Cuma günü sabahı önemli haberle uyandık. Türkiyede yaklaşık eliyedi milyon hesabı olan isdikram sistesine ualaşılamaz haberini duydum. Bir uyarı idi. Daha bilgisayar sistemi yayılırken, bu sitelerle hayat şeklenirken, hep aklımda kuşkular yayılıyordu. Ansızın, hayat sanal dünyada oluşurken, birden kesinti olunca ne olacaktı? Tümü değil de Türkiyedeki isdikram yayınlarının yasaklanması erişilmesi engelenmesi, benim nederece kuşkularımla haklı olduğumun neyazık acı yaşananıdır.
Yetmedi: konuyla alakalı hukuki kararların da anlamsızlığı beraberinde gelişti. Yedi ay önce anayasa yahkemesi alınan kararın yanlış ve geçersiz olduğu kararı vardı. Onun gerekçesi, tam da isdikram erişilmez tutumuyla birlikte yaşandı. Yine tipik ders alıcı durum karşımıza geldi. İsdikram yayınının durdurulması yanunda Anayasanın da gerekçeli kararı resmen karartıldı. Bir anlamda Anayasa sitesi de sildirtildi. Erişilmeyerek ne oluşunun gerekçesi de duyurulmaması da sağlandı. Bunlar hep yaşanırken de K. Kıbrısta “Türkiyeli metiheler” eşit egemen masaları ses yükselterek, hamasi aşk şerbetleri içer gibi seslendiriliyordu. Ama, ne isdikramın yasaklanması nede anayasa kararının gerekçesinin engelenmesi konusunda resmi medya ve belirli örgütlerden tıs gelmedi. buda Türkiye K. Kıbrıs kutsal bağlarının bizat itirafıdır.
******
Bir önceki lkyazımda “hükümsüzlüğün” önemli önerisel yaşananları özetlediydim. Hükmün bitiği yeri anlatmaya çalıştım. Başlangıç ilk örneği de Yine Türjiye anayasa hükmüydü. Can Atalayın tutuklu olması ve meclisin bunu onaylamasının anayasaya aykırılığı üzerindeki bir değil birkaç kararına rağmen serbes brakılmadığını anlatmaya çalıştım. Buna karşın yeminlerde dahi anayasa bağımlılığı vurgulanırken, anayasa mahkeme karaarlarını tanımama duruşlarını birlikte aktardım. Daha yazdıklarımın üzerinden saatler geçmeden de bu defa isdikram siyesinin yasaklanması veya erişilmesine gel konulması, devamında anayasanın yedi ay önceki ayni hükmün yetkisini geçersiz kılan gerekçesinin açıklanması birlikteliğine tanık olduk. Sonuçta yemin edilip namus sözü verilen karar uygulanıyordu. Anayasayı tanımama ve ağızdan çıkan lafla, yasal gibi erişim konulması.
*****
Bunlar ne tek nede son olacak. Belli ki son dönemlerde AKP ve başta Erdoğan yerel seçim sonrası sarsıntısından hemen kurtuldular. Oyalama dönemiyle birlikte yeniden yola devam edileceğini açıkça haykırıyor. Salt erişim yasağı değildi olan. Meclisten geçirilen yasalara da bakarsanız, yeni rejimin kurumsallaşma çabaları ve yasasklı sistem hızla yoluna devam ediliyor. Tabi bu arada söylenen bazı sözlerin de şaka değil, gelecek günlerin de mesahı olduğu kesin. Ek olarak gelişmeleri örtme adına ya yasaklar veya başka gündemlerle örterek resmen sistemin yerleşmesine hız verilmektedir. Fakat, hukuki anlamı da net: artık anayasa hükümleri dahi geçersizdi. Epey zaman önce yapılan sert uarının adeta devamlılığı idi. Ne dediydi Erdoğan “ne saygım var nede anayasa babayasa tanıyorum” ifadeleri tarihi sıçrama tutumuydu. Tek adamın ağzından çıkanın kanun olduğu veya yasaklanmasına veya aykırı olduğuna rağmen anayasa kararları olmasına rağmen, yola devamla uygulanmasına hız verilmektedir. Bazısı yasal değişim kılıfıyla bazısı da kararnamelerle resmin yeni kuralsız hukuk süreci çoktan başladı. Hat da Beştepe saryının yasal olmadığı kararının Danıştay kararına rağmen “gücünüz yeterse gelin yıkın” karşılığı ile yapıldıydı. Bunları hep olmadı ve tekrar tekrar anayasal hüküm veya kararı arayışlarıyla yine de beklentiyle işlerin duracağına kimileri inanç getiriyordu.
****
İsdikram sitesine erişim engeli konuldu. Eliyedi milyon hesabı var. önemli kısmı tiari ilişki veya eğlence amaçlı olanlar da varar. Şüpesiz sistemin işleme kuralalrı tartışılmalıdır. Ama yargı kararı olmadan, salt ağızdan çıkan lafla erişime kapanması, milyonlarca insanı etkiler. Bir anlamda yasal olmayan baskı ve hayatla engelemelere dek uzanan sonuçları da olur. İşler aksar, ilişkilerde olumsuz etkiler olur. Bunlar hiç hesaba katılmaz.
Tabi yine anlamsız gelecek, fakat otoriter kulanımla tartışılma derefesine sokulan kavramlar da yaratılır. Nasıl ki hayvanları katletmede “ötenazi” deniliyorsaydı, erişilmezliğe de katalok suçlar diye bir kavram konuldu. İletişim yapısı adeta anayasal üstü güçle ağızdaki kelimenin uygulama gerekçesi oldu. Hatırlarsınız Ötenazinin insanların öldürülme kararı olurken hayvanlara da bunun yasal konulması tuhaflık olsa da güç sayesinde yasal kılıfa konuldu. Şimdi de katalok suçlar diye bir kuramla hem anayasa sitesi silikleşiyor hem de istikrama karşı erişilmezlik aklanarak haklılık eksenine konulmaktadır.
****
Bu gelişmeler K. Kıbrısta sanki yaşanmamış gibi geçiyor. Çünkü sistemin işleyişi böyle. Hat da birileri bana “bu konuda yazma.. Sana ne.. sonra seni de Türkiyeye sokmazlar” akıl vermeler de oldu. Gerçeklerden bu denli net kaçılırken de yetmezmiş gibi boş sıkılan laflarla kimisi çözüm kimisi de devam edinirken, acaba sorusulyla gerçekleri de yazmaya devam mı kuşkusuna düştüğüm de oldu. Fakat, yetmişlerdeki yaşadığımız bilgi kısırılığı nedeniyle, ilerde burada da neler olduğunu anlamak isteyenleri de düşünerek, gerçekleri yazmaya devam diyorum. Bana bazı ağlarla başıma çorap örmeleri de ufak şaşkınlık sonrası, onları da atlatarak, geleceği de düşünerek devam diyorum.