iktibasGözde BedeloğluKKTC’deki üniversitelere insan ticareti suçlaması - Gözde Bedeloğlu

KKTC’deki üniversitelere insan ticareti suçlaması – Gözde Bedeloğlu

Orjinal yazının kaynağıbirgun.net
diğer yazılar:

MHP Mersin milletvekili Levent Uysal’ın eşi Ece Uysal’ın kurduğu Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi’nde (KSTÜ) şubat ayında başlayan ‘sahte diploma ve yolsuzluk’ soruşturması devam ediyor. Tutuklu yargılanan KSTÜ genel sekteri ve hissedarlarından Serdal Gündüz’ün ifadesine göre sahte notlarla 600’den fazla kişiye lisans, yüksek lisans ve doktora diploması dağıtıldı. Soruşturma kapsamında tutuklanan ve KKTC yasalarına göre teminatla serbest bırakılan son isim, iki ayda doktorasını tamamlayıp mezun olduğu iddia edilen TRT Kıbrıs temsilcisi Sefa Karahasan’dı.

Birgün muhabiri İsmail Arı’ya açıklamalarda bulunan Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Ongun Talat, Kuzey Kıbrıs’taki iktidar çevresine yakınlığıyla bilinen Karahasan’ın, kendisine göre Türkiye iktidarının çeşitli konularda bağlantı olarak kullandığı bir isim olduğunu söyledi. Karahasan, 2017 yılında sosyal medya paylaşımı gerekçe gösterilerek yaşadığı Kuzey Kıbrıs’tan sınır dışı edilen modacı Barbaros Şansal’ın Atatürk Havalimanı apronunda lince uğramasıyla sonuçlanan provokatif süreçte adı geçenlerden biriydi. Karahasan, konuyla ilgili yaptığı bir sosyal medya paylaşımında Kuzey Kıbrıs’ın Türkiye’ye küfreden ‘vatan hainlerinin’ sığınağı olamayacağını yazmıştı. Diploma satışının KSTÜ ile sınırlı olmadığı ve soruşturmanın başka üniversiteleri kapsayacak şekilde genişletilmesi gerektiği savunulurken KKTC’deki üniversitelerle ilgili krizi derinleştiren ve uluslararası alana taşıyan önemli bir gelişme yaşandı.

ÖĞRENCİ VİZESİYLE KUZEYE, SIĞINMA TALEBİYLE GÜNEYE

Kıbrıs Cumhuriyeti kuzeydeki üniversiteleri, insan ticaretiyle ilişkili olup olmadıkları konusunda incelemeye alınması talebiyle, Avrupa Yüksek Öğrenimde Kalite Güvencesi Birliği’ne (ENQA) şikayet etti. Güney Kıbrıs basınında yer alan haberde, Kıbrıs Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı’nın, Kıbrıs’ın kuzeyindeki üniversitelere öğrenci vizesi alarak gelen 188 üçüncü ülke vatandaşlarının hemen akabinde Kıbrıs’ın güneyine geçerek siyasi sığınma talebinde bulunduklarını delilleriyle ortaya koyduğu ve ENQA’nın şikayet üzerine, söz konusu üniversitelerin insan ticaretiyle ilişkili olup olmadıklarıyla ilgili inceleme başlattığı iddia edildi. Konuya ilişkin KKTC yönetiminden henüz bir açıklama gelmedi. Bu noktada, KSTÜ soruşturması kapsamında tutuklanan bir isim oldukça dikkat çekici.

7 Şubat’ta Ercan Havalimanı’ndan çıkış yapmaya çalışırken yakalanan İnternational Ofis Daire Başkanı Amir Shakerifard, komisyon karşılığı üniversitelere yabancı öğrenci bulan bir şirket adına sahte fatura düzenlemekle suçlanıyor. Polisin elde ettiği bilgilere göre Shakerifard, 2022-2023 yılları arasında yabancı uyruklu kişileri KSTÜ’ye kayıt ettirip öğrenci statüsünde Kıbrıs’ın kuzeyine gelmesini sağladı ve daha sonra okul kayıtlarını sildi. Söz konusu 456 öğrencinin kimlik bilgilerine ulaşan polis, öğrencilerden sadece birinin okulu bitirip mezun olduğunu açıkladı. KKTC’de, sayıları hızla artan üniversitelere kayıt parasını yatırıp öğrenci vizesiyle ülkeye giriş yaptıktan sonra eğitimine devam etmeyen ve kaçak konumda olan on binlerce öğrenci bulunduğu ve bunların ucuz işçi olarak hemen hemen her sektörde çalıştırıldığı çeşitli raporlara yansıdı.

KAYITLI BİNLERCE ÖĞRENCİ OKULA GİTMİYOR

Kıbrıs’ın kuzeyinde faaliyet gösteren İnsan Hakları Platformu (İHP) 2022 yılında yayınladığı raporda, 17 Nijeryalı, 1 Kamerunlu, 2 İranlı, 2 Kazak ve 1 Rus olmak üzere toplam 23 insan ticareti mağduruna ulaştıklarını, bunların 18’inin adaya öğrenci vizesiyle getirildiğini ve hepsinin seks ticaretine zorlandığını tespit ettiklerini açıkladı. Birçok uluslararası ve yerel raporun Kıbrıs’ın kuzeyinde yapılan insan ticaretini uzun zamandır önemli bir endişe konusu olarak değerlendirdiğini aktaran platform, KKTC hükümetinin insan tacirlerini cezalandırma konusundaki eksikliği sebebiyle, Kıbrıs’ın kuzeyinin ADB İnsan Ticareti Raporu’nda ‘cezasızlık bölgesi’ olarak tanımlandığını belirtti.

2022 yılı boyunca yerel makamların üniversite sayısının kontrolsüz şekilde artışı, öğrencileri sahte vaatlerle kandıran acenteler ve öğrenci vizesi düzenlemelerinin kötüye kullanılması konularında bilgilendirildiğini söyleyen İHP, öğrencilerin KKTC’ye geldiğinde üniversitelerine devam edip etmediklerini veya insan kaçakçılığı gibi diğer tehlikeli veya yasadışı durumlarla karşılaşıp karşılaşmadıklarını takip edecek bir izleme mekanizmasının olmadığını raporladı. KKTC İçişleri Bakanlığı 2022 verilerine göre üniversitelerdeki kayıtlı öğrenci sayısı 107 bin ancak sadece 83 bini aktif. 20 bin öğrenci derslere devam etmiyor. Kayıt yenilemeyip adada kaçak durumunda olanların sayısı ise belirsiz.

ADADAKİ EN BÜYÜK SUÇ PAZARI İNSAN TİCARETİ

Birleşmiş Milletler üyesi 193 ülke içinde gelişen organize suç faaliyetlerini karşılaştıran Uluslararası Organize Suç İnisiyatifi’nin Küresel Organize Suç Endeksi 2023 raporunda da Kıbrıs ile ilgili çarpıcı bilgiler var. Ada, Avrupa genelindeki organize suç endeksinde 29’uncu sırada yer alıyor. Afrika, Asya ve Avrupa arasındaki konumu nedeniyle Kıbrıs’ın düzensiz göç için popüler bir destinasyon olduğu vurgulanırken, insan ticaretinin adadaki en büyük suç pazarı olduğu ve bunu uyuşturucu kaçakçılığının takip ettiği belirtiliyor. Öğrenci vizesiyle KKTC’ye gelen Afrika vatandaşlarının tampon bölgeyi geçerek Kıbrıs Cumhuriyeti’nden sığınma talep etmeleri için yönlendirildikleri iddia ediliyor. Ayrıca bazı kişilerin kaçakçıların yardımıyla sahte evlilik yoluyla siyasi sığınma başvurusunda bulunmaya çalıştığı aktarılıyor.

KKTC’DEKİ ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTLERİ

Küresel Organize Suç Endeksi raporuna göre, KKTC’de Interpol tarafından aranan çok sayıda kişi var. Kafkasyalı, Doğu Avrupalı ve Asyalı organize suç gruplarının kara para aklama ve uyuşturucu kaçakçılığı pazarına hakim, yanı sıra yasa dışı kumar, kadın ve insan ticareti ile ilgili işlenen suçlarda da önemli pay sahibi oldukları söyleniyor. Yine rapora göre Lefkoşa, Gazimağusa, Baf ve Limasol, ada çapında faaliyet gösterdiği söylenen bir düzineden fazla organize suç örgütüne ev sahipliği yapıyor. Bu grupların gelirlerini genellikle emlak gibi yasal ekonomik alanlara yatırdıkları biliniyor. Kıbrıs Cumhuriyeti, organize suçlarla ilgili mücadelede birçok ülkeyle uluslararası anlaşma imzalamış ve Avrupa Birliği düzenlemeleri doğrultusunda bir dizi yasal iyileştirme gerçekleştirmiş olsa da, adanın kuzeyinin dünyada tanınmayan bir devlet olarak uluslararası anlaşmaların dışında kaldığını hatırlatmak gerekir. Son zamanlarda dikkat çekici bir artış gösteren yabancılara emlak ve arazi satışının KKTC’de bir kara para aklama yöntemi olarak kullanıldığına dair tartışmalar sürüyor.

İNSAN TİCARETİ MAĞDURLARI FUHUŞA ZORLANIYOR

Nijerya merkezli Ulusal İnsan Ticaretini Yasaklama Ajansı (NAPTIP) yaklaşık iki yıl önce üniversite eğitimi ve beraberinde çalışmak için Kuzey Kıbrıs’a gidecek Nijeryalıları (özellikle genç kadınları) son derece dikkatli olmaları konusunda uyarmıştı çünkü ajansın elde ettiği bilgilere göre öğrenci vizesiyle KKTC’ye gelen mağdurlar, tacirlerin kalkan olarak kullandıkları acenteler tarafından eğitim ve iş vaadiyle kandırılıyordu. Ülkedeki ekonomik krizin öğrencilere yönelik iş fırsatlarını azalttığı, bu yüzden öğrencilerin üniversite ve yaşam masraflarını karşılayacak mali imkanlara sahip olduklarından emin olmaları gerektiği vurgulanmıştı. Mağdurlara KKTC’de hukuki destek sağlayan İnsan Hakları Platformu’nun kurduğu yardım hattı verilerine göre ise öğrenciler ülkeye geldiğinde tacirler tarafından özel dairelerde kilitli tutulmuş, pasaportları ellerinden alınmış ve fuhuşa zorlanmıştı.

ACENTE VE ÜNİVERSİTELER ARASINDAKİ ŞAİBELİ İLİŞKİ İDDİASI

KKTC yasalarına göre insan ticareti suç. Ancak sorunun gittikçe büyüyüp derinleşmesinden anlaşıldığı üzere engellenmesi ve mağdurların korunması konusunda kayda değer bir başarı elde edilebilmiş değil. Ülkenin egemen bir devlet olarak dünyada tanınmıyor oluşu, uluslararası hukuk ve toplumla temassızlığı, kaynak yetersizliği, ekonomik bağımlılığı gibi etkenler suç örgütlerinin kolaylıkla kendine yer bulmasına sebep oluyor. Nüfusuna oranla hayli yüksek sayıda üniversitenin faaliyet gösterdiği Kuzey Kıbrıs’ta, ki bunların içinde tabela üniversiteleri de var, okullar sağlıklı bir şekilde denetlenemiyor. Öğrencilerin üniversiteleri, Kıbrıs Cumhuriyeti ya da onun üzerinden diğer Avrupa ülkelerine geçiş için paravan olarak kullandığı ve dahası acentelerin aracılık yaptığı söylenen bu insan ticaretinden üniversite sahiplerinin de kazanç sağladığı, dolayısıyla sistemin işlemesinden memnuniyet duyulduğuna dair iddialar KKTC kamuoyunda yaygın şekilde kabul görüyor. İnsan ticareti yapan örgütler, özgürlüklerin ve yaşam standartlarının düşük olduğu her yerde kendilerine yeni mağdurlar bulup güçlenmeye devam edecek. İnsan ticaretiyle mücadele, insan haklarına saygılı her ülkenin birincil görev ve sorumluluğudur.

Kaynak raporlar:

https://ocindex.net/country/cyprus

https://insanhaklariplatformu.eu/kaynak

  • Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Yeniçağ Gazetesinin editöryal politikasını yansıtmayabilir 
- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
351AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin