Son Mahmut Abasın Türkiye ziyareti ve meclisteki konuşma üzerinden, Türkiyede yaşananlar, bana bazı durumları yeniden yazma zorunluluğu getirdi. Aslında özellikle Türkiyede son Abas ziyareti ve yorumlar, önceden uyardığım gerçeklerin yeniden sunumu gibiydi. Konuya yaklaşım önemlidir. Eğer siz devlet eksenli veya kendinize göre yetersiz nbilgilerle bakış geliştirirseniz, birçok konuda kolayca yanıltılırsınız. Nitekim çok uzağa gitmeyelim: biraz önce de izlediğim Türkiye hem de muhalif denilen medyalar, aynen bizdeki devletçilik hastalıklı yaklaşımlarını neyazık gördüm. Nasıl ki iş Kıbrısa veya anti Kürt politikasına gelince, AKP em karşıt bildiklerimiz, birden devletçi eksende buluşmalar oluyorsa, son Filistin gerçeğinde de aynisi oldu. Hamasa bakış eşitdir AKP ile saydamlaşınca, birçok konumdan da kopuluyor. Üstelik Abası eleştiri yapanları da eşitdir Hamasçı algılatma da devletçi tek tipin anlayışından başka bir şey değildir.
Nitekim, mecliste Abas konuşurken, dışarıda onu protesto eden Filistinlileri bazı Kemalist devletçi hemen “Hamas yanlıları diye” yaftaladılar. Bu sonuç hep oluyor. Hele de tek tip bakma ve karşıtla özdeşleştirme kültürü de idolojikleşip devletçi olunca, bu yanlışlar hep yapılır. Bazen de beyenip beyenmeme ölçütüyle de yorumlanır.
****
Mahmut Abas Ankarada temaslar yapıp Melcliste de konuştu. Bu defa Filistini Gazze değl daha çok Ankarada olanlarla, tek tip bakışın ekseninde bulduk. Yetersiz bilgi ve bir gözle bakmanın cenderesine düşüldü. Oysa Filistin resmen kan ağlıyor. Ama öteki gerçek de Filistin içi ortak yapı yok. Hat da resmen ayrışma epey gergin. Son Çin hamlesi de hala sonuçlarını net alamadık. Ama net olan Abas hernekadar kendini Filistin başkanı tanıtsada ve kabul görse de hayat başka telden çalıyor. Örneğin Gazze ateşkes görüşmelerinden Abas yönetimi değil Hamasla görüşülüyor. Hem de terörist ilan etmelere rağmen.
Burada birkaç önemli noktayı yazarak, yorumu size rakacam. Şunu veya bunu eleştirme veya taraftarlıkla mümkün oldukça uzak duracam.
Çok geriye gitmeyecem. Arafat ölümü sonrası Batı Şerya ve Gazzede işkal altındaki olma koşuluna rağmen seçim yapılır. İsrail işkalci olmanın konumunu kulandı. Örneğin sevilen lider Mervan Barbuti gibi kişileri veya FHKC liderini tutuklayıp hapse atıyor. Elfetihin de gücü sonucu Mahmut Abas başkan seçilir. Yine de az bir farkla seçimi alır. Hemen sonra yapılan parlemento seçiminde ise seçimi Hamas epey farkla kazanır. İsmail Haney de başbakan olur. Ancak, İsrail zaman zaman yol açtığı, zaman zaman da liderlerini dahi katledtiği Hamasın yönetimde olmasını kabul etmedi. İçine sindirmedi.
Birçok parlementeri tutukladı. Böylelikle Hamas parlementoda azınlığa düştü. Mahmu Abas da fes eder. Bu tutum Filistin içi çelişkileri artırdı. Sonuçta Gazzede Elfetih yanlıları ve Batı Şeryada da Hamasın taraftarları sürüldü. Hapse atıldılar. Sonuçta Gazze Hamasın ve Batı Şerya da Mahmut Abasın kontroluna geçti. Nedense günümüzde hem Hamasın Gazzedeki Elfetihe yaptıkları söylenir de Batı Şeryada olanlar, israilin vurduğu veya tutukladığı Hamas kesimlerini de birlikte yorumlamaz. Bu tamamlayıcı bilgi dahi, eminim bazı okuyucularıma ters gelip, eleştirecekler.Ama Hamas yobazdır diyecekler.
***
Ardından ikibin Sekizde İsrail Hamasın kontroluna geçen Gazzeye önemli bir saldırı yapar. Binlerce ölüm olur. Abas durum hakında pek konuşmadı. Hat da bazı idiyalara göre de İsrail Gazzeyi hep Abasın kontroluna vereceği bilgilerini sunuyordu. Bu yüzden bu tarihte yapılan İsrail saldırısı ve Abasın tutumları bizat Filistin içinde dahi eleştirildi.
***
İsmail Haney başbakanlığı kaybedip terörist ilan edilirken, Abas hep Filistin yönetim başkanı olrak anıldı. Ancak bu hep soru ve nazı temaslarla epey erozyonlu sorgu haline geldi. Arabulucular Filistinlileri birleştirmeye çalıştı. Seçim tarihi dahi ilan edildi. Ortak yönetim dendi. Enson ikibinyirmibirde Mısırda yine anlaştılar. Fakat, nedense Mahmut Abas seçim yapılmasından caydı. Bahaneler buldu. Bu arada İsrail epey Hamas liderini tertipledi. Bazı öteki guruplarında üyelerini hapse atıyordu.
Kontrolü altındaki Batı Şeryada ise Mahmuda epey tepki geliyordu. Yolsuzluklar epey fazla duyuluyordu. Tepkisiz kalmakla suçlanıyordu. Her İsrail Gazze operasyonunda seçenek olanakları oluyordu. İsrail hep Gazzenin Abasa verileceği veya kontrolunda olacağı sözlerini dolaşıma sürüyordu. Bu Filistin içi kırılmalara da yardımcı oluyordu. Haması ise destekleyen pek yoktu. Hat da bazıları İŞİD ile birlikte ansa da, ilgili cihatçı örgütler israile karşı tek eylem yapmadı.
Abas koltuğu kulanmaya çalışıyor. Ayuka çıkan yolsuzluklar ve yetersiz yönetim nedeniyle pek de sevilmiyor. Ama başta Elfetihin önemli alternatif liderleri de hapiste. Mervan bunlardan biridir. Böylesi karışıklıklar içinde olan Filistin de artık dünya gündeminden de sildirtilme aşamasına dek getirildi. Abas hamle dahi yapamadı. Zaten, yaşlı olmanın da etkisi artıyordu.
***
Son Gazze olayı israilin faşist niteliğini, emperyalist sömürgecilik gerçeğini, sistemin kuralsızlaşarak çöküşünü gösterdi. Ama Filistinlilerin de ortak bir yapıda olmamaları da önemli öteki madalyon yüzü idi. Dünya ise solun zayıflamasından sonra, Fİlistine olan duyarlılık da kayboldu. Bu koşullar hep alehtedir. Ama tek suçlama yerine de geçmemesi gerekir. Her kuruluşu yerine koyarak yorum uapmak en azından gerçeklerin nilinmesinde faydalıdır. Şimdi oda zor. Üstelik Türkiyede devletçi olan Kemalist kesimler hep AKP karşıtlığı ile Türkiuye yörüngesine göre yorum apıyor. Tıpkı K. Kıbrıs gibi. Unutmadık, seçim sürecinde Ersin Tatarı destekleyen Kemalist gerçeklik vardı..