Bugün Onbir Temuz. Tam da iklim bozulmasını anlık da yaşadığım güne tesadüf ediyor. Öilen yemeğe giderken, hava kavurucu ve güneş yakıyordu. Yemeği yedikten sonra dışarı yeniden çıkarken, sıcaklık yine vardı. Ama tam iklim bozulma havasıyla devam ediyordu. Ayni anda kapıdan çıkınca, başıma yağışlar da gelmekte gecikmedi. Sıcak, kavurucu hava ve yağış. Sonra eve geldim. Yağış devam ediyordu. Kapıdan yağmur havasını dinleyerek daldım. Ama, yağış bitince, bunaltıcı bir ortamda kendimi buldum. Sıcak hava ile yağmur, ardından buharlaşma.. sonuçta nem boğucu hava da beynime dek geldi. Epey sıkıntılı..
İklim bozulmasını bu denli anlık yaşamak, önemli hatırlatma konu da edilmeye adaydı. Sonra normal sıcak dalgasına geçildi. Aklım sulandı. Ama birden Onbir Temuz yakın tarihe doğru gidişat da başladı. Ratyoda eski müzikler de çalınıyordu. Tam bir dalgalanma halay geliş gidişte kalıyordum.***
Ünüversiteye girdim. Hazırlıktan sonra Sosyal Çalışma bölümüne geçtik. Birgün Sanat tarihinde okuyan biri yanıma geldi. “sen Halk Evlerinde Kıbrıs seminerini veren kişisin, değil mi” diye konuya girdi. Bende karşılık olarak onayladım. Koluma girdi. Devrimcilerin toplandığı koridordan ayrıldık. Sanat tarihi bölümü akademisyenlerinin olduğu bölüme geçtik. Bir kapıya vuruldu. İçerden yanıt gelince de içeri girdik. Öğrenci hemen konuya girdi: “hocam, size bahsetiğim Kıbrıs seminerini veren kişi bu” dedi. Hoca şöylesine baktı. Adını söyledi “Betredin Cömert”.. sonra beni getiren kişi dışarı çıktı. Birkaç saat Betredin hocayla konuştuk. Belli ki hocaya seminerimi ilgili kişi aktardıydı.
Betredin hoca bana tarihsel araştırma konusunda bazı teknikleri aktardı. Benim araştırmamdaki kaynakları sordu. Sordukça, dahası geldi. Sonuçta saat dörde doğru gelince, bana yeniden görüşme umuduyla konuşma sonlandı…
Betredin Cömert hocadan epey dersler aldığım kesindi. Fakat, kısa zaman sonra yine Sosyal idari bilinler koridorunda ders girmek için beklerken, hışkırıklarla gelen bir öğrenciden “faşistler Betredin hocayı katleti” haberini aldık. Epey sarsıldık. Birden hocanın bana aktardıklarıyla daha öğrenecek çok kural varken, faşist katliyamla yaşamı sonlandı. Bu benim tarihsel analilerdeki önemli bilgilenme sürecinde tarihsel anı şeklinde hala aklımda bir yerde duruyor.****
Olaydan iki yıl sonra: bu defa Kıbrısta tatildeydim. Karpazda bulunuyordum. Yine gün Onbir temuz. Seksen yılındaydık. Birden TC medyası Fatsa operasyonunu anlatmaya başladı. Resmen ordu Fatsayı işkal eder gibi ilçeye girdi.
Fatsa, o dönemin Devrimci Yolun elinde olan belediye idi. Seçime girilip kazankıldı. Devrimci belediyecilğin önemli uygulanan yeriydi. Eşitlikçi ve demokratik uygulama Türkiye devletini resmen sarsıyordu. Nitekim, Fatsadan gelen güzel haberlere karşın, örneğin demirel Çorum katliyam deneyimi sonrası” siz Çoruma bakmayın, Fatsaya bakın” diyordu. Bunu diyen de Türkiyenin başbakanıydı.
Terzi Fikrinin Fatsada yaptıkları devrimci örnek olarak önemli olumluluklar vardı. Bunun ezilmesi gerekirdi. Nitekim daha kısa zamanlı odenli başarıları hazmedemeyen TC, Fatsayı ordu güçleriyle işkal edip, ilçenin önemli nifusunu resmen değişik tutumlarla cezalandırdı. Dönemin belediye başkanı Terzi Fikri de zındanlarda işkenceden öldü.
Hemen sonra ortaya çıkan analiz: Fatsanın 12 Eylül darbesinin provası olduğu da vurgulandı. Buda Türkiye yakın tarihinin önemli sayfası olarak kaydedildi.****
Daha yakına geliyoruz: doksanbeş yılındayız. Bu defa balkanlara geldik. Dağıtılacak Yugoslavyanın karanlık sayfasıyla karşılaşıyoruz. Selebrenite katliyamı. İşin doğrusu, bu katliyamda hernekadar Sırp kesimi suçlanırken, olaya onay veren, resmen yol açan kesimler konuya katılmıyor. Yapılan feci katliyam, hemen “soykırımla” da atlandı. Aslında siyasal hedefe de uygundu. Çünkü Selebrenite katliyamı sonrası Amerika direk Yugoslavyaya müdahale ediyor ve ülkenin parçalanması tamamlanıyordu.
Selebrenite önemli tarihi katliyamdır. Anca, sadece bu olayla sınırlı tutulmaması şart. Önceden olanlar ve hedeflenen siyasi hedef de eklenince, ilgili tipteki olaylar neyazık politik tercih olarak uygulanıyor. Zaten Selebranite hem de B.M. kontrolunda veAb gücüne rağmen, nasıl izin verildiği soruları demokratik çevrelerce hep soruldu. Ama fatura sadece uygulayan Sırbistanla sınırlı brakılıp resmen Yugoslavyanın parçalanması tarihini hızlandırdılar. Fırsat arayıp da bulan batı kolektif emperyalizmi de Bosna Herseki da darmadağın yaptılar. Temel nokta federal yapı öreği, özyönetim modeli ve bloksuz hali batıda hiç sevilmiyordu. Federal yapılarda hep ırkçılığı beslediler. Öyle beslediler ki hep ayrıcalığa oynadılar. Bunu direk desteklediler. İstihbarat örgütlerinden İMF yapısı direk rol aldı.
Ancak, birlikte yaşanamayacak koşulalr da oluşması gerekirdi. Çine mesajı Belgrataki elçiliği vurarak hem de Amerika tarafından yapılarak mesaj verildi. Selebrenite katliyamı ise korkunçluk üstüne “birlikte yaşanamaz” siyaseti yerleştirildi. Böylelikle altı federal yapı dağıldı. Bosna ise ortak değil üç bölgeli ve daha üst iki yapılı ve batının garantörlü koşuluyla oluştu. Garantörlük! Size hiç yabancı gelmemesi gerekir. Son söz garantörlerin..****
Kısaa, temuz sıcağından iklim bozulma güncesiyle başladık. Buharlaşan havada anılara daldık. Bir yakın tarihli güncel yazı yaratıldı. Dersleri çok ve gelecekte dikat edilmesi gereken net mesajlar var. anlayan anlar.