Siyasette ders vermek çok kolaydır fakat bunları almak zordur. Bir öğretmen edasıyla Kıbrıslı Türklere nasıl—bizlerin olabildiği gibi—Avrupalı olabileceklerini, ve bizim defedemediğimiz Türkiye’yi nasıl defedeceklerini öğretiyoruz.
Şunu okudum: “Kıbrıslı Türkler her iki dünyanın da en iyisine alışmış olabilir ama bu onlara uzun vadede hiçbir şeyi garanti etmez. Ve bunun farkına varmalılar. Onlara Avrupa vatandaşlığı statüsünü sağlayan Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığını istiyorlar fakat onu… tanımıyorlar. Kıbrıs Cumhuriyeti, 1960’tan bu yana eksik olan Kıbrıslı Türklerle yakınlaşma politikalarını uygulamalıdır. Bunu da gerçekçi olmayan ve kolaycı bir armağan pratiği ile yapmamalıdır. Bunun yerine, tüm vatandaşların Kıbrıs Cumhuriyeti bünyesinde varolması ve katılım göstermesinin ne anlama geldiğine dair sisematik bilgilendirmeler yapılmalıdır. Ve işgalci bir Türkiye olmaksızın özgür ve Avrupalı bir Kıbrıs’ın ne anlama gelebileceği anlatılmalıdır.”
Kıbrıs Cumhuriyeti bünyesinde varolup katılım göstermenin tüm vatandaşlar için ne anlama geldiği, ve Kıbrıs’ın özgür ve Avrupalı olmasının işgalci bir Türkiye’nin yokluğunda ne anlama gelebileceği Kıbrıslı Türklere öğretilemez. Sistematik bilgilendirmeye ihtiyaç duyan Kıbrıslı Rumlardır. Kıbrıslı Türkler tüm bunları 2004’ten bu yana bilirken Kıbrıslı Rumlar 20 yıldır fark edemediler. Kıbrıslı Türkler, sokaklara döküldükleri ve Rauf Denktaş’a karşı Kıbrıs sorunun çözülmesi lehine eylemler yaptıklarından beri, tüm vatandaşların Kıbrıs Cumhuriyeti bünyesinde varolması ve katılım göstermesinin ne anlama geldiğini, ve işgalci bir Türkiye olmaksızın özgür ve Avrupalı bir Kıbrıs’ın ne anlama gelebileceğini kavramışlardır. Tarihsel önderlerini liderlik koltuğundan göndermeyi başardılar, ve ardından da Türkiye’yi Kıbrıs’tan defetmeye kalkıştılar.
Referandumda tüm vatandaşların Kıbrıs Cumhuriyeti bünyesinde varolması ve katılım göstermesi, işgalci bir Türkiye olmaksızın özgür ve Avrupalı bir Kıbrıs lehine oy kullandılar. Ve aslına bakarsanız, %65’lik ezici bir oranla oy kullandılar (böyle bir karar için nadir bir oran). Ancak yazılarında hâlâ işgalci Türkiye’den yakınan Kıbrıslı Rumlar, şaşırtıcı bir %76’lık oranla, tüm vatandaşların Kıbrıs Cumhuriyeti bünyesinde varolup katılım göstermesine karşı çıkarak, ve özgür ve Avrupalı bir Kıbrıs’a itiraz ederek işgalci Türkiye’nin Kıbrıs’ta kalmasından yana oy kullandı.
Bu nedenle derslerin başka yerde verilmesi gerekir. Kıbrıslı Türkler derslerini almış görünüyorlar, ve bu gidişle, onlar da yakında işgalci bir Türkiye olmaksızın özgür ve Avrupalı bir Kıbrıs’ı istemeyecekler.