nitekim, sanki normal koşulalrda seçim yapılmış algısıyla demokrasi başarısı karşılık buldu. Yine rejim falan dikate alınmadan bazı konuşmalarla gelecek iyi niyetler konuşturulmaya başlandı. Hem seçim öncesi olan, hem sandıklar başındaki bazı durumlar ve sonuçların şaşkınlığı birlikte hiç deyrlendirilmedi. Erdoğanın demokrasi ve birkaç kelimesi yetip artıyordu. Oysa ayni Erdoğan özellikle Kürt coğrafyası için pek de iyi mesajlar vermiyordu. Anti kürt politikasının bölgesel gelişleme amacını açıkça söyledi.
Yukarda sıraladığım koşulların sadece yerel seçim bölümünü alırsak, ilk değildir. DOksandört yılındaki yerel seçimlerdeki çöplerden bulunan pusulalar akla hemen geldi. Atılan çöp oyları eklenince en azından Ankara ve izmir SDHP olacaktı. Hem de hüküemtde olmasına rağmen bu gerçek düzeltilemedi. Yine DOksansekizde Mersinde seçimde önde Kürt aday giderken, birden elektrik kesilip oylar değiştirildi. Bu duruma isyan eden Mersin Valisi de istifa ediuyordu.
Bu bilgi ağımı uzatmak mümkün. Hele son dönemde Kürt coğrafyasından başlayan kayumlar ve oy taşımalar artık normalleşti. Son seçimde de birçok doğu şehirlerinde değişik isimlerde güvenlik kesimlerinin taşınıp direk etki yapıldığı da şimdiden kanıtlandı. Ama itirazlar dahi kabul edilmedi.
Tamda bu koşullarda Van kenti gündeme geldi. Seçim sürecini izleyenler, seçim sonrası kayum korkuları vardı. Ek olarak yaz yında da ırak veya Suriyede askeri hareketler bekleniyordu. Bunun ısıtılmasına da başlandı. Süreç sonlanınca Vanda da seçimi DEM parti adayı ezici sayısal farkla kazandı. Fakat, seçim sonucun a karşın mazbata ikinci sıradaki AKP adayına verilmek istendi.
Bu gelişme bana ikibinondokuzundaki yine Van yöresi belediye seçimi aklıma taşındı. Yine seçim yapıldı. Oylamalyı ozmanki adıyla HDP adayı kadın kazandı. Fakat onca da mazbata verilmeyerek ikinci adaya verildi.
Aday olan kadın aday ayni zamanda elinden alınıp mazbatanın verildiği adayın da öğrencisiydi. Ayşenin acı ama sistemi de sorgulayan sesi hala kulağımda: “hocam, siz bize doğruluğu ve dürüslüğü öğretiniz. Bunu savunmamızı da söylerdiniz. Şimdii benim hem de kazandığın seçimi çalarak beni madur ediyorsunuz. Hocam benim seçilmemi çalıyor” diyordu. Aynen bu defa Van, Zeylan için benzer durumda tavırla karşılaşıyordu. Bir fark vardı: seçim sonrası AKP ve genelde Devlet şaşkındı. Kaybedilen seçim vardı. Bu durum şaşkınlıkla söylenen sözler kimine güvence verirken, yine Van ilinde çalınmaya başlanan seçim süreci başlıyordu.
Bu defa muhalif çizgi sesiz kalmadı. Vanda başlayan dalga istanbula dek uzadı. Muhalif dalga ve AKP içi şaşkınlık bazı yargı alanlarında daha kolay rahat karar vermeği de oluşturdu. Devamında Zaylan yeniden seçimi kazandığı YSK tarafından kabulendi. Ama hemen uyarıyı yapalım: Türkiyeyi iyi bilenler bu durumun hala sonlanmadığını gösteriyor. Zeylan mazbatayı alıp makama oturuncaya dek yapılacak Alicengiz oyunu çok. Zaten öteki bazı itirazlarda bunlar yaşanıyordu.
Van yeniden yerel seçim ekseninde örnekleşti. Bu defa direnç olması ve seçim kaybedilme şaşınlığı hala atılmaması sonucu bazı bitmiştir hamlelerinin bitmesini engeledi. Fakat, unutmayalım: burası Türkiye. Devletin şekli malum. Kiminin sarhoşlaşıp bağırdığı gibi demokrasi galan da yok. Üstelik yeniden uyaralım: yaz mevsiminde ağırlıklı ırakta yeni hamleler bekleniyor. Bunun alt zemini de hazırlanma peşinde. Gerçek, Kürt sorununun ortadoğulaştırıldığıdır. Salt Türkiye değil de genel bölge gelişmelerini de gözetmek önemlidir. Onun için Van üzerinden taktikler oynamıyuor. Orada olacak olumlu veya olumsuzluklar daha sonraki hamleleri de belirleyecek.
Kısaca, konuştuğumuz ülke Türkye. Olanlar ortada. Zaten biraz dikkatliysek burada yapılan müdahalelerle nelerin oluşturulduğu örnekleriyle doludur. Son yerel seçimin sonucu oldukça önemli. Fakat devlet yerinde duruyor. Van üzerindeki taktik hamleler yarın için atılacak bazı adımları da belirleme şansı vardır. Önceki seçimlerdeki Ayşenin feryatı batı Türkiyede hiç yankı bulmazken, bu defa Van direnişi istanbula dek karşılık buldu. Sonuçta , konuştuğumuz ülke Türkiyedir.