Ankara bir süredir Şam ile ilişkileri normalleştirmek istediğini dile getiriyor. Bu çerçevede Rusya’dan ve İran’dan yardım isteyen Ankara, Şam üzerindeki baskıyı artırmaya çalışıyor. Bu köşede defalarca yazdım ama Şam’ın, normalleşmenin başlaması için Ankara’nın yerine getirmesini istediği iki şartı var:
-Ankara, Suriye’nin kuzeyindeki TSK varlığını geri çekecek ya da Rusya’nın garantör olduğu bir çekilme planı açıklayacak.
-Ankara, Suriye’nin kuzeyinde desteklediği silahlı gruplara desteğini kesecek.
Şam’ın aylardır devam eden ve Rusya ile İran’ın da devreye girdiği baskıya rağmen bu şartlardan taviz vermediği söylenebilir.
Ankara ile Şam arasında ilişkiler tamamen kesik değil elbette. İstihbarat ve güvenlik heyetleri görüşmeye devam ediyor, ancak liderler arası bir görüşme hâlâ olası değil. Çünkü Şam, yani Esad yönetimi normalleşme sürecine dair somut adımlar atılmadan liderler düzeyinde bir görüşmenin işlevsiz ve gereksiz olacağı, sorunları çözmeyeceği konusunda ısrarlı.
Ankara da Şam’ı Suriye’nin kuzey doğusunda gün gün gelişen ve güçlenen, Kürtlerin çekirdeğini oluşturduğu siyasi, idari ve askeri yapılar konusunda ikna etmeye çalışıyor. Ankara Şam’dan normalleşme sürecinin Kürtlere karşı ortak politika belirlenmesi ve ortak operasyon yapılması üzerinden şekillenmesi konusunda politika değiştirmesini istiyor. Şam hâlâ bu konuda Ankara’nın Kürtlere yaklaşımından oldukça uzak ve Ankara Suriye Kürtlerini PKK’nın uzantısı olarak görürken Şam Kürtlerle ilgili meseleyi siyaset yoluyla çözmeye çalışıyor. Çünkü yeni bir iç savaşın çok yıkıcı olacağı ve Amerikan desteğini de almış olan Kürtlerle çatışmaya girilmesi durumunda Amerika’nın da devreye girebileceği görüşü hakim Şam’da.
Velhasıl Ankara’dan ve Şam’dan ilişkilerin normalleşmesi konusunda ılımlı mesajlar veriliyor olsa da süreç hâlâ başlamadı. İki taraftan biri taviz vermediği sürece bu sürecin başlaması da pek olası değil.
İki başkent arasında durum böyleyken gündeme CHP Lideri Özgür Özel’in bir heyetle Şam’a gitmek istediğine dair haberler düşmeye başladı. Son olarak Özel’in bu talebine Şam’dan olumlu cevap verildiğine dair haber de geldi. Gerçi görüşmenin içeriği, gündemi, tarihi belli değil, ancak bu gelişmenin, yani olası bir Özel ziyaretinin Ankara-Şam ilişkilerini yumuşatması mümkün.
Sorular üzerinden gidelim en iyisi.
Özel’in Şam’a gitmesi CHP’ye ne kazandırır?
Türkiye 2011 yılında Suriye politikasını belirledi ancak bu politika belirlenirken de uygulanırken de ana muhalefet partisi olan CHP şimdiye kadar etkili olamadı. Bu açıdan Özel’in Şam ziyaretinin artık Türkiye’nin iç politikası haline de gelmiş olan Suriye politikasının şekillendirilmesi konusunda elini güçlendirmesi mümkün.
Yine bu ziyaret Suriyeli sığınmacılar başta olmak üzere Suriye meselesi nedeniyle iyice sıkışmış olan AKP üzerindeki baskıyı artırabilir.
Kısacası Özel, Şam’a giderek Suriye meselesini hükümetin tekelinden çıkarmanın yanı sıra hükümeti somut adım atmaya zorlayabilir.
Ancak CHP’nin Esad yönetimi ile yakınlaşması sonucu, sorumluluk üstlenmesini de gerektirecek. Şam, CHP’den en azından iki başkent arasındaki sorunlara yani Suriye’deki TSK varlığına, TSK’nın silahlı gruplarla ilişkilerine dair yol haritası da bekleyecektir.
Elbette Türkiye kamuoyunda da “Madem CHP bu işe el attı, Suriyeli sığınmacılar meselesi başta olmak üzere sorunları çözsün” beklentisi doğması muhtemel.
Esad yönetimi bu ziyareti neden kabul eder?
Şam açısından elbette ilk muhatap icra gücü olandır, yani hükümettir. Ancak Türkiye’deki gelişmeleri yakından takip eden Şam bir süredir CHP’nin yükselişine de dikkat kesilmiş durumda.
AKP üzerinde baskıyı artırmayı sağlayan fırsatları değerlendirmek isteyen Şam’da, Türkiye’de bir erken seçim olabileceği yönünde beklenti hakim.
Velhasıl Şam, “En kötü ihtimalle 2028’e kadar bekler, o arada da CHP dahil muhalefetle ilişkimizi geliştirir ve sonrasında onlarla birlikte çalışırız” hesabı da yapıyor.
Suriye’de önümüzdeki günlerde bir parlamento seçimi de var. Ardından da yeni kabine oluşacak. Dolayısıyla Özel’in Şam ziyaretinin hemen yani birkaç gün içinde gerçekleşmesini beklememek gerek ancak bu ziyaretin Ankara-Şam ilişkilerindeki genel tıkanıklığın kısmen de olsa açılmasını sağlaması beklenebilir.
Bekleyip görelim!