Sonunda beklenen oldu. UBP kurultaya gidiyor. Kimin işaret edileceği veya kimin engeleneceği tahminler fazla beklemeden ortaya serili. Çatalköydeki toplantıyla iki adaya çekil denildi. Ses seda çıkarılmadan geri adımı da atılar. Alışılınan UBP müdahalesi birden karşımıza geldi. Başta UBP kesimi tıs deedi. Adaylıktan engelenen ler hala konuşmuyor. Ama isdikrar ve demoktasi lafları alanın en sert zehiri gibi de söyleniyor. Öyle sesizleşerek gerkeçekleşti ki artık UBP zaten önceden yaşadığı tutumu yeniden yaşıyor.
Aslında sürpriz yok. Hele Türkiyenin Kıbrısa müdahale etme süreciyle birlikte, liderlik alanında da müdahaleler sık sık gerçekleşti. Bunlar kolayca kabullenildi. Ses çıkarılmadı. Türkiyenin her dönemine uygun müdahaleler yapıldı. Fakat, AKP döneminde tıpkı Türkiyede olduğu gibi her kuruma adeta tek adam cenderesine sokuldu.
Hafızaönemlidir. Hafızanın canlılığı adeta gerçeklerle yaşamanın bir olmasa olmazıdır. Tabi tehlike olan, resmi idolojik yalanlar ve suçlamalar sonucu, hafızaları da olumsuz şekilde etkilior. Kısa bir Kıbrıs tarihçeli hafıza canlılığına geçelim.****
Sıradan insanlar değil, resmi tarihçilere de sorun. Fayiz Kaymağı kaçı bilecek. Ama Faayiz Kaymak olayı Türkiyenin KIbrıstaki ilk önemli müdahalesiydi. Fayiz Kaymak B.M. toplantısına gidecekti. İngiltere hem Türkiyeye konuya çeke hem de kaynak yaratma adına fKaymağı Ankaraya gö derdi. Türkiye bilet parasını vermedi. Ödeyen ingiltereydi. Ardından Türkiyenin Kıbrısa bakan kesimler Kaymaya “sen yaşlandın, çekil”baskısı yaptılar. Yerine de Denktaşı koydular..
Türkiye ingilterenin müdahalesiyle Kıbrıs konusuna girerken, ilk tasfiye Fayiz Kaymak oluyordu. Peşinden de doktor Ali İhsan geldi..
Yine özellikle Kıbrısın Bloksuzlara üye olması sonrası, TC yetkilileri Doktora fazla güvenmiyordu. Makariyosun önerdiği vergi değişim yasalarını Küçük değil Türkiye kendi TRT ekranından ret ediyordu..
Bilmem Zekabeyin adaylığının engelenmesini de arada eklesek fazlalık olmaz…
Yetmişüç seçimlerinde ise müdahale sert oldu. Lider sayılan Doktor Küçük ve CTP adayı Berbebroğlu en son Ankaraya çağrılıp seçimlerden çektirdiler…
Gelelim önemli tarihi konuya: seksenbir seçimlerine … Ziya Rıskının kazandığı inancı yaygındı. Fakat itiraz edilecek maka etraftan sır oldu. İtiraz yapılmaması sağlandı. Böylelikle Ziya Rıskının seçiminin çalınması önemli tarihi dönemeç oldu..
Türkiye müdahaleleri o dönemin rejimine ve uluslararası ilişkilere göre yapılıyordu. Kıbrısta ve gidrek K. Kıbrısta artık normal davranış oldu. TC devletindeki iç çelişkiler de müdahale durumlarına ikilikli duruşlar da yaratıyordu. Doksanların içinde Eroğlu Denktaş çelişkisi bunun önemli kaynağı idi. TKP UBP veya CTP DP hükümetleri burdaki çelişkilerden değil, Türkiye müdahaleleriyle bozduruldu..
Akp döneminde müdahaleler artı. Her kuruma direk yapıldı. Koordinasyon kkesimlerle yönetimlere geçildi. Örneğin Belediyeler Tc elçilikle direk bağımlıdır. Brakın partiler ilişkilerini, UBP de olduğu gibi parti içi müdahaleler de yayıldı. İrsan Ahmet adaylığında bunu yaşadık.
En son olarak Üstelin başbakan edilmesi, Tahsini direk bakan ilan etmeleri bunun basit uygulamalarıydı. Ersini saraya gönderme de işin cıvıklığını çıkardı. Şimdi de UBP kurultayında Türkiyenin kimi işaret edeceği merakı var. kimse buna tepki koymuyor. Hesapta yirmibin üye varmış. Ama kendileri seçtikleri başkanı bile devirmelere tıs denmedi.
Yeni UBP kurultayına gidiliyor. Daha baştan iki adayın kelesi alındı. Sesleri çıkmadı. Bunu direk Metin Beyin yaptığı da apaçıktır. Buna alışılındı. Sadece müdahaleyi yiyen değil, sıra bekleyenler de olma sıra kaybolur korkusuyla ses vermiyor. Türkiye müdaalesi eleştirilmiyor. Demek ki işler yolunda. Hele şu gerçek çok parıltıyor: seçilen namzetlerin dosyaları da malum. Böyle seçki de nasıl K. Kıbrısın da yanıtıdır.