Güneş enerjisi tüm dünyada hızla büyüyor. 2023 yılında tüm dünyada 345 gigavat gücünde güneş enerjisi kuruldu. Türkiye’deki tüm enerji santrallarının kurulu gücünün üç katından bahsediyoruz. Ya da şöyle söyleyelim; 2023 yılında tüm dünyada şebekeye bağlanan nükleer santralların toplam gücü sadece 5 gigavattı (kapatılanları çıkarırsak eksiye bile düşüyor). Dünyanın güneşe ilgisi nükleerden 70 kat fazla. Türkiye’de ise iktidar, yatıp kalkıp hangi ülkeye nükleer santral kurdursak, onu konuşuyor.
Türkiye’de geçen yıl şebekeye 2,5 gigavatlık güneş paneli ekledi. Haziran başı itibarıyla güneş enerjisi kurulu gücü, rakamlarda geriye dönük düzeltmelerin de etkisiyle bir sıçrama daha yaptı ve toplam güneş kurulu gücü bu ayın başında 15 gigavat bandına dayandı. Artış çok gibi görünse de Türkiye ‘güneş görmeyen’ ülke diye takıldığımız İngiltere’nin hâlâ gerisinde. Polonya aynı yıl bizden iki kat fazla güneş panelini şebekeye ekledi. Yavaşız ve gerideyiz ama güneş enerjisinin yükselişi Türkiye’de de sürecek. Bunun ardında, güneşin elektrik üretimindeki en ucuz seçenek olması ve çevreye verdiği zararın diğerlerine kıyasla çok daha sınırlı olması yatıyor. Ancak çok güneş paneli kurmak da işi çözdük anlamına gelmiyor.
∗∗∗
Salı günü İstanbul’da düzenlenen Solarvizyon 2024 toplantısındaki konuşmacıların odağı da buydu. Solarvizyon grubunun kurucusu Ateş Uğurel, güneş enerjisi sektörünün ‘üç cisim problemi’ var, kapasite, finans ve mevzuat diyor. Kapasiteden kasıt, trafo merkezi kapasitesi. TEİAŞ trafolarda yer açtığı sürece yeni güneş santrali kurulabiliyor. İlk sorun yer olmasına rağmen kapasite tahsisi yapılmaması. İkinci sorun ise önceliğin büyük santrallara verilmesi. Evlerinin çatılarına panel kurmak isteyenler hep en sona bırakılıyor. Güneş pastası büyük şirketlere ikram ediliyor. Halkın güneş enerjisine erişimini de dördüncü sorun olarak ben listeye ekleyeyim.
Hükümetin niyeti güneş enerjisini halka değil şirketlere açmak. Enerji kooperatiflerinin önünün tıkanması, çatı veya balkonlara güneş paneli kurma konusundaki zorlukların ardında ‘zihniyet’ problemi var. Halbuki dünyada güneş enerjisi, halkın enerji tüketicisi değil üreticisi olmasını sağlayan en önemli kaynak. Almanya elektrik ihtiyacının yüzde 60’ını yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlıyor, nükleer santralları kapatılıyor, kömürün payı her geçen gün düşüyor. 2023 yılında Türkiye’nin tüm güneş kurulu gücünden fazla güneş paneli ekleyen Almanya’da yenilenebilir enerji santrallarının yüzde 40’a yakınının bireylerin elinde olduğunu biliyor muydunuz? Almanya’da 2 milyonun, İngiltere ve Hollanda’da 1 milyonun üzerinde evsel sistem olduğu belirtiliyor. Türkiye’de ise bu rakam 2 binlerde.
∗∗∗
İkinci sorun mevzuat. Solarvizyon’daki konuşmacılardan birinin önerisi, mevzuatın en azından iki yıl boyunca değişmemesiydi. Herhalde durumu çok iyi anlatıyor. Mevzuatla birlikte başvuruların, özellikle konutlar için kolaylaştırılması da elzem. Evinin çatısına koyacağı fotovoltaik paneli için ‘sıhhi tesisata zararı yoktur’ yazısı bile istenmiş bir belediyede. Muhtemelen elektrik üreten fotovoltaik güneş paneliyle su ısıtan panel karıştırılmış. Dünyayı yeniden keşfetmeye gerek yok. Almanya, birkaç yıl içinde balkonlara 400 bin güneş sistemi ekledi. İşin sırrı başvuru sürecinin basitleştirilmesi. Beş soruya, internet üzerinden yanıt verip balkona güneş paneli koyulabiliyorsa biz de yapmalıyız.
Güneş panelleri 25-30 yıllık ömürleri boyunca rakiplerine kıyasla çok daha ucuza elektrik üretse de ilk yatırım maliyeti herkes için sorun olabilir. Hele de kriz günlerinde. Konutlarda altı yılı bulan geri ödeme süresi birçok kişiyi yıldırabiliyor. Düşük faizli, uzun vadeli krediler, şebekeye fazla elektrik satışında alınan dağıtım bedellerinin en azından ilk yıllarda düşürülmesi gibi çözümler bireylerin konutlarına güneş paneli kurmasını kolaylaştırabilir. Ve elbette herkesin gücü kadar hisseyle ortak olduğu enerji kooperatiflerinin önünün açılması, enerji faturalarından bunalan insanlara bir nebze destek sağlayabilir. Enerji kooperatifleri, tarlada yetişen ürünü aracısız almaya benziyor. Bırakın, bir kez de halk kazansın!