yaklaşımlarÖzkan YıkıcıYeniden ısınan Gürcistan - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Yeniden ısınan Gürcistan – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Haftalardır arada bir kabararak gündeme oturan Gürcistan gerilimleri yaşanıyor. Tiflis sokakları protesto ve çatışmalarla geçiliyor. Polis zaman zaman Plastik mermi kulanıyordu. Meclisin önünde muhalefetin protesto dalgaları gerilimi artırıyordu. Hedef, yeni çıkacak yasanın engelenmesiydi. Üstelik, cumhurbaşkanı da yasanın geri çekilmesini istiyordu.

Dünya medyası konuya yer veriyordu. Tabi ki kendi yorumlarını da katarak süsleyerek aktarıyordu. Kafkasların Güneyindeki bu ülke gelişmeleri, onca ilgi görmesi de sürpriz değildi. Yeter ki Gürcistan konumunu ve uluslararası stratejilerdeki durumu da doğru kavrarsak.

Olayın nedeni yukarda da belirtiğim gibi, hükümetin sunduğu yasa idi. Benzer şekliyle iki yıl önce ayni yasa meclise sunulup, sonra geri çekildi. Yasanın özü şu: ülkedeki örgütler ve kuruluşlar dış yardım alma mmiktarı, kendi mali gücünün Y.20 noktasında sınır konuldu. Y.20 mikttarı aşana ajan muamelesi yapılma durumu oluşuyordu. Kısaca, siz örgüt olarak dış fon veya destek alma gücünüz, mali bütçe olanağındaki Y.20 olacak. Bu konulan şart,

Özellikle batı tarafaından desteklenen, yardım verilen kuruluşlar için hiç de iği haber değildi. K üstelik “ajan” diye suçlanma kapısı da açılıyordu. Bunun üzerine örgütler ve muhalif partiler protestoya girişti. Yasayı engelemek için sokağa çıktı.

Peki, neden dünya medyası konuya önem verdi: çünkü, buna benzer hat da iç savaş yaşayan “Sudan gibi” ülkeler konu dahi edilmemekteydi. Bu sırı sır olmaktan çıkaran sokaktaki bazı siyasal duruşlar oldu. Yasayı Anti Rusya duruşuyla suçladılar. Yananın Rusya tipi kanun olduğu itirazları kulanıldı. Bir anlamda durum, Gürcistandaki batı Rusya denklemi de yerini aldı. Öyle aldı ki batı probagandasında hep Rusya ile benzetmeler örüldü..

Bir anda Gürcistan Güney Kafkasların kaynayan kazanı. Oldu. Hatırlayanar olacak kurulduğu gündem beri Gürcistan hep batı Rusya rekabet alanının alanlarından biriydi. Hat da Gürcistana batı girme provakasyonlarıyla hakim olup Güney Osetyaya da Gürcistanın ikibinsekizda saldırmasıyla Rusya yeniden müdahale ile dünya siyasetine pratik katılımla döndüydü.

Konuyu daha iyi anlamak için, yakın tarih bazı bilgileri hahtırlatalım: Sovyetler Birliğinin Doksanda dağılmasıyla Gürcistan devleti de eski yapının fedaral sınırlarıyla oluştu. Fakat, daha kurulurken dahi Gürcistannın kendi toprağı saydığı ülkeler veya Sovyetler dönemi fedral alanındaki bazı bölgeler, Gürcistan egemenliğini kabul etmedi. Apazya ve Güney Osetya ayrı bölge olarak bağımsızlıklarını ilan ediyordu. Gürcistan tüm çabasına karşın ilgili yerleri kendine bağlayamadı. Kısaca, Apazya ve Güney Osetya Gürcistan bağımsız olurken, Apazya ve Osetya bu ortaklığı ret edip ayrı hamleler yaptılar. Öyle bir direniş oldu ki Gürcistan yönetimi devrildi.

Fırsatı kolayan batı Emperyalist kesimler, Yelsinin de teslimiyetini de deyerlendirdi. Gürcistanda tıpkı Ukrayna gibi sivil darbe yaptılar. Zaten Gürcistan develtinin iç savaşlar ve ülkeğe katılmayan bölgeler nedeniyle ordusu da darmadağın haldeydi. Adına Karanfil devrimi deyip tıpkı Ukraynadaki gibi kendi yanlılarını iktitara getirdi.

Sakaşvili başkan oldu. Fakat, öyle şımarık oldu ki batının da güvenine dayanarak siyasi kartını ikibinsekizde oynadı. Amerikan stratejilerinde açıkça Ukrayna ve Gürcistan hegemonyası ile Rusyayı kuşatıp kendi içine kapatma siyaseti de vardı. Sakaşvili Güney Osetmyaya saldırınca, Rusya artık işin ciddiyetini anladı. Putin sert karşılık verip sonuçta Güney Ostyayı ilhak yaptı.

Batının Gürcistan kartı resmen kaybetmekle de yetinmeyerek, giderek yeniden Rusya etkisine de girmeğe  başladı. Seçimler hep batı ile Rusya yanlısı kesimlerin yarışıyla sürdü. Son başbakanın Rusyada kalıp Sovyet dağılmasıyla zenginleşen biri olduğu da akılda tutulmalıdır. Batı ise Güney Osetya yenilgisi ile Karadeniz stratejisini daha da öne çıkardı. Montro anlaşması nedeniyle Amerika ve İngiltere gürcistana yardım edemediler.

Özetlediğim bu kısa yakın tarih, bize Gürcistan denilince ve son yasa da düşünülünce, salt ülke içi değil, batının da ülkede siyasal hegmonya kurma gerçekelrine de dikat etmeliyizi anımsatıyor. Rusyanın Ukrayna uğraştığı ve belirli Gürcistan kesimlerinin direk Zelenskiyi desteklemeleri de konuyu genişletiyor. Kafkasya hegemonya mücadelesi bu nedenle dikatle izlenmelidir. Üstelik batı Ermenistan kartında başarılı olup Rusyadan uzaklaştırıyorlar. Gürcisan konusu nereye evrilir net değildir. Tabi zaten Apazya gibi bölgeler baştan Gürcistan egemenliğine girmedi. Ayrı ülke olarak örgültlendi. Bazı ülkeler de bu yöreleri tanıdılar.

Belli ki son yeni dönemde işler karışacak. Gürcistan Ermenistan ve Azerbeycana batı hızla girip Rusya kuşatması ve Çine apluka politikasını hala sürdürmeye önem veriyor.

Tüm bunlar son yasayla aslında Gürcistan hükümeti yabancı fon kısıtlaması getirirken, desteklenen batılı sivil örgütlerin güçlenmesini de enlegeme peşi dedir. Batı ve Dünya Bankası bu konuda yakın tarihte ibretlik uygulamalarla örnekleri gerçekleştirdiler. Bu yüzden hükümet, batılı fon destekli güçlenecek örgütlerin yarın için birçok yerde olduğu gibi darbe yapma gücüne geleceğini kendi dersleriyle de biliyor. Batılı destekli örgütler de anti Rusya kartıyla her hamleği Rusyalaşma olarak kurgulayıp korku dürtüsüyle kamuoyundaki geçmiş Rusya deneğimlerine oynuyor.

Görüldüğü gibi son yasa salt Gürcistan değil, batı ve Rus ruleti oynunda önemli bir masadır. Bakalım bu defa iş nerelere dek uzayacak. Şimdilik batnın zayıf noktası. Karadenizle yardım etme müdahale gösterme olumsuzluğu oluşudur. Şimdi anladınız mı neden MOntro Boğazlar anlaşmasının çizilmesini istiorlar.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
359AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin