yaklaşımlarÖzkan YıkıcıTuhaf fantezilerinden güncel notlar - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Tuhaf fantezilerinden güncel notlar – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Ben konuya pek de deyinmek nitinde değildim. Cuma Günü ayni haberi Politis gazetesi de de duyunca, gabiba ile başlayan kuşkudan yazmaya karar verdim.

Önce Fileleftoros gazetesinde yayınlandı. Kuzeyde bazı foncu dışında karşılık bulmadı. Ancak, Serhat da ayni haberi “önemli güvenilir kaynağımla” verince, güncele doğru evrilme oldu. Bir kesim konuştu. Bazıları da tahmini habercilik algısına geçti. Konu: yine Guteresin yeni hamlesinden söz ediliyor. Hazırlanmış planlar dahi vurgulanıyor. Hem kalınan yerden devam hem de öncelikle “güvenlik ve siyasi eşitlikten” başşlanacağı vurgulanıyordu. Ayrıntılı gibi görülen tutumlar, yazın sıcaklığına rağme   azı kesimlerde konuşulma zemini de buldu. Tabi ki kendi algı kuralalrıyla elbet açıklamalar gelip geçti.

Hemen hatırlatalım: ben siyasetle ilgilendiğim dönemden beri bu tip durumlar hep yaşandı. Ya görüşmeler başlayacak, görüşmelerde şu aşamaya gelindi tutumları çocukluktan beri tanık oldum. Son dönemlerde ise “hareketlenme olacak, yeni planlar” gibi sözler de uçuşuyor. Bazen gerçekten B.M. kesimleri yoklama yapıyor. Sonucu belli olmasına rağmen de ponpalama oluşturuluyordu. Ancak, hep sonuçta hüzün oluyor.

Buradaki tehlike şu: olmaz havası ve fon şarkısı söylenirken, bazen cidi olma gerçeğinin de olmayacaüını göstermez. Ancak tüm tarafları iyi izlemek gerekir. Birşeyler yapar gibi olma veya olmayanı olur gibi gösterme hep yaşandı.

Sonuçta yeni hhaber yeniden yayıldı. Yorumu çok yönlü yapanlar da olacak. Ama galiba hala gerçekleri değil de istenilen algıyla aldatılma zemini de yaygın. Bunu Cuma günü Politis gazetesinde de gördüm. Sık sık bizde koltuk bekleyenlerin de yaptığı algı oyununa çok benziyor. Neymiş: Türkiye kabul eder gibi olurken, Kuzeydekilerle ters düşüyor. Başka açıdan, Kuzeydeki yönetenler Türkiyeye rağmen ters davranıyor algısı oyununa baş vuruluyor. Bu ne ilk nede sondur. Hat da zaman zaman, bazı girişimleri Türkiye net açıklarken, bazen de örneğin Tahsini Ankaraya  çağırıp ona açıklatıkları çok gelişmeyi yaşadık. Yine de hala ayni algı tutuyor. Türkiyeye rağmen veya Türkiyedeki şekliyle Erdoğanın rağmen söylenme şekli nedense kabul görme potansiyeline sahiptir.

Tüm olan gerçeklere rağmen hala bu algı tutuyor. K. Kıbrısta son koltuğa turtma veya müdahalelere rağmen hala Türkiye ile ters düşme lafına baş vurulması ilginçtir. Tuhaf fantezi gibidir. Tam da ayni anda yeni teslimiyet resmini Ünal Ankarada Cevdetle vermesine rağmen. Bunu Kuzeyde de sırf koltuk beklentisi nedeniyle bazı kesimler de baş vuruyor. Türkiyeye rağmen veya thaberi yok algısıyla Türkiyeye yalaka ve buradakilere suçu atma davraışları son dönemde iyice baş vurulan tavırlardır.

Şüpesiz Guteres için en rahat diplomasi yapacak alan Kırıs da yerlerden biridir. Hiç duydunuzmu, Gazze için ateşkes arabuluculuk, Filistin sorununun çözümü, Sudandaki iç savaşı durdurma, Ukrayna konusu veya Kongo gibi nice sıcak gelişmelerin olduğu yörelere hiç diplomat gönderme veya plan suduğuna tanık oldunuz mu? Ama Kıbrıs hep sözkonusu ediliyor. Bazen tahminli güncel, bazen gönderilen planlar ve yeri geldiğinde içerikle bazı direk müdahale veya algı deneyimleri yapılıyor. Son açıklanan ve hala netleşmeyen gerçeklik de bunlardan biridir.

****

Hala K. Kıbrıs rejiminin öncelikli kılınıp, yeri geldiğinde “Türkiye ile anlaşmazlık” denilecek lafların karşılık bulduğu dönemde, elbet gerçekelri  önemi daha da artıyor. Bu arada normaleşen birçok gelişme de var. siyasi ahlakın çöküşünden, yasaların dahi kişiye göre uygulanan durumlar, kurumsal çürümüşlüğün önemli ayraçlarıdır.

Basitinden gidelim: UBP kurultay hikayesi bir savaş alanı veya yalaka meydanı gibi yaşanıyor. Yasa falan yok. Bizat kendileri tüzüğe uyulmadığı, yasaya aykırı itirazlrı var. üye tarihinden so ra üye yapılmadan tutun, sahte diploma idiyalı kişinin aday olmada sorun edilmeyen parti yapısı.dahası kısa zaman öncesi gibi büyük oyla seçilen başkan, bir gecede görevden de makamdan da apartopar gidişi de gerçekleştiydi.

Öte yandan

Büyük mütahip örgüt de ayni çizgide. Kaçak işçilik nedeniyle soruşturması yapılıp tutuklanıp, sonra teyminatla serbes brakılan başkanı, sanki hiçbirşey olmamış gibi makamında oturmaya devam ediliyor. İki basit gibi olup normal şekliyle işleyen davranış, tuhaflıkların nasıl normalleşip güncel deftere yazıldığını işaret etmektedir.

Hemen CTP de olağanüstü erken kurultaya girdi. Ufak bir bilgi; kendi silahlarını kendi kuralarıyla oynama oyunudur. Yoksa erken kurultay konusu gündem değildir. Merak edenler son tüzükteki seçilme koşularını okusun. Tabi hukukçu Tufanın hukuk manevrasını da aklınızın bir yerine koyun..

****

Sesiz sedasız Karpazdaki Marina konusu da gelip geçiyor. Elli ki eldeğiştirme oyunları yapılıyor. Fakat, Serhatın da yakaladığı gibi, Deyvitin 13 yıl önce ölmesine rağmen, Türkiyedeki bazı gazetelerin, Kuzey Kıbrısı terketiği haberi yalanın da ötesinde bir haberciliktir. Aslında Türkiyenin Kıbrısla alakalı nedenli bilgilendiği, ilgilenme şeklini yeniden kafalara kazmak için önemli örnektir.

Karpazdaki Marina hikayesinin direk birçok onuda tanığıyım. Devlet Emlakta nasıl kime mukavele dildiği, verilen sözler, yazılı metinler aklımda. Fakat, Deyvitin işletmesine geçince de nasıl engeler konulduğuna da direk birebir şahitim. Ama konuyu bilmeyenler ve aasi milli rantçılar hep yalanla konuyu gündemleştirdiler. Yahudi düşmanlık kulanılıp aslında kendileri ele geçirme çirin kuralı uyguladılar.

Yeri gelmişken; belediye ve Belça yeri de Karpaz marinası gibi ayni şahısa ilkten verildi. Ora için de önemli planlar söylendi. Fakat, Lefkoşanın ortasında yapı yarım kaldı. Bunu da araya eklerseniz resim tamamlanır.

Son Mari a için bir not: ilk alan şirket temsilcisin otel apma gibi durumlar da kabul edildi. Şirketin Deyvitin eline geçtikten sonra otel yapmasına bimbirdereden su getirilip izin verilmedi. Tam bir K. Kıbrıs klasiği değil mi.

*****

Kısaca, nerden başlarsanız başlayın, K. Kıbrısta önce tuhaf gelen, fantazileşen konularla hep karşılaşırsınız. Kimisi yargı kimisi kanun der. Ama şimdilik gündemde olmasa da normal yaşamda yargıyla alakalı da konuşulanlar var. Juju yargısında veya Baroların Tüzük değişimi, Teyfik Mut olalyı ile atamalardaki durumlar hala dilerde dolaşıyor. Kimisi yargı yıpranmasın diye susuyor. Kimisi de işimiz yayrgıya düşünce korkusuyla görmezden geliyor. Ama nereden bakarsan bak şekli yine tuhaflıklar diyarı Kuzey Kıbrısta yaşamaya devam ediyoruz. Üstelik Küliye gürültüsü, havada uçuşan tozlarla da sağlığımız da altüst oluyor. Sahi şu Küliye kaynağını neden Türkiye medyası sorgulamıyor?

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
355AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin