yaklaşımlarÖzkan Yıkıcıİronik fenomenle güncelik oluşturma - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

İronik fenomenle güncelik oluşturma – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Çoğu zaman, hele de Devlet eksenli açıklama olunca, genelde düşünülmeden ona kendimizi kaptırırız. Söylenenin doğruluğu veya doğuracağı tepkiyi tartmak ise akıl tutulmasına teslim edilmektedir. Özellikle, devletçi yakalaşımın tabulaştırılması, din, ve ulusal boyutla destekleyen açıklamalar genelde hiç sorgulanmaz. Türkiyedeki son örnek gibi, CHP lideri “fış poliyiks olunca, hepimiz Türkiyeliğiz” ifadesi boşuna değildi. Bizde daha da küçüklükten sertleşen ta uyla örüldü: “söyleme, Rumlar duyup da bize karşı kulanırlar” yaklaşımı ala etkindir. Dışa karşı ile dış güçler kelimeleri epey düşünsel yük, siyasal tabusal kabul oluşturuldu.

Belirtiğim gibi, özellikle dış denilince, Ulusal kılınır karşıta koz vermeme savunma kalkanı oluşturulur. Bunun sonucu da istenilen politika içte olsa dahi dış durum kulanılıp devlet hegemonhası kuşatası oluşturulur. Neyazık bunun örneklerini hep yaşıyoruz. Öyle yaşıyoruz ki son Erdoğan açıklamaları ve peşinden bizdeki söylenenler, adeta fenomenlik mdrecesinde ironik olarak gelmektedir. Devlet kutsiyasi ve bunu kolayca kulanma, insanları da düşünce kaybına hemen getirir. Dahası, gazeteciler bile haber yapıyoruz derken, yapılan açıklamaların sadece tekini alıp ötekine yer vereyerek yorumlama bağımlı koşuluna düşerler. ****

Rizeden yükselen ses, Telavivden gelen yanıt ve tutumlar, biranlamda yukardaki örneklere önemli kanıtlarla doludur. Erdoğan Rizede ansızın gürledi: israile açık şekilde “bir gece ansızın gelirim” bağırması duyuldu. Bunun hemen sonrasında İsrail dışişleri bakanı da yanıtı verdi. Erdoğana Sadamı hatırlatıp, benzetme ekledi. Bunlar bir anda gerilimi söz duelosunda çevirdi. Tabi belki de olanları dahi tam bilmeyen bizim yalakalı koltukçular da sıraya girdi. İsraile veriştirdiler. Kimse düşünmedi durupdururke  neden böyle sorusuna geçmedi. Hat da karşılıklı atışmaları değil kendine olanı yontarak karşıta veriştirmelerle moral deşarjı oldu. Ama bizim koltukçular yin e de bir başkaydı. Sanırsın dünyayı onlar yönetiyor!

Bunlar siyasal alanda yankı buldu. Fakat, şunu hep gözardı edildi. Karşı tarafa suçlama gönderirken, inanılmaz kelimeler kulanılırken, nedense kendi söyledikleri durumuna dokunmamaya dikat eder gibiydi. Örneğin Türkiyede, İsrail dışişleri bakanının Sadama benzetme ve sonunun öyle olacağı sözlerine laflar küfür derecesine geldi. Fakat, öncesi kendi lierlerinin söyledikleri konusunda fazla laf belirtilmedi. Karşıt söyledi sınırı yetiyordu. Oysa İsrail basınının önemli kısmı iki tarafında açıklamalarını yayınladı. Türkiyede birkaç gazeteği gözardı edersek, sadece, sanki İsrail durup dururken sözleri vurguladı düşüncesini vurguladılar. Peşinden de tehtitler devam deniliyordu.

Kimse söylenen israile gitme durumu dahi konuşturulmadı. Nasıl israile gidileceği ve vurulacağı belirtilmedi. Hat da Türkiye İsrail sınırının arasındaki Suriye durumu akla bile gelmedi. israile karşı savaş halinde olan tek ülke Suriyenin bir kısmını Türkiyenin de kontrol yaptığı belirilmedi. Ama onca eksiklik karşısında yine de kabaran kahramanlıkla kitlesel karşılık da buldu.

Dahası var; Erdoğan Karabağı ve Libyaya Türkiye ordusunun girdiği gibi ifade de ulandı. Bilgisizlik vedevletci refleks kısa zaman önce yaşananı da bilmeme gerçeğini kanıtlıyordu. Karabağa giren Azerbeycan ordusuydu. Üstelik Azerbeycanı destekleyen en önemli iki ülke Türkiye ve israildi. Libya hikayesi ise bir başkaydı. Libyada ölen bazı kişileri yazdıkları için hapis yatan Barışlar gibi gazeteciler de var. ama dil söyler. Hele devlet adına söylenip milet de gaz buluyorsa, sorun olmaz.

İsrail ise bölgesel gücü ve Metanyahu gerçeği de katlınca elbet nasıl yanıt vereceği de malumdu. Ama tartışılmaz gerçek, israile giden önemli sayıdaki yakıt Azrbeycandan olup türkiye üzerinden yolanmasıdır. Nereden bakarsan çelişkilerle dolu. Üstelik ikili tutumlar da yaygın. Sıralasak iş uzar. Ama konu etmeden de olmazdı. Çünkü koşulalrla devletler resme  istedikleri gibi oynuyor. Kimisi Erdoğanı Rizede vermediği çay taban fiyatıyla eleştirileceğini beklemekteydiler. Ooysa bir İsrail gönderilmesi herşeyi altüst etmeye yetip artı. Üstelik israile de göndermelerle deşarj resmen tamamlanıyordu.

Durum hamaset olur da K. Kıbrıs boş kalırmı: kalmadı. Üstelik cihalet ve yalakanın daniskasıyla. Bazılarının gözünden kaçmayan önemli durum da vardı. Daha önceleri, Erdoğanın böylesi çıkışları olması halinde, dövizler çıldırırdı. Son açıklamada resmen etki sıfır dereesindedir. Bağımsız kesimler olayı “inandırıcı değildir” tutumuyla vurguladılar. Bu dikaten kaçtı. Oysa her gerilimli demeçte fırsatla dövizle oynaıp para kazananlar da vardı. Buda ezberi bozan gelişme oldu.

Zaten çoğu basın konuyu mahşete çekmedi. Kimisi de kulanım amacıyla ele aldı. Ama yeniden gerçekleri bize hatırlatı. Bakalım pratikte ayni durumda değişken duruş olacakmı sorusuna ne zaman geleceğimiz de başka bir soru.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin