Gecenin sesizliğinde bir elim klavyede ötekisi ise değiştirme adına televizyon kumandasınaır. Arada makaleler de okuyordum. Televizyonda ise kulağım korkunç filime takılıyor. Sevvgülün makalesini okuyunca, birden takıldım. Geçmişle yüzleşme adınaydı. Vurguladıklarına itiraz edecek değilim. Ama yine de sıcak üstümden esen hafif esinisiyle gidip gelirken, yine de aklım karışıyor. Yazılan doğruydu. Ama hep genelikle eksik rakıyoruz. Geçmişle yüzleşmek istersek, önce güncel gerçekleri de kabullenmek önemlidir. Gücelden kaçıp da geçmişle yüzleşme demek hep eksiklik brakır.
Kuzey Kıbrıs bbu konuda oldukça fakir. Zaten yaşanan ngeçmişle yaşayan vea kökleri olan nifus sayısınepey azaldı. Üsteliknresmi tarih de unutula üzeriden yazıldı. Bunu iki gün önceki olayda da yaşaık.
Ben çocukluğumdan beri Bir Ağustosta TMT kuruluş günü olmadığını hep duydum, siyasal ilgilenme sonucu bu tarihin STK nın örgüt denetimini ele geçirme döemi olduğu kabulngörüyordu. Ama resmi tarih hem de kuruculrının dahi kabul etiği şekliyle TMT kuruluş günü olmadığı hep sorgullandı.
Epey zaman söyledi. Sonra sistem yerleştikçe ve hafıza kaybı ile yeni nifus yerleşesi ile artık konuşulmaz duruma getirildi. Tabi tatil olmandışında günün gerçek önemi de bilinmeme uçurnasına takıldı.
***
Girişte ne dedim: geçmiş gerçeklerle yüzleşme önemlidir. Ancak, günümüz gerçeklerini de kendi gerçekliği ile bilerek ancak geçmişle yüzleşilir. Son günlerimiz bir görevn değiştirme ile resmen etrafa saçıldı. Önce Metin bey elçi olarak geldi. Türki6ede Metin Fevzioğlunun dönüşümleriyle birilikte konu oldu. K. Kıbrısta sadece merak sınırında kaldı. Bir de koltuk aşkıyla sıraya girilindi.
Metin bey giderken, Türkiyen gerçekleriylenyolandı. UBP kurultayına müdahale ile Özgürü karşılamama tutumların önemli ses getirdi. Yerine gelen Ekrem bey ise daha gelirken dahi Türkiye medyalarıının bir kısmında ses getirdi. Yedi ay önce seyhan Avşarın haberi akla geldi. Ekrem bey ile Falyalı ortakılkları etrafa yayıldı. K. Kıbrısta sadece malum birkaç kesimle sınırlı kalındı.
Yolsuzluk, tutuklananlar falan pek de deyinecek durumum yok. Ama Kıbrıs hem hava hem de siyasal ısınmada. Güney Kıbrısa hem deniz üstü hem de başka yığınaklar var. Hizbulah müdahale halinde bazı tesislerin vuvurulacağını ilan ediyordu. Güney kuzey sınırında yüzlere varan göçmen ara bölgede sıkıştı. Kuzeyde tıs yok. Güney ise Kuzeyden Güneye gönderilen göçmenleri almayacağını açıklıyor. Kuzeyde ise tıs yok. Sadece bu kirli işlerden alınan rant herkesin dilinde. Kıbrıs sorununa durmadan hem adasal hem de bölgesel kriz ekleniyor. Ama bu gerçekleri konuşan pek yok. Hele kuzeydeki işbirlikçiler yağ va yalakaylankoltuk alıp rantla yandaşlama hayata devam denilmektedir.
Kirlilik, yasadışılıklar, kaçakçılıklar, yalanlar, hepsi kabullenildi. Kabullenilince de gerçeklerle yüzleşmek de zorlanılıyor. Önemli bir engel. Tabi kayıplar unutuluyor, bilen azalıyor ve yeni sorunlarla da adanın yeniden birleşilmesi de iyice uzaklaştırılıyor. Seçeneksizlik ve sistemde en iyi olma, artıknkültürleşti. Politik kazaanç hanesine konuldu. Bu yüzden geçmiş silikleşirken, güncelngerçekler de imkarnedilerek normal kirli havuzda yıkanmaya devam edilmektedir.