Son günlerde ilginç bir paradoks yaşıyoruz. Hem de direk etkilenerek de belgeleniyor. Genelde elektrik veya bazen kulanılan öteki adıyla ceryan, varken yakıyor. Oysa son dönemde iyice teersinden yaşam gerçekleşiyordu. Elektrik olmayınca yanma yaşanıyor. Buda yaşamın bir cilvesidir. Hernekadar bazıları romantizim dese de sonn günlerin itirafı, ceryan olmayınca daha fazla yanmanın gerçeğidir. Elektrik varken yanmanın dahan az olduğun günleri de sistem ne yazık bize yaşatı.
Klasik K. Kıbrısın yeniden tekrarını yaz başında yaşadık. Tam da havalar ısındığı ve en azından serinlemek için bazı aletleri kulanma, buzluklarda gıdaları koruma ihdiyacı varken, ansızın elektrik kesintileri başladı. Normal davranış dahi unutuldu. Haber vermek falan da olmadı. Koltukçular ise ya panayırlarda veya yurt dışında dolaşıp hamasiler ekip bayraklar biçiyorlardı. Ama elektrik kesiliyor. Tam da sıcak vururken, dondurucuda saklama ihdiyacın olurken, çocuklar sınavlara çalışırken, elektrik kesiliyor. Kimse tam merkezine vuracak sözü de söylemiyor. Ek olarak yangınlar da başladı. İtfayenin görüntüsü dahi nerelerde olduğumuzun acı görseleriyle karşılaştık. Ama birileri geziyor hamasi bnutuklar çekiyor. Küliye ise kaçak yapılanışı ve yasalara uymama kuralına yenileri ekleyip yükselmeye devam ediyor. Çevresini toza boyayarak kibir abidesi roluna hazırlanıyor..
Sıcaklar tahminin üstünde. Tam da sınav zamanı. Dışarı çıkmak da tehlikeli. Ama tam da klimayı yakıp veya önüne çalışack ders kitabını aştığınızda, ansızın elektrik kesiliyor. Ozaman biraz küfürler salarsanız. Ama hiçbir zaman temeline de dokunmaktan kaçayı da ihmal etmezsiniz. Fırsatı kulanan bazı medyalar da genelde tanıdıklarına mikrofon uzatır. Elektrik kesintisini sorar. İnsanlar da hep “hükümet buna çare bulsun” sonucuyla o anda yaşadıklarını anlatırlar. Tabi ki özüne dokunmayı da çoktan unutular. Daha başlangıçtan teknecik santrali gerçeğini bilen kalmadı. Buda resmen dilenen bahane ile yalanın kulanım alanının da yoğunlaşmasını bilir. Kazara bir buraya gitse de bunun nasıl kesildiğine de epey tanık olduğum tutumlardır.
Böylesi kağoslu karabasan oyun oynanırken, elbet b azı medyacılar da ustalarına hizmetde geri kalmıyorlar. Utanmadan elektrik kesintisini dahi sendikaya havale ederler. Özeleştirme ile de seçenek söylerler. Aksanın da nedenli önemli olduğunu arada ekleyen de olur. Fakat, hep bir yerde dönğüp dururlar. Nifus politikası ve ta baştan olan siyasal tercih yanlışlarına dokunmazlar. N nifus bilinmeyen ve hantal santral ile başlanan süreç sonuçta sorun yaratmaktan başka çare olmadığı da net. Yine genelde nedenler pek vurgulanmaz. Hep beceriksizlik ve dilenen yere vurulur. Neden bilinmedikçe, sonuçlar da seçkiyle tercih edilirse, konunun özüne hiç gelinmez. Oluşturulan yandaşa göre paylaşım ve Türkiyeleşme durumu hiç vurgulanmak istenmez. Hat da ne tesadüf ki hem elektriğe zam yapılıyor hem de sık sık kesinti oluyor. İhalesiz yakıt olguları ayuka dek çıkarken, kaça alındığı ve kalitesi dahi söylenmez. Çünkü hem açıklamadaki yetersizlik ile onları oraya koyanın olmada görevden alacak söz söyleme korkusu herşeye değer.
Elektikler kesildi ve yine kesilecek. Her kesinti bize yeni bir rant ve siyasal teslimiyet öğretiyor. Alınan jeneratörlerin kalitesizliği ve pahalı yakıt kulanımı, ihalesiz yakıtlarla rant paylaşım ve birilerine elektrik borcu silme birlikteliği zaten var olan olumsuzluklara yenilerini ekliyor. Fakat, Takeci gazeteciye bakarsanız, suçlu “sendikalardır” oysa sendika olmasa orada en azından olanların bir mikktarını dahi duymayacaktık. İşler böyle uzayıp gider. Değişmeyen gerçek, hem zam hem de elektrik kesintileri, olmayan ceryanda epey can yaktığıdır. Medyada konuşanlar ise bunu yaratıp kimi kkoltuk kimi de ceplrini doldurup karabasan yürüyüşüne devam ediyorlar. Yöneticiler ise artık bunlara alıştı. Birbirlerine arada “siz de yaptınız” göndermelerle de işi ikili politik arenada oynamaktadırlar.
Kısaca, elektirkler yeniden kesildi. Hem de zamla ayni anda kardeşlerle ikiz olarak yaşandı. Sınav falan demeyin. Buzdolabında bozulan gıdaları da aklınıza getirmeyin. Makamcıların doldurdukları zaman haberciliğindeki başarıları dinleyin seyahatlerle harcananların eğer elektrik alanında kulanıdldığı sorusuna gelmeyin. Bunlar tanınacak ve refahın yükselmesi politikanın ürünleridir. Birielri bedel ödeyecek veya birielri ezilecek ki ötekiler kazansın. Boşuna ikidebir hem hamasi hem de söylediklerimizi gerçekleştirdik sözleri savrulmuyor. Nede güzel tatlı yalan değilmi. Yalanın da tatlısı ancak böyle olur. Tıpkı ceryanın varlığı ile değil yok olduğu zamanki durumu gibi. Bizde her şey tersinden yaşanıyor. Yasa dışılık ve ilhaklaşma politikasının siyasal tercihlerinin tutsağı olarak bunlara ne yazık laikiz.