Kısa zaman önce idi, Lübnan Kıbrıs mülteci anlaşması gerçekleştiydi. Bunu kısaca yazdım. Bir farkla, adı Kıbrıs değil de AB ile Lübnan adıyla yapıldı. Bize Kıbrısın Ortadoğu gerçeği ile bulunduğun sömürgesel gerçeğinin ayni resimdeki belgesiydi. Fazla konuşan olmadı. Kuzeyde ve Türkiyede nerede ise haber dahi yapılmadı. Bu defa anlaşma veya protokol değil, resmen Lübnandan mülteci değil uyarı geldi. Yapan da Hizbulah idi. İsrail Lübnan kontörlü savaşı her an tırmanma olacak kıvama doğru giderken, Hizbulahın mesajı net idi. Kıbrıstan kalkan üçakların Hizbulahı vurması halinde, misilleme yapılacağı yanin adadaki üstlerin vurulacağı açıklanıyordu. Şimdilik Kuzeyde başka bir haberle birlikte haber oldu. Siyasiler Türkiyenin açıklamasını bekliyor gibidir.
Başka gelişme de adeta uyarılan olayın nedenini açıklıyordu. Bu konuyu Kuzeyde pek anlayan yokn gibi. Daha çok klasikleşen “rumun silahlanması” olarak anlaşılacak gibidir. Tıpkı zamanında hem de yakın dönemde Amerika Yunanistanda üstler kurarken, Türkiyedeki devletçi eksen, “Am Amerika, Yunanistanı Türkiyeye karşı silahlandırıyor” probagandasınna başlamıştıı. Halbuki tüm dünya, üstlerin Rusyayı kuşatma stratejisi sonucu olduğunu yorumlamaya çoktan başladıydı. Şimdi herhalde eğer Türkiyeden de müsaade gelirse “urumun niyeti bellli, silahnlanıyor. Onarla yaşanmaz” algısı yürürlüğe girecek. Oysa tüm bu kesimler batı ekseninde olup Nato yörüngesinde oluyorlar..
Libnanda olanları bilmiyorsak, kolayca yanılmaya da açık oluyoruz. İlgisizlik, Türkiye gerçeklerine dokunmama ve içteki sorunları “urum düşmanlığına havale etme” paranoyası yenidebn kulanıma sürülecek. En kolayı “rumlar anlaşma istemiyorlar. Bizi kesecekler. Türkiye olmadıkça biz yaşayamayacağız” ezberinin yeniden versyonuna gireceğiz. Ötesi boş denilecek.
***
Halbuki, resmen Lübnan kontrolü savaştan tırmanışa geçme tehlikesinde. İsrail ve Hizbulah aylardır sınırda kontrolü savaş yapıyor. İsrail bubnu ateşleme niyetinde. Tırmandık.a da Hizbulahtan da karşılık alıyor. Lübnanın Güneyi ve israilin kuzeyinden, içlere göçler oluyor. Son günlerde İsrail gövde gösterisine geçerken, beklemediği bazı karşılıklar da Hizbulahtan geliyor. Amerika ikilemde. Metanyahu ise biliyorn ki savaş durduğu anda koltuktabn olacak. Üstelik kontörlü savaşla milliyetçilik de lehine. Nitekim, israilde yapılan son kamuoyu araştırmASINDA y.63 cıvarından Lübanda taş üstüne taş brakılmaması eyliminde. Buda Metanyahu için önemli destek demekti. Bunlar bir anlamda sıkıştıkça şideti artırma politikasının kulanımı demektir.
Sonunda Hizbulah lideri Nasralah konuştu: israile resmen tehtit gönderdi. Kıbrısta nasibini aldı. Kıbrıstan kalkan uçaklar israile destek vermeye devam etmesi halinde, Kıbrıstaki üstleri vuracağını açık şekilde ifade ediyordu. Kıbrıstaki kesimler ise bunu yalanlasa da pek inanan da olmayacak. Tabi bilgisi olmayan veya taraflı olan Amerikan batı çevreleri hariç
Bu son bilgi dahi Kıbrısta Amerikan ortaklığı ile oluşacak üstün de anlamını anlatmaya yetiyor. Helikopterlerin olacak alan, elbet Kıbrıs çatışmalarıyla değil bölgesel müdahale için yasal zemin olarak olacağı kesin. Zaten şimdiden İngiltere üstlerinden uçakların kalkıp Ortadoğu bonbalamalarına katıldığı bilgileri yaygındır. Bu ta Yemene dek Husileri vurmaya dek gerçekleşti. Şimdi zaten Lübnana karşı politik duruşlar ortadayken, Hizbulah liderinin açıklamasının da elbet anlamı var.
Bazı kesimlerin de özellikle Foncu efendilerin dileri birden “Hizbulahın, gerici yobaz ve softalar olduğu” probagandasını kulanması da muhtemeldir. Batının her açkık müdahalesine nedense yapılan değil karşıt suçlanarak rol alınması da ilk değildir.
Hep akıldan sildirtilen gerçekler vardır. Kıbrıs batı dünyasının eksenindedir. Burada ki gelişmeler oradan direk etkilenmektedir. Türkiye Yunanistan da nato üyesi. Nato üyesi demek ortak komuta altında olmak demektir. Amerika kolay kolay Türkiye Yubnanistan savaşına izinn vermez. Kriz ile normalik arasında gidip gelir. Ama kurulann üstler iki ülke denklemine değil şimdi olduğun gibi Rusyayı kuşatma stratejisi nedeniyle planlı askeri doktirinden dolayıdır. Kıbrıs şekillenmesinde ise iç çatışmalar üstünden başka planlar da yapılıyor. Bölgedeki yeni sömürge dönemlerinde hep müdahale sıçrama tahtası oldu. Üstler hep direk müdahale olarak yerini aldı.
Son İsrail merkezli krizlerde ise ada üsteleri bölge ülkeleri için bonba yağdırırken, Larnaka limanı da yardım adıyla Gazze planında Amerikan İsrail oynunda rolunu gerçekleştirtiriyor. Nitekim Hristofidisin açıkça Hizbulah açıklamasına verdiği yanıtda, kendinin barışçıl olma öreniğini, Gazzeye gönderilen yardımlardaki köprü konumunu veriyordu. Oysa AB planları ve Amerikanın Gazze liman projesindeki durum artık imkar edilemezdi. Son Gazze kabnpı saldırısında Amerikan yardım heyeti kesimindeki bazı kişilerin ajann rolü oynamaları da ibretliktir.
****
Kısaca, son Hizbulah lideri açıklamasıyla Kıbrısın Ortadoğu Kıbrıs gerçeğini yeniden suratımıza vurması önemlidir. Tam da israilin Hizbulaha karşı daha tırmandırıcı politik hamleleri olurken, adada Lübnanla alakalı hamleler ortadayken, burdan elbet korkmak ve uyarıcı olmak önemlidir. Hep kulanılan Kıbrıs gerçeği yeniden kulanılıyuor. Boşuna değil batı durmadan adaya yığınak yapıyor. Bu bize karşı olmaktan çok Ortadoğu politikasından dolayıdır. İşte Hizbulah bize bunu işaret ediyor. Ama biz öylesine dünyadan koptuk ve hep “urum” kelimesiyle paranolayalaştırıldık ki bunları anlamaktan çok uzağız. En azından savaşa karşı durmak dahi gerçekleri anlamamızda oldukça yardımcı olmamız dersini veriyor. Bölgemiz kaynarken, Kıbrıs sorunu varken, askeri yığınakla kulanım koşulları dan derinleştikçe, mutlaka tehlikeler de olacak. Kıbrıs Lübnan halkları arasında sorun yok. Ama sistemin ateşlediği ve İsrail faşizminin saldırgan politikası Kıbrıs Lübnan ekseninde de sorunlar oluşturdu. Mültecilerden başlayıp savaş halindekin tarafcıl yayılma, iki haklan ödetilecek bedel olarak epey acıtıcı olacak. Savaşa karşı çıkıp barış istemenin ancak bu kan gölü adaylığı yıkımı engeleyebilir.