Tüketici fiyatları Mayıs ayında %3.37 artışla %75.45’e yükseldi. Bu Kasım 2022’den bu yana en yüksek yıllık artışa işaret ediyor. Bilindiği gibi Merkez Bankası’nın 2024 yılı sonu enflasyon tahmini %38. Yılın ilk 5 ayının fiyat artışları %22.72’yi bulduğuna göre bu hedefin tutması için yılın geri kalan bölümünde aylık enflasyonun %1.7 ile sınırlı kalması gerekiyor. Son 7 aydaki %2.0’lik aylık enflasyon bizi %42, %3’lük aylık enflasyon bizi %51’lik yıl sonu rakamlarına götürecek.
Şöyle bir hesaplama da yapabiliriz; yılın ilk 5 ayında enflasyon %22.72 çıktığına göre, 2024%38, 2025 %14 enflasyon hedefi birlikte düşünüldüğünde, bizi önümüzdeki 12 ay %19 civarında bir enflasyon bekliyor demektir. Bu durumda yıllık devlet tahvillerinin %42’lik faiz oranı Hazine’ye dolayısıyla hepimize çok yüksek bir faiz yükü getirir. Zaten Mehmet Şimşek’in sürekli yinelediği TL’deki değer kaybının enflasyonun altında kalacağı vaadiyle bu olgular birleşince, bu cazip fırsatı kaçırmak istemeyen “sıcak para” oluk oluk akıyor. Ancak bu girişler, gelecek yıllarda ekonomiye çok yüksek bir reel faiz faturası çıkaracak.
Ana harcama grupları temelinde bakıldığında, aylık en fazla artış %9.60’le giyim ve ayakkabıda ve %7.08 ile konutta görüldü. Konuttaki artışa, doğal gazın 2023 seçim vaadi olarak 25m³’e kadarki kısmının parasız verilmesi uygulamasının kaldırılması tek başına %0.66 etki yaptı. Lokanta ve otellerdeki %5.53 artışta turizm sezonunun başlaması da bir etken.
Yıllık bazda bakıldığında eğitim %104.80, konut %93.21, lokanta ve oteller %92.94 en fazla artan gruplar oldu. Dar gelirli yurttaşlar bütçelerini büyük ölçüde üç kaleme, gıda, konut ve ulaştırmaya harcıyorlar. Bu üç grubun fiyat artışlarının sırasıyla %70.14, %93.21 ve %79.10 açıklanması, hissedilen enflasyonun resmi rakamlara göre bile, manşet enflasyon %75.45’ten neden daha yüksek olduğunu gösteriyor.
En yüksek aylık artış gösteren kalemlere göz attığımızda, kakao %15.51 ile öne çıkıyor. Kahve ise %8.82 oranında zamlanmış. Ekmek fiyatlarının %5.43 yükselmesi “kuru ekmek” yiyenlerin dahi yüksek enflasyona maruz kaldığını gösteriyor. Taze meyveler Mayıs’ta %6.98 artış gösterirken, tek teselli sebze fiyatlarının %12.14 düşmesi.
Yurt içi üretici fiyatları ise aylık %1.96 artışla yıllık %57.68 olmuş. Bu Mart 2023’ten bu yana gözlemlenen en yüksek yıllık oran. Üretici enflasyonunu en belirleyici sektör imalattaki fiyat artışları %60.31. Bir an için, “neyse, üretici fiyatları tüketici fiyatlarından biraz daha düşük” diye teselli bulunabilir. Ne yazık ki bu çıkarsama da doğru sayılmaz. Çünkü üretici fiyatları tüketici fiyatlarına bire bir olmasa da zaman içinde yansır. Bu üretici enflasyonu düzeyi, 2024 %38, 2025 %14 tüketici fiyatları tahminlerinin de tutturulmasının neredeyse olanaksız olduğunun kanıtı sayılabilir.
Mehmet Şimşek’in ve Merkez Bankası yetkililerinin dilinde sürekli baz etkisiyle enflasyonun düşeceği iddiası var. Gerçekten de 2023’ün Temmuz %9.49, Ağustos %9.09 oranlarının aradan çekilmesiyle manşet enflasyonda bir gerileme görülecek. Burada ekonomi yönetiminin sinsi bir planı da seziliyor. Şöyle ki, elektrik, doğalgaz zamlarını, olası KDV-ÖTV artışlarını yılın ikinci yarısına erteliyorlar. Birincisi, böylece Temmuz enflasyonu görece yüksek gerçekleşse bile, yıllık enflasyon gerileyecek. Belki de daha önemlisi, kamu çalışanlarının ve emeklilerin maaş artışları ilk altı ayın enflasyonuna göre belirleneceği için, görece düşük bir zamdan sonra insanlar bir anda yüksek faturalarla karşılaşacaklar. Ayrıca döviz kurlarının yatay seyrinin enflasyonun bu kanaldan beslenmesini önlediğini de hatırlatalım. Çünkü ileriki aylarda döviz kurundaki olası bir sıçrama, enflasyona da yukarı yönlü bir basınç yapacak. Enflasyonda şimdilik “en kötü geride kalsa da”; bizi yüksek fiyat artışları, halk için hayat pahalılığı, derinleşen yoksulluk, yani uzayıp giden bir kötülük bekliyor.