Yeni Halk Cephesi bileşeni Boyun Eğmeyen Fransa lideri Jean-Luc Mélenchon’un kendi web sitesi melenchon.fr’de yayımlanan yazısının, Jacobin.com’da yayınlanan İngilizce versiyonundan Birgün Gazetesi tarafından çevrilmiştir
Bu her zaman karşılaştığımız gibi bir durum değil. Cumhuriyetimize adanmış kimse onun siyasi önemini –ya da içerisinde bulunduğumuz son derece ciddi anı– küçültemez. Fransa halkına yazdığı mektupta, Cumhuriyetin devlet başkanı “kimsenin seçimi kazanmadığını” yazdı. Bu doğru değil. Herkes de bunu biliyor. Yeni Halk Cephesi seçimde birinci geldi ve yeni hükümeti kurmak da ona düşüyor. Dünyanın tüm demokrasilerinde, seçimler kimin hükümet edeceğine bu şekilde karar verir, yeter çoğunlukta temsilciye sahip olsalar da olmasalar da.
2022 seçiminin ardından, Emmanuel Macron bu kuralı Ulusal Mecliste yeter çoğunluğa sahip olmayan başkanlık koalisyonu içerisinden bir başbakan atamak için uyguladı. Bu koalisyon vekillerin çoğuna sahip olmadığı halde “başkanlık çoğunluğunu” dahi belirledi. Bu kez, Macron’u destekleyen partiler koalisyonu ikinci geldi. Başkan, birinci gelen koalisyon ile işlerin nasıl yürüyeceğini görmeden yeni bir koalisyon kurulmasını öneremez. Başkanın şu an yaptığı şey, dolayısıyla, durumu zorbalıkla kotarmak, gücünü suistimal etmek.
Bu ayrıca Ulusal Meclisin kendisine yönelik bir şiddet eylemi. Hatta Macron yeni hükümet çoğunluğunun şeklini belirleyebilmesi için meclis başkanının vekiller tarafından seçilmesini istedi, koca bir seçimin sonuçlarını görmezden gelerek. Fakat meclis başkanlığı seçimine dair tek mesele bu değil. Dahası, Cumhuriyetin başkanı parlamento gruplarının çoğunluğun ya da muhalefetin içerisinde olduğunu deklare etmeden kurulamayacağının farkında değil mi? Eğer hükümet “çoğunluğu” belirsizse bunun olabilmesi imkânsız. Dolayısıyla, tüm bunları birlikte düşündüğümüzde, kabul edilebilir tek bir anlam çıkıyor: Başkanın “kimsenin kazanmadığını” iddia ettiği cümledeki anlamın aynısı. 7 Temmuz’daki seçimin sonuçlarını tanımıyor. Bunu kim kabul edebilir, böyle bir rezaleti kim onaylayabilir? Sadece bu da değil.
Başkan ayrıca parlamento seçimlerinin iki turu arasında olanların siyasi anlamını da çiğniyor. (Marine Le Pen’in Ulusal Birliğine karşı kurulan) “Cumhuriyetçi cepheyi” hükümet kurması ya da meclis çoğunluğu sağlaması gereken bir siyasi ittifaka dönüştürüyor. Ancak buna dair bir soru işareti olamaz. Bu sözde “cephe” siyasi bir ittifak değil. Hiç olmadı. Hatta, en derin anlamı, partilerin ve partizanların sınırlarını aşarak hepsinin ötesinde bir ortak çıkara hizmet etmesi. Devletin Ulusal Birlik gibi cumhuriyetçi yapısına düşman bir partinin iktidara gelme ihtimaline karşı kurulmuş bir güvenlik koridoru, binlerce defa ifade edildiği gibi.
Konunun Boyun Eğmeyen Fransa’yı ilgilendiren kısmı açısından, ilk tur seçimlerinde Ulusal Birliğin birinci ilan edilmesinden 15 dakika sonra üçüncü sıradaki adaylarımızı çekeceğimiz kararını kamuoyuna açıkladım, öncesinde herhangi bir taviz veya karşılık için pazarlık yapmadan. Bir güvenlik koridorunu siyasal bir ittifaka dönüştürme girişimi siyasi gücün temelsizce istismarıdır. Seçim sonuçlarını ve Yeni Halk Cephesinin zaferini reddetmenin de üzerine çıkıyor. Bu ikisi, kabul edilemez bir bütün oluşturuyor.
7 Temmuz seçimlerinin sonucu Yeni Halk Cephesinin zaferi sayesinde Ulusal Birliğin yenilgisini güvence altına almış olmasıdır. Bu sonuç şimdi Macron’un gücü ele geçirme çabasını da boşa çıkarmaya uzanmalıdır. Fransız seçmenlerinin elinden aldığı gücü korumak istiyor. Seçmenlerin oylarının bu şekilde veto edilmesi gibi bir karşılığı kabul etmek söz konusu bile değil. Halkın oyuyla seçilenden farklı bir koalisyonla kendilerini dayatabilmeleri için ahlaksız yan yana gelişler ve gizli anlaşmalara izin vermemiz söz konusu bile değil. Bu, başkan evrensel oy hakkıyla verilen karara saygı duyana kadar da somut eyleme çevrilmeli.
Jean-Luc Mélenchon – Sosyalist milletvekili, Boyun Eğmeyen Fransa