Orokli, Larnaka yakınında yerleşim yeridir. Yetmişdört sonrası olan göçmenlerin adına kurulan yerleşimdir. Aysergi bölgeli ağırlıklı insanlar konuklaştırıldı. Ben oraya gitmeden önce, oranın pek de önenemini de bilmiyordum. Sonuçta, Orokli, Larnaka yakınında kurulan Yetmişdört göçmenli bölgedir..
Orokli olayını ilk defa. İkibindört yılı başındaki yapılan etkinlikle yaşadım. Sınır kapıları açılrken, hala Annan planı referandumu gerçekleşmediydi. Oradaki etkinliğe müzisyen olarak katıldım. Katılırken de aannan planı üzerinde epey hararet vardı. Özellikle de Akel kesimleri. Benim rumca bilmem nedeniyle hem dinleyici hem desohbet yaptığım kişilerle olayı değerlendiriyordum. Ek olarak şunu belirteyim: benim oraya gitmem önemliydi. Çünkü hala sistemli duruş sürdüğü için ve işin içinde para almak olmadığı için, bizden öyle şimdiki havarilerimiz katılmıyordu. Hem bahane hem de para olmama onların iki toplumlu etkinliklere katılımı ancak belirli görüşleri olanlarla sınırlıydı. Oysa şimdi dün ret edenler, gayet mükemmel katılımla yararlanmalarını sürdürüyorlar.
****
Orokli tartışmalarının önemli konusu Akelciler ekseninde oluyordu. Sahneye çıkmadan önce, yemek yeme anında, yanına oturan iki Akel senpatizanı heycanla konuşuyordu. Anladığım: başlangıçta Akel evet yanlısıydı. Özelikle Özker hocayla olan görüşmeler sonrası ilgili ivme evet çizgisindeydi. Fakat, sonradan alınamayan güvence nedeniyle de hayıra dönüşüldü. Bu gelişme yanımda olan iki Akliği de ikiye ayırdı. Üstelik şöyle bir de itir5af vardı: arabaya binerken ikisi de evet kararındayken, yapılan yapılan toplantı sonrası birisi hayıra yönlendi. Çünkü Güvenlik konseyinden uygulanacak kararını alamadılar. Hem de en çok güvendikleri Rusya güvenceği veto edeceğini de vurguladıydı. Devamını ve nedenini iki tartışmacı da tam anlamadan adeta iki kesime dönüştü.
****
Orokliyi artık aklımdan sildim. Başka gelişmelerle de ilgilenmedim. Başlangıçta hem deen kritik dönemde ortak çalışmalarda Orokli derneği de yer alıyordu. Annan planı sonrası bu ortaklıklar da bozuldu. Zaten, işin içine başka gerekçelerle sokulup temel siyasal öz de kaybolunca, anlam da kalmadı.
Bu gelişmeler bir anı damlası gibi ordan oraya eklenip tükeniyorken, geride kalmakta olan haftada başta Politis gazetesinde önemli haberle Orokliyi duydum. Bu beni eskiyle birlikte biryerlere doğru uçurtu.
Oroklideki mezarlıklarda mermerlerin altında, polisin yaptığı operasyon sonucu, önemli sayıda silah ve patlayıcı madeler yakalandı. Bir anlamda bu miktarın önemli etki yapacak miktar oluşu da sorularla orkuyu birlikte geliştirdi. Dahası, yakalanan silahların bazılarının Türk meyşeli oluşudur. G.3 silahının da olduğu belirtiliyordu. Birden kaçakçılık ile silahı yan yana buldum. Mafyalaşma ile ortaklaşma gerçeklerle tekrardan yüzleştik. Hatırlarsanız daha ö nce ister güney ister Kuzeyde yapılan mafya tipi cinayetlerde karşı taraftaki ortakları da çok geçmenen ortaya seriliyordu.
Şimdi Orokli önemli silahlarıyla, kaçakçılıkla mafyacılığın ada düzeyine varan gelişmesine ulaştı. Bir ağırlık çöker. Kaçan insanlara kurulan yerleşim, gelişerek adeta kendini kabullendirirken, şu durumu da eklemek gerekir: katıldığım etkinlikte bana bazı Orokli insanı açıkça “ne zaman köyümüze döneceğimi biliyormusun” beklenti sorularını sordular. Böyle bir yerleşim yerinden söz ediyoruz. Tarihsel yaşanan ile günümüzdeki gelinen durum, kısa bir Kır ıs yaşana ı oldu.insanlar göç etme zoru da kalırken, öte yanda son mezarlıktaki bulunan silahlarla mafyaların nasıl ortaklaşma acısını da hisetiriyor. Bir Kır ıs gerçekli Orokli anımdan günümüze bana unları yazdırtı.