Hafta başı adamıza Azerbeycan vekileri de geldi. İsim, parlementor dostları olarak açıklandı. Herneyse, adı ne isterse olsun, Kuzey Kır ısta temazlarla güncelik ve cirit atarak da geziler yaıpıldı. Tabi Varoşa veya Maraşı da eksik brakmadılar. Her kim Maraşa resmi geziye gönderilirse, mutalak söylenmese de işdahlar da mutlaka akla gelir. Hele hukuksuz mafya kesimlerinin işdahı da bir başkadır. Ama Varoşada dahi sıkılmadan “uluslararası hukuka uygunluk” denilir. Tabi cihaletmi yoksa hamasi çıkarın aşkınamı bilmem ama kulandıkları cümlein içeriğine bakınca, onca harcanan lafın yalan olduğunu da görürüz. Öyle görürüz ki uluslararası kararlara ve hukuka uymamanın da bedeli olmadığı örneğini de anlarız. Ama kısaca denilecek olan, Azeri vekilerin sayesinde özellikle resmi medya ile bazı elit kesimler epey hamasi nutuk çekip havaya gaz atılar.
****
hafta başı K. Kıbrısta Azerbeycan vekileri vardı. Kendilerine göre resmi temaslar, ziyaretler gerçekleştirdiler. Açıklamalar da eklenince, resmi medya ile kendine tarafzı diyen kesimler epey yayın yapma fırsatı da buldu. Dile ilenin sıkıldığı meydan halinde görsel algılarla kjlanıldı. Perlementer denilince ve gelen heyeti gezdirme ile ezan camisi ile dalgalanan bayrak olunce, gölgelerin deki iki simge dikatimizi çemeliydi. Hemde Yüce Meclis yaşananları hatırlanmalıydı. Resmiye Canaltay ile Zorlu Töre: bir önceki meclis başkanlık yarışını haturlayın. Veya makam arabasının plakasını alıp eşiinin arabasına takma sahtearlığı…o iki kişi Azerbeycan heyetinin özelikle Maraş havasında yanyana yer aldı.
Resmiye hanımı n hem de partinin adayı olarak adayken kimin destek vermeyip engel olduğu aklıldamı? Dahası, Resmiye hanımın çevreleri Zorlu için sosyal medyada yazdıklarını hatırlamak istiyormusunuz? Bunları sordum ve sonra unutum. Çünkü bayrak altında dalgalanan havasıyla hamasi gaz kulaım ortaklaşma hava atma dönemiydi..
Brakalım bizim kileri: hele saraylı atışlarla Azerbeycanın siyasi tarihi konusunda bilgisi olmayanların dahi sıraladıklarına. Fakat, galiba Azerbeycan milet vekilerinde de bazı acayiplikler var. Braktım “bir tende üç can” söylencesini. Başka acayiplikler veya doğrusu terslikler de havada övgü hamasisi havası olarak uçuştu. Sanki tufana takılıp hortuma gider gibiydi.
Basit bir örnekle kanıtlayalım:Azer eycan vekileri B.M. kararlarını konuştu. Ermenistanla olan sorunda Ermenistanın uymadığını, ama kendilerinin bunu uygulatığını belirtiler. Ayni anda nemi oluyordu: Tatar Güvenlik Konseyi kararlarına rağmen görüşmeye dahi oturmayacağını açıklıyordu. Yani tam tersi. Tıpkı düne dek Karabağ ve Kuzey Kıbrıs benbenzerlikleri ve tersinden olurken. Herhalde güvenlik konseği kararları derken, Azeri vekil ayni örgütün Kıbrıs kararlarına uymamak için Türkiye gerçeğini unutuyor.
Bir başka beklentiyi de ekleyelim: nedese Filistin konusuna hiç deyinilmedi. Unutuldu mu bilinçlimi bilmem. Ama gerçeker, dokunamazlardı. Herhalde üç can bir bedendeyken vurgusu hemen sora Azerbeycanın israili desteklediği buluşması olması gayet önemli itirafname olacaktı. Üstelik Azerbeycan israile doğal gaz ve petrol gönderim yeri Ceyhandı. Türkiye üzerinden hem de ucuz şekilde israile gönderiliyor.
Yetmedi; Azerbeycanda israilin üstleri iran sınırında vardır. İsrailin bazı Ortadoğu istihbarat operasyonlarını Azerbeycan üzerinden yaptığı da söyleniyor. Ama sıkılmadan üç devlet bir milet deniliyor. Tabi K. Kıbrısın statüsü bir başkadır. Tabi ben orada şu soruyu da soracktım: “Neden Avrupa konseği parlementosunda Azeri vekilerin akreteleri imzalanmadı? Karabağ Ermenileri ne olacak”.. son döneme dek var olan ve örnek verilen Güvenlik konseyinde de onarla alakalı karar olan Karabağ Ermenileri, resmen sürüldü. Ama Azeri vekil Güvenlik konseyi kararı deyip haklılığını hatırlatmaktadır. Tabi K. Kıbrıs veya Türkiyede Karaağla soru sormak tethlikeli. Gerçeğin bazen yanlışla her değiştirme arakrafı dahi olması normal haldır.
Kısaa, hafta başı Azerbeyan vekileri adamıza geldiler. Görüştüler ve gezdiler. Dilediklerini sölylediler. Kimisi de kabaran hindi oldu. Tam da G.K. sekreterinin temsilcisinin da temaslarda olduğu anla çakıştı. Öyle terslikler yaşandı ki her hamle başka paradoksla da taşlandı. Resmin figürleri gayet örneksel. Hele ilk örnek olduğu haliyle önemlidir. Hat da sahte plaka takma veya meclis başkanlık aracının plakıasını hanımının arabasına takma olayı da ders gibi soru olarak yazıldı. Resmiye hanımım ilk tepkisi ile sonradan hafta başı ayni tuşa düşme olayı da herhalde aklıda. Önce Yüce Divan sonra da ortadan kalkması için destek verme. Burası K. Kıbrıs. Gelenler ise Azerbeycan heyeti. Bu arada adamızda da epey Azeri yurtaş var. değişik yerlerde çalışıyor. Kimisi öğretim görevlisi kimisi de yaşlı bakım ayle evlerinde. Eğer ülke iyi olsa bu insanlar yürtlarını terkedip buraya hem de yasa dışı olan toprak parçasına gelirmiydi? Ama bazıları için resmen cenet. Mafyalar için tam bir cenet. Dilendiği zaman, “orası yasadışıdır, dokunamayız” denip de meydan rahatlatmaktadır. Mafyaların arayıp da bulamadığı yer. İnanmayan her alana baksın. Hele de Maraş denilince, işdahla mafya yanyana gelince, durum bir başka oluyor.
Son nokta, Azerbeycan mafyasının Türkiye sayfasına bakmak dahi yetiyor. Maksim ve Ağır mücadelesi tarihi mafya sayfasında yeri önemlidir. İşte bu koşullarda hafta başı bir Azeri vekil havası yaşadık. Ayrılık türküsü veya AY gız değil bir bedendeki üç can hamasisini dinledik. Hayırlı olsun.