Tarih 15 Haziran. Yer Kuzey Kıbrıs, Lefke Gemikonağı. Sabaha karşı gerçekleşen trafik kazasında, 22 yaşındaki alkollü sürücü Mehmet Eren Erdoğan, aşırı sürat nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybederek, deniz kenarındaki bir bankta oturan 26 yaşındaki Pakistan uyruklu Naveed Akbar’a çarparak ağır şekilde yaraladı. Akbar kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.
Mehmet Eren Erdoğan, Türkiye’nin Kuzey Kıbrıs’ta bulunan askeri gücü Türk Silahlı Kuvvetleri’nde görevli bir asker. TSK’nin yurt dışındaki en fazla askeri KKTC’de konuşlu. Sayının 40 bin civarında olduğu söyleniyor. Askerler doğrudan Türkiye Genelkurmay Başkanlığı’na bağlı, daimi askeri birlik statüsünde.
Kaza sonrası hastaneye ağır yaralı olarak kaldırılan Naveed Akbar’ın nişanlısı Aycan Taliman, Yeni Düzen gazetesinden Serap Şahin’e o gece yaşadıklarını anlattı. “Hastaneye gittiğimde bir tarafta Naveed’in Pakistanlı arkadaşları diğer bir köşede askerin arkadaşları vardı. Ben acil kapısında ağlarken bir polis beni kenara çekti ve ‘ağlama, askerlerle Pakistanlıları kavga mı ettireceksin’ dedi. Sonra bekleyen askerilere sessizce bir şeyler söyledi, onlar da arabaya binip gitti.”
Hastaneye gelen komutan ve polislerden sorumlunun yakalanmasını isteyen, aksi halde nişanlısının kanının hepsinin ellerinde olacağını söyleyen Taliman polisin üzerine yürüdüğünü söyledi. “O polis bana bağırıp üstüme yürürken bir çocuk video çekti. Polis videoyu çeken çocuğu darp etti ve elindeki görüntüyü zorla sildirdi.
***
Nişanlısı Naveed Akbar’ın öldüğünü vefatından dört saat sonra öğrenebildiğini söyleyen Aycan Taliman cenazeyi görmek istediklerinde bunun ancak polis eşliğinde mümkün olabileceğinin söylendiğini ve yaklaşık dört saat kadar daha bekletildiklerini anlattı. “Polisler geldikten sonra beraber içeriye girdik ama Naveed yoktu. Meğer bize bilgi verilmeden arka kapıdan çıkartıp Lefkoşa hastanesi morguna sevk etmişler.” Cenaze Pakistan’a gönderildi. Taliman, pasaportu olmadığı için törene katılamadı.
TSK askeri Mehmet Eren Erdoğan, olayın ardından polis merkezine götürüldü. Ancak mahkemeye çıkarılmadı. Onun yerine serbest bırakılarak Doğancı (Elia) köyündeki askeri birliğine teslim edildi. Aradan geçen beş güne rağmen Erdoğan’ın yargı önüne çıkarılmamasını protesto eden Akbar’ın ailesi, arkadaşları ve KKTC’de okuyan yabancı uyruklu öğrenciler düzenledikleri yürüyüşle adalet çağrısı yaptı.
Kazadan dokuz gün sonra açıklama yapan Türkiye Büyükelçisi Metin Feyzioğlu, Naveed Akbar’ı öldüren TSK mensubu Mehmet Eren Erdoğan’ın Türkiye’ye gönderilerek Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tutuklamaya sevk edildiğini ve Ankara Sulh Ceza Hakimliğince tutuklandığını söyledi. “Süreç yakından takip edilmektedir” dedi ancak sürecin detaylarına dair bilgi vermedi.
Kıbrıs Türk Barolar Birliği İnsan Hakları Komitesi Başkanı Avukat Aslı Murat, soruşturması tamamlanmadan Erdoğan’ın apar topar Türkiye’ye gönderilmesinin, Kıbrıs’ta bazı kişilerin cezai sorumluluktan azade tutulduğuna dair soru işareti oluşturduğuna dikkat çekiyor. Askerlik görevi dışında suç işleyen TSK mensuplarının yargılanmasında tüm yetki KKTC mahkemelerindeyken sanık Erdoğan neden Türkiye’ye gönderildi? İzaha muhtaç bir soru. Adli sürecin yeterince işletilmeyeceği veya konunun gözden kaçırılarak unutturulmaya çalışılacağına dair yaygın bir kanıdan da söz edilebilir elbette. Türkiye, dünyaya karşı KKTC’nin eşit ve egemen bir devlet olduğunu savunurken, Kıbrıs’ta suça karışmış kendi askerinin neden KKTC mahkemelerinde yargılanmasını istemez?
***
30 Kasım 2023’te Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlu Muhammed Hasan Şeyh Mahmud, İstanbul’da motokurye Yunus Emre Göçer’in kullandığı motosiklete çarpmış ve ağır yaralı halde hastaneye kaldırılan Göçer hayatını kaybetmişti. Gözaltına alınan Mahmud kısa sürede serbest bırakılmış ve ülkesine dönmüştü. Adli Tıp Kurumu raporuna göre Mahmud ‘asli kusurlu’ bulunmuştu. Yunus Emre Göçer’in eşi Öznur Göçer şikayetini geri çekti. Mahmud, 27 bin 300 lira para cezasına çarptırıldı.
Türkiye ve Somali arasında ticari ilişkiler var. Türkiye’ye göre, KKTC’de bulunan askeri gücünü artırarak korumak bir beka sorunu, zorunluluk. Hal böyleyken ihmalkar bir sürücünün sebep olduğu ölümlü trafik kazasında son sözü adalet değil siyasi ve ticari çıkarlar söylüyor. Nerde eşit hak, nerde eşit hukuk?