Buraya kadar dönemin koşullarını özetlemeye çalıştım. Darbe gelirken, nelerin biriktiğine tanıklık duruşuna dayandım. Unutulanlarl kulanım kısgacından sıyrılıp, yakın tarih Kıbrısa ışık tutmaya çalıştım. Elbet askeri darbe gelirken koşulların nasıl ısındığı önemliydi. Diyalektik ilke ile “nicel birikimin nitelik dönüşüm” kjuralı yaşatıldı. Bunlar Kıbrısı anlamada önemli bilgilerdir.
Aradan eli yıl geçti. Bugün onbeş temuz. Kıbrıs yakın tarihinin önemli sayfasıdır. Fiylen ada ikiye ayrıldı. Tüm anlaşma metinlerine karşın da hayat yeniden lafı değil de pratiğin belirlediği ilkesini gerçekleştirdi. Ada parçalanırken dahi birliktelik vurdulandı. Toprak bütünlüğü denildi. Fakat olan, darbe ile resmen elilerin stratejilerin gerçekleşmesiydi. Zaten devamında da anlaşmalar olsa da tersi işledi.
***
Önceki yazılarımda belirtiğim gibi, yetmişdört darbesi beklenen hamleydi. Konuşuluyordu. Sıradan birçok insan Türkiye müdahalesi ile alınacak yerleri de nerede ise tam anlından vuran tahminlerle seslendiriliyordu. Nedense bunun önlenmesi olmadı. Özellikle Yunanistan cuntasının aşmazı, Kıbrıs cumhurieyti ile oluşan uçurum, emperyalist yapının kuşkularının sol paranoya ile yükselişi, adada mutlaka birşeylerin yapılacağının da kıvılcımlarıydı.
Nitekim sonradan konuştuğumuz gerek ABD gerek se İngiltere elçilikleri ile teması olan, oraya gidip görüşme yapan, çalışan insanlar hep darbenin olacağını biliyordu. Seçenekler dahi konuşuluyordu. Önceki yazımda da belirtiğim gibi, Amerikanın Makariyos imha ile ingilterenin hayat da kalması ikilemi dahi okunuyordu. Bu askeri müdahale sonrası, Makariyosun adaya dönüp dönmemesi dahi çelişkiliydi. Nitekim darbe sonrası Makariyosun kaçırılması, Kisinciri çok kızdırtı. Makariyosa adanın tümünün brakılmaması, gerekirse dönmemesi konuşması onaltı temuz bazı gazetelerde dahi yayınlandı..
Olay göstere göstere geldi. Çelişkiler de gelecek mesajı geliyordu. Makariyosun yetmişüüçte Sovyetleren gitmesi batıyı epey kızdırdı. Öyle ki Türkiyedeki Günaydın gazetesi ekim ayındaki karikatüründe Kıbrısı, “ayakları havada fahişe” resmiyle karikatürüze yaptı. Ardından gelen Yunanistan askeri danışmanları görevden alması ise Yunanistanla olan gerilimi iyice gerdi. Buna Mayıs yetmişdört toplantısında kendi değil de protokol denip dışişlerini göndermesi ile işler iyice karıştı. Hat da darbe eylül ayında hesaplanırken, Yunanistan cuntasının da dayatmasıyla erkene çekildi.
Acı olan, o dönem gerek Yunanistan gerek se KIbrısta Kıbrıs dosyası adıyla saçılan belgeler meclislerde tartışılırken, sonradan bunlar birer birer devreden çektirildi. Hat da bazı kesimler öylesine pişkinleştiler ki Amerikanın önce onay verip sonra gerii çekildiği yalanına sarıldılar. Oysa tartışmalarda hep Yunanistana onayın da dışında Amerikanın resmen güvence vderdiği de belirtiliordu. Bu tepkiler sonrası da öldürülen Kıbrıstaki Amerikan elçisine ABD yönetimi ses çıkarmayarak yükselen tepkileri de azaltmaya çalıştı..
Yine önceki belirtiğim son Ali ihsana Ecevitin gönderdiği mektupla uyarı yaptığı da malum. Makariyos odenli kendine güveniyor ve yapılamayacağı inancıdaydı ki dikate almadı. Ama askeri darbe geldi. Darbeyi yunanistanın adadaki güçleri ile Eyoka B ve yerelnişbirrlikçiler yaptı. Öncelikle de Kliridise koştular. Aslında yine Amerika ve İngiltere elçilikleriyle ilişkileri olann kişiler, ikili seçenek konuşulduğu bilgilerini veriyordu. Makariyos katledilip yerinenKliridis geçirilecek. Denktaşla anlaştırılıp ada yeni statüsüne konılacaktı. Makariyos şayet kurtu8lursa da Türkiyenin müdahalesi olacaktı. Nitekim, faşist darbeciler Kliridise gitiler. Ama Makariyosa yakın Baf ratyosunun Makariyosun yaşadığını açıklayınca, Kliridirs vazgeçti. Bunun üzerine Nikos Samson başkan yapıldı.
Ufak belirsizlik bir anda normalleşme havası gibi sunuldu. Taki, Amerikan Türkiye elçisinin onyedisindeki öğledensonraki Eceviti ziyaret etmesiyle durum yeniden ısındı. ABD elçisi Eceviti ingiltereye gönderdi. Böylelikle Kıbrısa çıkarma planı resmen hızlandırıldı. Kimisi habersizliknfalan ndiyor. Oysa dahanKıbrısta hiçbir gelişme okken, TC genelkurmay başkanı Ecevitden Özel Harp dayresinin bütçesini artırmasınınistedi. Belirli seçenek hazırlığı nedeniyle çıkarma hazırlığı oluşturuduydu.
Kıbrıstaki darbe, sonuçta sistemsel özüyle bir plandı. Sol paranoya ve adanın daha kolay kulanımı adına, hesaplar vardı. Zaten, atımışbir yılında garantörler adanın Natoya alınmasını istiyordu. Kıbrıstaki yönetim ise bloksuzları seçti. Bu aşamdan itibaren var olan ikiye bölme ve nato askerine daha yasalık getirne adına hep müdahale ile Türkiyenin de adaya gelmesi hesaplanıyordu. İlk hamlelerde Kruçevin tepkisiyle engelendi. Bunlar nedense hep yok saydırtılıyor.
Sonuçta Yetmişdört Yunan merkezl,i CİA planlı Kıbrıstaki işbirlikçilerle yapılan darbe, beklendiği sonuçla adayı enosis değil resmen ikiye ayırtı. Bu yıl resmen yaşananın eli yıl sonrasını yaşıoruz.
Sabahleyin şöylesine Kıbrıs medyasını dolaştım. Konu fazla öne çıkmadı. Kaybetme durumundaki güneyde fazla yer buldu. Ama sadece faşist cunta ifadesiyle sistemin rolü hiç ele alınmadı. Yerleşen koşullara göre bir konuşma veya konuşmama duruşu oldu. Ç,ünkü, sistem ayni sistem. Üstelik buna karşı seçenek de uok. Baştaki yoğun Amerikan eleştirileri hiç duyulmadı. K. Kıbrıs ise başka havalarda. Birkaç basın dışında konuya dokunan dahinolmadı. Ama onbeş Temuz darbesi, Kıbrısın kaderinde önemli sarsıntı yaratı. Adayı fiylenn ikiye ayırann sonucu üreti. Türkiye adaya geldi. Bir anlamda Aleksandır Yökün dediği gibi, Nao Kıbrısta askeri güç oluşturdu. Ne tesadüf ki eli yıl sonra Amerika KIbrısta deniz üstü ve helikopter alanı kurmaktadır.d
Bunlar hep hem yakın tarihin unutulması hem de adanın sistgem içi gelinen yer bakınıbndan alınacak önemli yaşananlardır.